TBMM'de OHAL gölgesinde siyaset

CHP ve HDP, OHAL altında siyasetlerine yeni yol haritaları arıyor. Kemal Kılıçdaroğlu, muhalefeti daha da sertleştirme eğiliminde

Erdem Gül

TBMM, darbe ve muhtıra dönemleri dışında bugün ilk kez seçimle gelmiş sivil bir iktidarın ilan ettiği tüm Türkiye çapındaki Olağanüstü Hal (OHAL) altında açılırken, siyaset iyice daralan zeminde kendine yol arıyor. Meclis, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından, “Halka değil devlete karşı” söylemiyle ilan edilen OHAL’in, gelinen noktada “Muhalefetsiz ve siyasetsiz bir Türkiye” özleminin aracı haline dönüştüğü şikâyetleriyle açılıyor. OHAL’in 21 Ekim’den itibaren üç ay daha uzayacağı da kesinleştiği için özellikle muhalefet, yeni söylem, yöntem ve araçlar bulma zorunluluğuyla karşı karşıya. Yeniden uzatılmaması halinde 21 Ocak 2017’ye kadar OHAL altında çalışacağı kesinleşen Meclis’teki 4 partinin içinde bulunduğu durum ve atacakları adımlara ilişkin öngörüler şöyle:

Gayriresmi MC: AKP, yeni döneme 14 yıllık tek başına iktidarını OHAL’in sağladığı süper yetkilerle daha da pekiştirerek giriyor. İktidar, OHAL yetkilerine ek olarak siyaseten MHP’nin de açık desteğini almanın avantajına da sahip. MHP’nin OHAL ve KHK’ler başta olmak üzere iktidara verdiği açık destek, 1970’li yıllardaki MC’lere benzetiliyor. MC’lerde resmi koalisyon ortağı olan MHP’nin bugün ise gayrıresmi ortak olduğu görüşleri dile getiriliyor.

MHP muhalefetten kurtuldu: MHP’nin desteği, olası bazı kritik oylamalarda AKP içinde çıkabilecek firelere karşı da sayısal güvence olarak niteleniyor. MHP’nin kazanç hanesine ise “15 Temmuz öncesi başta Meral Akşener olmak üzere muhaliflerin parti yönetimini değiştirme tehlikesinden OHAL süresince kesin olarak kurtulmanın yazıldığı” belirtiliyor. MHP’deki genel başkan adaylarının OHAL süresince parti içi mücadele konusunda zemin bulmalarına şans tanınmıyor.

HDP’ye hapis ve kayyım baskısı: OHAL, MHP’yi iktidar blokuna iterken, CHP ile birlikte HDP’yi de muhalefette konumlandırıyor. Ancak HDP, Kürt sorununda gelinen nokta açısından CHP’den farklı konularla da uğraşma zorunluluğu yaşıyor. HDP, dokunulmazlıklar kalktığı için milletvekillerinin tutuklanması riski içinde sürece başlıyor. Parti yönetimi, savcılıkların yaptığı ifade çağrılarına karşı gitmeme kararı aldı. Ancak daha da sertleşmesi beklenen OHAL sürecinde HDP yönetimi, bazı milletvekillerine yönelik “zorla getirme” ve “tutuklama” girişimleri de bekliyor. Vekillerin tutuklanması riski ile birlikte HDP’yi meşgul eden bir başka konu ise belediyelere kayyım atanması. Elindeki belediyelere şu ana kadar atanan ve bundan sonra atanacak olan kayyımlar konusu da HDP’yi özel olarak uğraştırıyor.

Kılıçdaroğlu sertleşecek: CHP yeni döneme OHAL ve KHK mağdurlarının neredeyse tamamının sığındığı başvuru adresi halinde giriyor. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz sonrası tonunu düşürdüğü eleştirilerini bir süredir yeniden yükseltti. Özellikle “yaş-kuru, cadı avı” şikâyetleri üzerine CHP’de “hak ve özgürlüklerden taviz vermeyen” bir muhalefet yürütülmesi görüşleri öne çıktı. Kılıçdaroğlu da kurmaylarına, “Evet, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye’nin sağ salim huzura ermesi için devlet adamlığına ihtiyaç oldu. CHP olarak bunu yerine getirdik. Ama bu tutum, her türlü hak hukukun çiğnenmesinin, özgürlüklerin yokedilmesinin fırsatı olarak kullanılamaz. Bu nedenle ben dahil tüm CHP’liler her türlü haksızlığa itiraz edeceğiz” diyerek muhalefet dozunu artıracaklarının işaretini verdi.

Yıldırım’a da söyledi: Edindiğimiz bilgilere göre Kılıçdaroğlu, geçen hafta yaptıkları son görüşmede Başbakan Yıldırım’a izleyecekleri bu tutumu bizzat iletti. Görüşmede Yıldırım’ın da darbe girişimi ve devlet içindeki yapılanmaların tahmin edilenden de ciddi olduğuna ilişkin görüşler dile getirdiğini duyduk. Kılıçdaroğlu, Yıldırım’la diyaloğu sonuna kadar sürdürecek. Ancak bu diyaloğun, “Yenikapı ruhunu bozuyorsun” denerek CHP’ye adeta muhalefet yapma yasağı şekline dönüştürülmek istenmesini kabul etmeyecek.

OHAL sonrası seçim: CHP de, henüz iktidardan somut bir işaret alınmamasına karşın “OHAL sona erdirildiğinde baskın seçime gidilir mi” senaryosu üzerinde de değerlendirmeler yapılıyor. OHAL sonrası seçime de hazırlıkla olunması gerektiği görüşleri dile getiriliyor.