"TBMM örnek olmalıdır"

TBMM'de 'Kürt Açılımı' tartışılmaya devam ediliyor. AKP Adana Milletvekili Ömer Çelik, vatandaşların TBMM'de eylem yapmaması için TBMM'de korsan eylem yapma geleneğinin sona ermesi gerektiğini söyledi.

cumhuriyet.com.tr

TBMM'de görüşülen "Kürt açılımı" konusunda partisinin görüşlerini açıklamak üzere kürsüye gelen Çelik, sloganlı protestoyla karşılaştı.

Çelik, oturumu yöneten TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'in uyarısı üzerine konuşmasına ilk cümlesinde ara vermek zorunda kaldı. Genel kurul salonunda yaşanan protesto nedeniyle seyircilerin uyması gereken kuralları düzenleyen iç tüzüğün 169. maddesini okuyan Şahin, görevlilerin bu kurallara uymayanları dışarı çıkarmaları yönünde uyardı.
Bu uyarıdan sonra konuşmasına devam eden çelik, CHP'nin Meclis'te düzenlendiği pankartlı eyleme gönderme yaparak, "Vatandaşlarımızın bu tip eylemler yapmaması için TBMM'nin örnek olması lazım. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde korsan eylem yapma geleneğinin söz konusu olmaması lazım" diye konuştu.

Çelik, Kürt sorunu, Alevilik, azınlıklar, inanç hürriyeti, kadın erkek eşitsizliği, darbeler, çeteler, insan hakları, güvenlik perspektifleriyle ilgili yüzlerce hata binlerce kitap bulunmasını bu sorunların varlığına bağladı. Çelik şöyle konuştu:
"Ortada bir sorun yoksa, çeşitli kesimlerin eksik demokrasi uygulamalarından dolayı herhangi bir rahatsızlığı yoksa şunu soralım: Bu kadar literatür niye ortaya çıkıyor? Deniyor ki, hükümet bu konuyu ortaya getirdiği için çıkıyor. Peki hükümet obeziteyi gündeme getirseydi, iki ayda bahsettiğimiz konular 86 yıldan daha fazla konuşuldu. Hükümet obeziteyi gündeme getirseydi aynı konuşmalar yapılacak mıydı? Hayır, çünkü Türkiye'de demokrasi meselesinde çok ciddi sıkıntılar olagelmiştir. Bu sıkıntıların kaynağı da meclisteki siyasi partiler tarafından büyük bir mutabakatla üzerinde uzlaşmaya varılmış tespit edilmiştir. Bugün ortaya çıkmış mesele değil. Abdülhamit zamanından beri bu meseleler tartışılıyor.

Bu ülkede inanç gruplarından etnik gruplara kadar pek çok kesimin, çok ciddi insan hakları meselesi olması, demokratikleşmeden kaynaklanan sıkıntılarının olması, Siyasetçilere şöyle bir sorumluluk yükler: Siyasetçiler bu sorunları sumen altı etmekle sorumluluklarından kurtulamazlar, bunları çözmek zorundadırlar. Bu tip meseleler artık büyük meseleler haline gelmiştir. Sıradan demokratikleşme sorunu değildir. Bunlar yüksek siyasi sorumluluk, gerçek bir cesaret ve siyasi vizyon gerektirmektedir. Bu vizyona sahip olanlar geleceğin büyük Türkiye'sini gerçekleştirmek, kurmak üzere bugünkü riskleri seve seve göze alırlar."


Çelik, "Kürt açılımı"nın yurt dışından dayatıldığı eleştirilerine karşı çıkarak, "Her zerresine kadar milli ve yerli olan bu süreci aksatmaya çalışan yabancı gizli servislerin Türkiye'nin vizyonunun başarısız olması için çalıştığının farkında mıyız" diye konuştu.

TBMM'de görüşülen "Kürt açılımı" konusunda partisinin görüşlerini açıklamak üzere kürsüye gelen Çelik, Türkiye'nin çözüm iradesini yabancı odaklara bağlayanların, bu sorunu palazlandıran yabancı servislerin faaliyetlerine atalete uğratmak üzere iktidarları dönemlerinde hiçbir girişimde bulunmadıklarını savunarak, "Türkiye demokrasi yoluyla bu sorunları çözmezse bundan kim kazançlı çıkacaktır? Bu sorunu çözersek kazançlı çıkacak odak biziz, çözmezsek kim kazançlı çıkacaktır" dedi.


"Kuvayi Milliye benzetilebilir"

AKP için yapılan Damat Ferit hükümeti yakıştırmalarına da karşı çıkan Çelik, "Türkiye'nin her tarafını tarayan, her noktasına ayak basan, her yerinde teşkilatlanmış olan AK Parti ise ancak ve ancak Kuvayi Milliye'ye benzetilebilir" diye konuştu.


"Türkiye'de federasyon olağanüstü hal yönetimidir"

"Kürt Açılımı" konusunda yapılan eleştirilerin yersiz olduğunu ifade eden Çelik, "Bizi üniter devlet yapısını bozmakla suçlayanlar, şunu düşünsünler: Türkiye'de şimdiye kadar federasyona benzeyen tek yapı, Olağanüstü Hal Yönetimidir" dedi. Çelik şunları söyledi:
"Bize göre milli birlik ve kardeşlik daha çok demokrasi demektir. Birileri bu denklemin milli birlik ve beraberlik kısmına sahip çıkma adına demokratikleşmeye alerji duyuyor. Daha çok demokrasiye sahiplenenler, milli birliğe karşı çıkıyor. Milli birliğe sahiplenenler, demokrasiden alerji duyuyor.

Kürt sorunu, Alevi sorunu, azınlıklar sorunu faili meçhul sorunlar değildir. Bunlar yönetim sorumluluğunu yerine getirmeyenlerin, bugün de bu süreci engellemeye çalışanların seleflerinin ürettikleri sorunlardır. Biz AK Parti olarak bu sorunun başladığı günden, bugün çok daha kararlıyız. Böyle bir sorunu çözme iradesi gösterdiğimiz için bir mahçubiyet içinde değiliz. Tam tersine acı veren bu uygulamaları ortadan kaldırma girişimi bize nasip olduğu için Allah'a hamd ediyoruz."