TBMM Başkanı Şentop'tan 'Montrö' açıklaması
Türkiye’nin Cumhurbaşkanı kararıyla İstanbul Sözleşmesi'nden çıkmasının ardından, Meclis Başkanı Mustafa Şentop katıldığı televizyon programında, “Cumhurbaşkanı ‘Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden çekildim, Montrö'yü tanımıyorum, feshettim' diyebilir mi?” sorusuna, “Yapabilir. Mümkün-muhtemel arasında fark var” diye yanıt vermişti. TBMM Başkanı Şentop'tan bugün (29 Mart 2021) yeni açıklama geldi.
AA"Cumhurbaşkanı isterse İstanbul Sözleşmesi'nden çekildiği gibi Montrö Sözleşmesi'nden de çekilebilir” sözleri tartışma yaratan TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "Hak ve hukukumuzu antlaşmalar korumaz; antlaşmaları hak ve hukukumuzu koruma kudretimiz ve kararlığımız var eder" açıklamasını yaptı.
Şentop'un açıklamalarından öne çıkan satır başları:
"Ben herhangi bir anlaşma, sözleşme ismi zikretmedim. Soruyu soran gazeteci arkadaşımızın iyi niyetiyle bazı anlaşmaları zikrederek sordu. Ben de iç hukuktaki düzenlemelerden bahsettim. Bunun Montrö dahil bazı anlaşmaların nasıl tartışma konusu olduğunu sorguluyorum. İşin hukuki boyutuyla insan iş yapmazlar. Hukuk tekniği bakımından konuştuk. Lozan gibi Montrö gibi anlaşmalardan çıkmanın söz konusu olmayacağını da açık bir şekilde söyledim. Bunun imkânsızlığını ifade ettim.
Başta Montrö olmak üzere Türkiye'nin taraf olduğu, İstiklal Harbi'yle elde ettiğimiz mevzilerle ilgili hiçbir düşünce aklımızdan geçmemiştir. Türkiye'de siyaset yapan bazı insanların bir sözü veya kişiyi eleştirirken ne dediğine bakması gerektiğini düşünüyorum.
Benim söylemişim gibi değerlendirme yapmalarından üzüntü duyuyorum. Bu tartışmalarda şunu gördüm, Türkiye'nin güvenliğini, sınırlarını koruyan anlaşmalar değildir, bunu koruyan devletimizin kudreti, ordumuzun gücüdür. 20 Temmuz 1936'da imzalandı, Cumhuriyet Gazetesi'nin manşetinde 10 Temmuz 1936'da 'Bedbin hava hakim' diye manşet var. Yunus Nadi imzasıyla yayınlanan başyazı var. Türkiye'nin özgüvenine ve anlaşmadaki duruma bakınız. 1936'da 10 gün önce Türkiye'nin söylediği söz alternatif olmaz. Bu özgüveni bizler taşıyoruz. İçlerinde gizli mandacılık anlayışıyla özgüvensiz bazı siyasetçilerin bizim yazılı metinler üzerinden bizim sınırlarımızı tartışmaması gerektiğini ifade ederim. Herkes kendisine gelsin. Bunu dile getirenler içlerindeki mandacı fikri dile getirmektedir. Onları kınıyorum.."