TBB'den işkence gören avukat için ikinci dilekçe
Türkiye Barolar Birliği, darp ve işkenceye maruz kalan Avukat Sertuğ Sürenoğlu’nun, olaya ilişkin video görüntülerinin ortaya çıkması üzerine, Cumhuriyet Başsavcılığı’na ikinci bir dilekçe sunarak işkence suçunu işleyenler ve diğer sorumlular hakkında ceza davası açılmasını talep etti.
cumhuriyet.com.tr<haber-dikey:1347591,1363817>
Türiye Barolar Birliği Başkanlığı, 19 Nisan 2019 tarihinde, baro başkanlıkları ile birlikte, Avukat Sürenoğlu’na işkence ve darp uygulayan ve olayı görmezden gelen polis memurları hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuştu.
Bugün ortaya çıkan ve tutanakta yer alan iddiaların gerçek olmadığını gösteren görüntüler üzerine, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Metin Feyzioğlu imzasıyla Cumhuriyet Başsavcılığına ek bir dilekçe verildi.
Dilekçede şu ifadeler yer aldı:
“Görüntüler incelendiğinde, Av. Sertuğ Sürenoğlu’nun trafiği kesen polis memurlarına sadece “BİR DÜĞÜN İÇİN BU OLUR MU?” dediği duyulmaktadır.
Olaydan sonra tutulan tutanakta ifade edildiği gibi, Sayın Cumhurbaşkanı’nın aracına taarruz söz konusu değildir. Yani söz konusu tutanakta; “Sayın Cumhurbaşkanı’na saldırıyordu, o sebeple müdahale ettik” anlamına gelen açıklamaların gerçekle ilgisi yoktur. Aynı şekilde Sayın Cumhurbaşkanı’na Av. Sürenoğlu’nun sövdüğüne dair tutanakta yazılı olan iddialarda görüntülerle desteklenmemektedir.
En önemlisi Av. Sürenoğlu, “BİR DÜĞÜN İÇİN BU OLUR MU?” dedikten saniyeler sonra birden çok polis memuru tarafından tutulmuş ve götürülmüştür. Bu sırada tutanakta iddia edildiği gibi bir direniş göstermemiştir. Zaten kendisinden çok iri ve sayıca kalabalık olan polis memurlarına direnmesi fiziksel olarak mümkün değildir. Dolayısıyla tutanakta iddia edilen “direndiği için orantılı güç kullandık” ifadesinin gerçek olmadığı açıktır. Kaldı ki; Av. Sürenoğlu o sırada kısmi bir direnme göstermiş bile olsa, gözünün patlatılmasına, dudaklarının parçalanmasına, kafa travması geçirmesine neden olacak bir güç kullanımının orantılı olmadığı açıktır. En önemlisi bu seviyede bir fiziksel güç kullanımının saniyeler içerisinde sona eren “derdest etme” anında gerçekleşmediği ortadadır. Demek ki Av. Sertuğ Sürenoğlu, yetkili polis merkezi yerine Çırağan Sarayı içerisindeki odaya götürülüp, orada kendisine işkence edilmiştir.”
Dilekçede, CMK’nın 161/5’inci maddesi gereğince kolluk görevlileri hakkında soruşturmanın re’sen yapılması zorunluluğu bulunduğuna dikkat çekilerek, “Etkin soruşturmanın yapılması, tüm delillerin toplanması” talep edildi.
“Bu noktada delil toplanması için izin sürecinin tamamlanmasının beklenmesinin ilgililer için adli ve idari sorumluluk doğuracağı” hatırlatılan dilekçede, “Av. Sertuğ Sürenoğlu’na yönelik işkence ve diğer suçları işleyen sorumlular hakkında ağırlaştırıcı tüm sebeplerin de değerlendirilerek ceza davası açılmasını talep ederiz” denildi.