TBB Başkanı Feyzioğlu'ndan kurultay taleplerine yanıt

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, bazı baroların TBB’nin kurultaya çağrılması kararı vermesinin ardından yaptığı açıklamada, "Onlar için mesele yargı bağımsızlığı değil, Cumhurbaşkanı'na gidip gitmemek meselesidir" diye konuştu.

cumhuriyet.com.tr

Feyzioğlu'nun Saray’da yapılan adli yıl açılışına katılmasınının ardından ilk olarak İstanbul Barosu, TBB’nin kurultaya çağrılması konusunda delegeleriyle toplantı yapma kararı almıştı. Ankara Barosu Yönetim Kurulu da Erinç Sağkan başkanlığında dün toplanmış ve "Avukatlık Yasası’nın 115/2 maddesi uyarınca TBB’nin seçim gündemli olağanüstü genel kurul çağrılmasına" karar vermişti. Antalya Barosu da TBB'nin olağanüstü genel kurul kararına destek veren barolardandı. 

Feyzioğlu, İstanbul, Ankara, Antalya Baroları'nın kararına Erzurum'dan yanıt verdi. Feyzioğlu, "Onlar için mesele yargı bağımsızlığı değil, Cumhurbaşkanı'na gidip gitmemek meselesidir" diye konuştu.

Türkiye Barolar Birliği ve Erzurum Barosu'nun sosyal tesisleri, eğitim merkezi inşaatının temel atma törenine katılmak üzere kente gelen Metin Feyzioğlu, ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Erzurum, Gümüşhane ve Bayburt Baro Başkanları'nın katıldığı toplantıda konuşan Feyzioğlu, kadına yönelik şiddetle ilgili konuştu. "Bu birbirimizi suçlayarak önleyebileceğimiz bir husus değil, partiler üstü bir mesele, siyaset üstü bir mesele" diyen Feyzioğlu, "Adli yıl açılış konuşmamda sorunların bir numarasında bu vardı. Toplumsal şiddetle mücadele etmek zorundayız. Bu toplumsal şiddetin mağduru aynı zamanda avukatlar. Ayda en az bir avukatın başına feci bir olay geliyor. Trafiğe çıkan çocuklarınızı dualarla gönderiyorsunuz, 'kazasız belasız gelsin' diye. 'Bir kavgaya karışmasın, kaza kurşununa uğramasın başına bir vahşinin levyesi inmesin' diye ödümüz kopuyor. Bu ülkede herkes çoluk çocuğu için, eşi için, kendisi için endişe duyuyor. Toplumsal şiddet tırmanışta. Bunu televizyon dizileriyle filmlerle çözmemiz lazım. Kreşten itibaren meseleye el atmamız lazım. Bir kadın öldürüldüğünde idam diye başlamak işin çok kolay yönüdür. Ölen ölüyor, ondan önce bunu kesmemiz gerekiyor. Adli yıl açılışında da söyledim o ilk tokat eyleminden itibaren biz kendimize düşen şudur; kadının yanına baronun avukat vermesi. Koluna girecek her işi avukatıyla birlikte yapacak. İlk tokattan sonra tırmanıyor ve sokak ortasında katlediliyor. Biz kendi başının çaresine bak diye kadını bırakamayız. Ben Ankara Barosu Başkanı'yken bir proje başlatmıştık. 4 yılda 25 bin şiddet mağdurunu kurtarmıştık. Bunu Türkiye'ye yayabiliriz. Adalet ve Aile bakanlıklarıyla görüşüyoruz. Milli meseledir, suçlayarak olmaz" diye konuştu.

250 BİN GENÇ AVUKATA YENİ İŞ İMKANI YARATIYORUZ

Toplantıda Cumhurbaşkanlığı Köşkü'ndeki adli yıl açılış törenine katılması sonrası yaşananları değerlendiren Feyzioğlu, toplantıya katılan ya da katılmayan baro başkanlarının baş tacı olduğunu söyledi. 2 baronun kendilerini olağanüstü kongreye çağırdığını ifade eden Feyzioğlu, "3 ay önce kongremizi yapmışız zaten. Biz ne yapmışız'?' diye sordum arkadaşlarıma. Biz ne yaptık, hangi suçu işledik ki aramızda bazı sevgili arkadaşlarımız böyle bir tepki gösteriyor? Biz şunu yapmışız; 10 bin değil, 100 bin değil sadece bir kalemde 250 bin iş imkanı yaratıyoruz genç avukatlara. Bu yargı reformu strateji belgesinde var. Yargıtay Başkanımız da kürsüye çıktığında 'Birlik başkanının cümlesine katılıyorum' dedi. 'Biz ne yaptık' dedim. Avukatlarımıza iş imkanı buluyoruz. Bundan niye rahatsız olunuyor, kim rahatsız olabilir? 47 bin meslektaşım 5 yılın altında, bunların işi yok. Ben çekiyorum bunun derdini, her gün bu dert bize yansıyor, başkanlarıma yansıyor. Bu ülkenin baro başkanlarına yansıyor. Biz buna çözüm buluyoruz. Yargı reformu strateji belgesinin sadece avukatlara çözüm sunduğunu vatandaşlarımız sanmasın. Bu belgeyi açıklayan konuşmamızda izah ettiğimiz üzere avukatın sorunun çözen her adım vatandaşın da sorununu çözüyor. 25 bin stajyer avukat var. Kölelik şartlarında çalıştırılıyor. Hepsine ücretli çalışma imkanı, sigortalı olma imkanı getiriyoruz. Peki sınav, dünyanın neresinde avukatlık mesleğine sınavsız giriş kaldı? Türkiye'de bunu toptan çözüyoruz. Hukuk mesleklerine girişte bir baraj getiriyoruz. Bu muazzam bir şey, bu konuda tam bir konsensüs sağlandı" dedi. 

Yargı reformu strateji belgesiyle Türkiye'de düşünce özgürlüğünün de güvence altına alındığını kaydeden Feyzioğlu, bunun için iki önemli adım atıldığını söyledi. Düşünce özgürlüğüne yönelik suçların Yargıtay denetiminde olacağını ayrıca hakimlerin tayin ve terfilerinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay'ın ilke kararlarının aranacağını anlatan Feyzioğlu, şunları söyledi:

"Hukuk devleti sloganla olmaz. Hukuk devleti parlak yıldızı vatandaşın eline verebilirsek gerçekleşir. Bunu da diyalogla yapacağız. Kapıyı çalarsınız,  sorunları söylersiniz, dinlenmezsiniz, böyle bir sorun yok denir, o zaman hep birlikte protesto edelim. Kapıyı çalarsınız, buyur gel sorunları anlat denir, anlatırsınız. Biz kapı çaldık açılmadı mı? İki sene önce devlet kapısı vatandaşa kapanamaz demiştik, o kapı bize açıldı. Bize açık, herkese açık, bizim vatandaşımıza açık. El birliğiyle bütün bu sorunları çözüm yoluna sokacak yargı reformu strateji belgesini hayata geçiriyoruz. Özgürlükleri güvence altına alacak düzenlemeleri getiriyoruz. Avukatın günlük sorunlarını çözümler düzenleme ile hayata geçiyor. Ekim ayında Meclis açılır açılmaz birinci önceliği olmalıdır dedi Sayın Cumhurbaşkanı. Şimdi size soruyorum biz avukatların bin tane sorununu çözmek için, stajyer avukatların sorunun çözmek için, 82 milyon vatandaşın sorununu çözmek için Alman şansölyesiyle mi görüşmeliyiz ? O zaman İngiliz Başbakanına mı gitseydim ? Elbette Türkiye'yi kim yönetiyorsa ona gittik gideceğiz. Gittiğimizde hüsnü kabul gördük. Bu telaş nedir? Peki bundan 3 ay önce genel kurul yaptık, 3 ayda ne değişti de genel kurul isteniyor. Yargı reformu strateji belgesi somutlaştı, avukatların ve vatandaşlarımızın adalete ilişkin haklı şikayetlerini çözüme bağlayacak yol haritası ortaya kondu ve ilk kanunlaşacak paket yazıldı. 3 ayda değişen bu. O zaman bize düşen gündemimizi sadece buna odaklamak yani çözüme odaklamak. Biz soruna çözüm bulmaya çalışıyoruz. Her çözüme sorun bulanlardan olmadık, sorunlara çözüm bulanlardanız üstümüze düşeni yapmaya devam edeceğiz. Başka hiçbir gündemimiz yok bizim." 

'ALMAN ŞANSÖLYESİNE Mİ GİDELİM'

Bazı baro başkanlarının Cumhurbaşkanlığı külliyesinde yargı reformunun açıklanmasına tepki gösterdiklerini de hatırlatan Feyzioğlu, "Allah gani gani rahmet eylesin, Ecevit yargı reformunu açıklarken Yargıtay'da mı açıkladı, başbakanlıkta açıkladı. Süleyman Demirel yargı reformunu bizim evde mi açıkladı, başbakanlıkta açıktı. Bugün başbakanlık yok, millete en üst seviyede taahhüt verme görev sorumluluğunda olan Cumhurbaşkanı açıkladı. Oraya da bazı arkadaşlar gelmedi. Onlar için mesele yargı bağımsızlığı değil, Cumhurbaşkanı'na gidip gitmemek meselesidir. Cumhurbaşkanlığı sistemini benimseyebilirsiniz, parlamenter hükümet olsun diyebilirsiniz. Anayasaya ilişkin olması gereken noktasında itirazlarınız olabilir. Ama şimdi bu Anayasa yürürlüktedir. Buna göre faaliyet gösteriyoruz. Yargı rerformu belgesi açıklanırken külliye diye biz Cumhurbaşkanına gitmeyiz dediğiniz anda başka bir şey oluyor. Ben devletle iş konuşmam diyorsunuz. Ama biz bu devletin içinde iş yapmak durumundayız. Türkiye'nin şu anda hükümet merkezi orasıdır. Ben yapmadım siz yapmadınız Anayasa değişti, hükümet merkezi böyle oldu. Biz de kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü olarak oraya gidiyoruz. İstanbul Belediye Başkanı randevu istiyor, oraya gidiyor, Ankara Belediye başkanı işi varsa oraya gidecek. Devletle iş yapmak zorundaysanız örneği kadına şiddeti önlemeye çalışıyorsanız bunu Alman Şansölyesi'ne, Berlin'e değil Ankara'ya Cumhurbaşkanlığı'na götüreceksiniz. Ben oraya gitmem dediğinizde samimi olmak lazım. Adli yıl açılışı sebebiyle gelmeyen kıymetli meslektaşlarımı anlıyorum, olabilir biz de başka yerde yapılsın istedik. Oraya gitmenin bu millete ve bu meseleye getirisi nedir? Gitmemenin zararı nedir? Dedik ki aramızda 'gidip doğrudan doğruya Sayın Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanına, bakanlara yüksek yargının mensuplarına orada anlatmalıyız dedik. Fena mı oldu çözüm daha hızlandı" diye konuştu.

BAROLAR BİRLİĞİ KURULTAY PEŞİNDE KOŞAN BİR YAPI DEĞİLDİR

Şu anda tek odaklandığım şey vatandaşlarımızın, avukatların elini rahatlatacak yargı reformu strateji belgesinin çıkması diyen Feyzioğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

"Arkadaşlardan da istirhamım bunu gölgeleyecek, engelleyecek hiçbir şey yapmayın. Yürüyelim, ucuna geldik, yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. Bu güzel ortamı baltalamak, gölgelemek emin olun genç avukatlara, stajyer avukatlara, cezaevlerinde adliyelerde adalet bekleyen yüz binlerce insanımıza haksızlık olur. Gelin bunu birlikte çıkartalım, kamuoyunu kendi iç sorunlarımızla meşgul etmeye gerek yok. Bu konular bizim iç sorunumuz kamuoyunun sorunu değil. Türkiye Barolar Birliği sürekli kurultay peşinde koşan yapı değildir. Türkiye Barolar Birliği hizmet peşinde koşan bir yapıdır. Başka yapılarla karıştırılmazsa iyi olur."

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, konuşmasından sonra Avukat Evrim Yıldız'ın ruhsatını vererek başarı diledi. Bu arada Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu, aralarında İstanbul, Ankara Antalya gibi baroların yaptığı olağanüstü genel kurul çağrısını görüşmek üzere 22 Eylül'de 79 Baro Başkanını Ankara'da toplamaya karar verdi.