Taşrada herkes siyaseti seçime kadar unutmuş...
Doğu Anadolu Bölgesi’nde iktidarın durumuna ilişkin değerlendirmelerimizi paylaşmıştık. Sıra muhalefette. Öncelikle muhalefetin en büyük partisi CHP’ye ilişkin gözlemlerimize geçelim.
Sertaç EşSivas, Erzurum gibi bölgeler blok milliyetçi-muhafazakâr kesimden oluşuyor. Uzun süredir muhalefet, bu bölgelerde ciddi varlık gösterememiş. Uzun yıllar CHP’de kalmış, bilinen birkaç ilçe belediyesi de son dönemlerde iktidara kaptırılmış.
Ancak bölgedeki partililere saygı duymak gerekiyor. Bunca yıldır yerel ve genel olumsuzluklara karşın düşünsel düzeyde bir geri çekilme göstermiyorlar. Erzurum’da bir CHP’li esnaf anlatıyor: “Belediye seçimlerinde adayımızın kazanamayacağını biliyorduk. Ancak Atatürk’ün bayrağını, altı oku, konvoyla yine dalgalandırdık. Herkes elinden ne geldiyse para denkleştirdi. Belki biraz sıkıntıya düştük ama kimseden geri kalmadık.”
Bölgedeki partililerin, 18 yıllık AKP iktidarı döneminde, siyasal kimliklerinin daha da kemikleştiği gözleniyor. “Parti genel merkezine gidiyor musunuz? Onlardan bir isteğiniz var mı” diye soruyorum, yanıt şöyle: “Bizim pek yolumuz Ankara’ya düşmez. Gitsek de akrabalara gideriz. Ama seçim dönemlerinde buraya gelen parti yetkilileri, milletvekilleri bizi anlamıyor. Burayı anlayanlar gelsin.”
‘KARŞILIKSIZ PARTİLİ’
Erzurum merkezde bir partili ile sohbet ediyoruz. “Erzurum’da CHP’li olmak nasıl bir duygu” şeklindeki soruma, “Az olduğumuz için bizi herkes bilir. FETÖ güçlü olduğu zaman gazete okutmak için tatlı sert zorlardı. Ama şimdi öyle bir şey de kalmadı. Biz karşılıksız partiliyiz. Ankara’da CHP olmasa da biz CHP’liyiz” yanıtını veriyor. “Partiden bir isteğiniz var mı?” diyorum,
“Genel merkeze gidip görüştüğümüz bazı yetkililer, bize Erzurum fıkrası anlatıyor. Yapmasınlar böyle...” karşılığını veriyor. Seçmeni çok kısıtlı olan CHP’nin, hatta diğer muhalefet partilerinin de mevsimden kaynaklı olsa gerek, bir siyasi çalışmasını duymadık. İYİ Parti’nin de bölgede bir kitlesi oluşmuş. Daha çok MHP tabanından gelenler oluşturuyor.
Ancak izlenimimiz, muhalefet partileri içinde, Doğu Anadolu’da İYİ Parti’nin öne çıkma şansı daha fazla. Siyaseti bilenler, Türkiye’nin batı bölgesindeki siyasal başarıların etkisinin bir süre sonra bölgeye geldiğini söylüyor.
Muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı olarak adı geçen bazı belediye başkanlarına yönelik sokakta ciddi bir duyarlılık da henüz oluşmamış. Herkesin ne yapacağını merak ettiği DEVA Partisi için aynı merak bölgede siyasetle ilgilenenlerde de var. Biz onlara sorduk, onlar bize...
Partinin teşkilatlarını kurmak için yoğunlukla AKP’den dışlananlar görevlendirilmiş. Ancak AKP’den hiçbir şey koparamamışlar. Durum böyle olunca, CHP’lilere yönelmiş, “Bizi destekleyin, parti teşkilatını kuralım” demişler.
Teklif alan bir CHP’li, “Ben bunca yıldır CHP’liyim, DEVA’ya gider miyim?” diye tepki veriyor. Yani hedef sapmış. Özellikle Erzurum sokaklarındaki konuştuklarımız, DEVA Partisi ve eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü şaşılacak yoğunlukta FETÖ ile bağlantılandırıyorlar. Anlaşılan propaganda etkili oluyor.
Gelecek Partisi’ni de yokladık, siyasi çıkış yapacağı beklentisine sahip olan kimse yok gibi... Bölgenin istisnası Ardahan’a değinmeden geçemeyeceğiz. Belediye Başkanı Faruk Demir’e yönelik olumlu yaklaşım hâkim. Daha önceki uzun süreli AKP’li yönetimden devralınmış. Borç içinde. Sosyal destek dahil her düzeyde desteğe ihtiyacı var.
Sivas’tan Ardahan’a kadar insanlara siyaseti sorduğunuzda o kadar da ilgili olmadıklarını anlıyorsunuz. Herkes zor koşullarda “yaşamak” derdinde. İşsizlik, yoksulluk... Bölgede bir siyasal değişimi kendi haline bırakmak muhalefet için kısa ve orta vadede kesinlikle başarı getirmez. Israrla insanlara dokunmak, onlara yanlarında olduğunu hissettirmek, telkin ve siyasal çalışmada ısrar kaçınılmaz...