Taslakta kredi kartı ve sicil affı yok

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasıyla ilgili yasa tasarısının en geç önümüzdeki hafta başında TBMM'ye sevk edilmesini düşündüklerini söyledi. Babacan, tasarının kapsamının genişlediğini belirterek, yeni konuların gündeme geldiğini açıkladı.

cumhuriyet.com.tr

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, dün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, bakanlığına bağlı kurumların 2011 yılı bütçe görüşmelerine katıldı ve komisyon üyesi milletvekillerinin sorularını cevaplandırdı. Yeniden yapılandırmanın kapsamı ve TBMM'ye ne zaman gönderileceğiyle ilgili bir soru üzerine Bakan Babacan, taslak üzerindeki çalışmaların devam ettiğini ve en önümüzdeki hafta başında TBMM'ye sevk etmeyi düşündüklerini belirtti. Taslağın kapsamının genişlediğini söyleyen Babacan yeni konuların gündeme geldiğini açıkladı. Yapılandırmanın özünün kamu sektörü, şahıslar ve şirketlerin borçlarıyla ilgili olduğunu, yani vatandaş ile kamu arasındaki alacakları ilgilendirdiğini vurguladı. Kredi kartlarıyla ilgili düzenlemenin TBMM'ye gönderecekleri taslakta bulunmadığının altını çizen Bakan Babacan, kredi kartları ile ilgili bir düzenlemenin geçen yıl yapıldığını belirtti. O dönemde bankaların kendi aralarında ortak bir zemin yakalayamadıkları için söz konusu tasarıyı hayata geçirdiklerini kaydeden Babacan, bankaların yasal düzenlemenin süresi bittikten sonra bile bankaların yasaların parametrelerini uygulamayı sürdürdüklerine işaret etti. Babacan, şu anda bankaların benzer bir uygulamayı hayata geçirdiklerini ifade etti.
 

"Taslakta sicil affı yok"

Sicil affının pratik karşılığı olmadığını belirten Babacan, daha önce 2 defa düzenleme yapıldığını, sicil affı yapıldıktan sonra daha sıkıntılı bir durum yaşandığına dikkat çekti. Babacan, sicil affının taslakta yer almadığını belirterek, piyasada pratik karşılığı olan adımlar atmayı faydalı gördüklerini belirtti. Sicil affıyla Merkez Bankası'na kayıtların sildirildiğini anımsatan Babacan, sicil affı konuşulmaya başlandığında bankaların bu bilgileri alıp kendi bilgisayarlarına indirdiğini kaydediyor. Bankalara zorla kredi vermelerini söyleyemeyeceklerini dile getiren Babacan, sicil affı geldiğinde vatandaşın bankaya gidip rahat kredi çekeceğini sandığını söyledi. Babacan, "Vatandaş bankaya gidiyor. Merkez Bankası'nda silinmiş ama banka bilgisayarında duruyor. Pratikte sicil affının çok karşılığı olmuyor. Biz bunu yaparız ama sonuçta bir şey değişmez" dedi

"Bankacılık sektörü dengeye gidecek"

Bankacılık sektöründeki yabancı payının sorulması üzerine Babacan, kontrolün uluslararası sermayelerde olan bankalarda toplam aktifler içindeki payının yüzde 15 olduğunu belirtti. Babacan, "Ancak öte yandan halka açık bankalar var. İMKB'deki işlemlerin yüzde 68-69'u uluslararası yatırımcıları görüyoruz. Halka açık bankaların hisse senetlerindeki işlemlerde de uluslararası yatırımcıları görüyoruz. Bu tür bankalarda da yüzde 25 oluyor. İkisi toplanınca 40.6'lık bir oran oluyor. Uluslararası sermaye konusunda herhangi bir sınırlamamız ve farklı bir bakışımız yok. Bunun doğal dengesinin de Türk ve uluslararası ortaklıkların olacağı bir dengeye doğru gideceğini düşünüyoruz. Çünkü Türkiye'de iş yapmanın özel şartları var. Türkiye özel Pazar koşulları olan bir ülke. Türk vatandaşlarından bu ülkenin özelliklerine göre bankacılık yapmak isteyenler daha faydalı görüyorlar" diye konuştu.
 

"Büyüme tahminleri konusunda hep ihtiyatlı oluyoruz"

Devlet Bakanı Babacan, büyüme tahminlerinde konusunda hep ihtiyatlı davrandıklarını söyleyerek, büyümenin bir tahmin çalışması olduğunu, tahmin yaparken de iyimser varsayımlar olduğunu kaydetti. 2010 yılı için öngörülen yüzde 6 büyümenin ihtiyatlı bir rakam olduğunu, gelecek sene için yüzde 4.5 büyümenin ihtiyatlı bir rakam olduğuna dikkat çekti. Babacan, "Biz işimizi sağlama bağlayalım istiyoruz. Bu nedenle güven noktasında Türkiye farklı bir noktaya gelmiştir" dedi.

"Tamam biz de çok daralan ülkelere yakın bir noktadayız ama bizden fazla daralan ülkeler var"

Bakan Babacan, Türkiye ekonomisinin neden en çok daralan ve işsizliğin en çok arttığı ülke olduğuna yönelik soruyu da cevaplandırdı. Bu tabirlerin doğru olmadığını söyleyen Bakan Babacan, Türkiye ekonomisinin 2009 yılında daraldığını, ancak en fazla daralan ülke olmadığını vurguladı. "Tamam biz de çok daralan ülkelere yakın bir noktadayız ama bizden daha fazla daralan ülkeler var" diyen Babacan, Türkiye'nin hala kriz öncesine dönmediğine yönelik eleştirileri de şöyle cevaplandırdı: "Rakamlar bunun yanlış bir değerlendirme olduğunu gösteriyor."

Devlet Bakanı Babacan, gerçekçi kurun ne olduğunun sorulması üzerine gerçekçi kurun arz ve talebin kesiştiği noktada oluştuğunu belirtti.