Taşeron olmak gurur kırıyor

Uluslararası Af Örgütü’nün ‘Yüzyüze’ ekibi başka şirkette ‘anketör’ kadrosunda olduklarını öğrenince iş bıraktı ve eyleme başladı.

Zehra Özdilek

Uluslarası Af Örgütü’nün çalışmalarını sokaktaki insanlara anlatan ve kampanyalar için destek toplayan ‘Yüzyüze’ ekibi, taşeron uygulaması nedeniyle grevde. Karaköy’deki ofislerinin önünde 19 gün eylem yapan 13 ‘yüzyüzeci’, başka bir şirkette ‘anketör’ kadrosunda olduklarını öğrenince, 1 Haziran’da iş bıraktı. Tek istekleri, kadrolu, güvenceli çalışma koşullarının sağlanması. Yönetim, 19 Haziran’da görüşme talep edince, ofisin önündeki eylemlerine ara verdiler. Sosyal-İş Sendikası temsilcisi ve arabuluculuk yapan örgütün İş Kurulu Başkanı Recep Kavuş ve yönetim kurulu üyeleriyle 1 Temmuz’da bir görüşme yapacaklar. Talepleri kabul edilene dek grevde olacaklarını söylüyorlar. Eylemci ekipten, Sena Sungur (20), Felat Erkozan (24) ve Bahan Gönce (30) ile bir araya geldik. “Taşeron olmak gurur kıran bir şey” diyorlar.

‘İnsan hakkı ihlali’

 Bahan Gönce, 2011 yılından beri Af Örgütü’ne bağlı çalıştığını, kadrosunun sonradan taşerona devredildiğini belirterek, “O gün, yönetime ve yetkililere bu durumla ilgili rahatsızlıklarımızı dile getirdik. Örgüte böyle bir şeyin yakışmadığını, kendi çalışmalarımıza zarar verdiğini anlattık. Uygulamadan vazgeçilmesi gerektiğini söyledik. Ancak sorun çözülmedi” dedi. Taşeronun insan hakları ihlali olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Biz diğer insanların haklarını gönülden savunuyoruz. Ali İsmail Korkmaz’dan mültecilere, KHK ile işten atılanlardan şiddet gören LGBTİ’lere kadar pek çok kesimden insanın hakkını savunan insanlarız. Bunu yaparken kendi hakkımızın gasp edilmesi sadece maddi kayıp değil, gurur kıran bir şey. Tam da bu yanlışı ortadan kaldırmak için bugün buradayız ve taleplerimiz çok basit. Taşeron şirketlerle yapılan anlaşmayı Af Örgütü sonlandırmalıdır.

‘Sonradan öğrendik’

Sena Sungur, işe başlamasının üzerinden beş gün geçtikten sonra taşeronda çalıştırıldığının farkına varmış. Örgüte, iş ilanını internetten görüp başvurmuş. İşe kabul edildikten sonra sözleşmenin bir kopyasını almak istediğinde, karşı tarafın tedirgin olması dikkatini çekmiş: “İmzalamadan önce, sözleşmeyi okumaya başladığımda ‘sizin haklarınızı savunan, güvencenizi koruyan bir belge kolaylıkla imza atabilirsiniz, sonrasında da isterseniz size veririz’ dediler. Sonra belgeyi aldım. Ben hep Uluslararası Af Örgütü’nün çalışanı olduğumu düşünüyordum ancak başka insan kaynakları şirketinde anketör olarak çalıştığımı öğrendim. 13 yüzyüzeci de taşeron olarak çalıştığının farkında değildi. Sonra, yöneticilerle ve koordinatörlerle konuştuk. Bizi pek ciddiye almadılar. ‘Taşeron demeyelim de bordrolama sistemi’ diyelim dediler” diye konuştu. Felat Erkozan da geçen yıldan beri Yüzyüze ekibinde. Başka bir insan kaynakları şirketinde çalışıyor gibi gösterildiklerini belirterek, “Uluslararası Af Örgütü’nde taşeron olarak çalışmak istemiyoruz” dedi.

Örgüt ne diyor?

Uluslararası Af Örgütü ise 2 Haziran’da yaptığı yazılı açıklamada, “Yüzyüze projesi 2011 yılında, bültenimize abonelikler gerçekleştirerek tanıtım yapmak ve destekçi sayısını artırmak amacıyla başlatıldı. Kamuya açık alanlarda, hafta sonları gibi esnek saatler ile yürütülen bir proje olduğundan, Yüzyüze ekipleri yarı zamanlı çalışanlardan oluşuyor. Proje, başlangıcından itibaren bir insan kaynakları şirketinden hizmet alarak yürütülecek şekilde kurgulandı ve bu şekilde sürdürüldü” demişti.