Taşeron işçilere kötü haber

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 4/C'lilerin ve taşeron işçilerin kadroya alınmasıyla ilgili herhangi bir çalışma olmadığını söyledi.

cumhuriyet.com.tr

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 4/C'lilerin mali imkanlarını ciddi bir şekilde iyileştirdiklerini, 4/C'lilerin kadroya alınmasına ilişkin herhangi bir çalışma olmadığını açıkladı. Taşeron işçilerin de kadroya alınmasının söz konusu olmadığını belirten Bakan Şimşek, "Taşeron işçilerinin bir takım haklarının garantiye alınması, bir takım durumlarının iyileştirilmesi noktasında bir çalışma vardır" dedi.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Bakanlıkta "Makro Ekonomik Gelişmeler ve 2013 Yılı Merkezi Bütçe Gerçekleşmeleri" konulu bir basın toplantısı düzenledi. Bakan Şimşek yaptığı sunumda, kendileri için önemli olanın Türkiye'nin öncelikleri olduğunu belirterek, öncelikli bu hedeflerin ciddi bir şekilde tutturulduğunu kaydetti. 2013 yılında bütçe giderlerinin bir önceki yıla göre yüzde 12.7 arttığını vurgulayan Bakan Şimşek, "Bu aslında bizim başlangıç gider hedefimize göre yüzde 1, revize gider hedefimize göre binde 3 civarında gerçekleşmiştir. Yani bir anlamda orada bir sapma söz konusu. Bütçe gelirlerine baktığımız da bir önceki yıla göre yüzde 17.1 oranında artmıştır. Vergi gelirleri de yüzde 17 oranında artmıştır. Biz yıl sonu gelir gerçekleşmesine baktığımız zaman hedefin yaklaşık 19.3 milyar TL üzerinde gerçekleştiğini görüyoruz. Hatta revize hedefinin bile 2.3 milyar TL üzerindeyiz. Bütün bu rakamlar 2013 yılını mali açıdan başarıyla kapattığımızı göstermektedir. Nitekim 2013 yılı sonunda bütçe açığını gayrisafi yurtiçi hasılaya oranının 1985'ten beri elde edilen en düşük 3 açık olduğunu ifade etmek istiyorum. Yani Türkiye 1985'ten bu yana 3 kez açığı şu düzeye çekmiştir. 3'ü de AK Parti hükümeti döneminde gerçekleşmiştir" diye konuştu.

"MASTRİCHT KRİTERİ'NİN TUTTUĞU ÇOK AZ AVRUPA ÜLKESİ VAR"

Bakan Şimşek, 2013 yılı ile ilgili değerlendirmesinde 2013 yılının oldukça iyi bir yıl olduğunun altını çizdi. 2002 yılına gidildiğinde bütçe açığının yüzde 11.5'lerde olduğunun görüleceğine dikkat çeken Bakan Şimşek, bu anlamda bütçe açığının gayrisafi yurtiçi hasılaya oranla 10 puandan daha fazla düşürdüklerini vurguladı. Bunun siyasi istikrarın bir sonucu olduğunu söyleyen Bakan Şimşek, şunları kaydetti:
"Kararlı uygulanan mali politikaların, mali disiplinin bir sonucu. Burada en önemli kazanım nedir diye sorarsanız, yanıtı çok basit. Türkiye'nin genel devlet açığı düşmüş ve bugün genel devlet açığı yüzde 1'in belki de bir miktar altına düşmüştür. Bu OECD ortalamasının neredeyse beşte 1'idir. Türkiye'nin açığı bu anlamda onların neredeyse beşte 1'i civarındadır. Mastricht Kriteri'nin tuttuğu çok az Avrupa ülkesi var. Kamu borçlarına baktığımız zaman son 11 yıl içerisinde kamunun brüt borç stokunun milli gelirine oranında tam 39 puanlık bir düşüklük var. Türkiye'nin brüt kamu borç stokunun milli gelire oranı yüzde 35'lere gerilemiştir. Bunun çok bariz bir sonucu tabi ki bütçelerin hizmet bütçelerine dönüşmesidir."

"BU ÜLKEDE VERGİ GELİRLERİNİN YÜZDE 85'İ HİZMETE GİDİYOR"

2002 yılında Türkiye'de toplanan bütün vergilerin yüzde 86'sının devletin faizine gittiğine dikkat çeken Bakan Şimşek konuşmasında, "Bu ülkede vergi gelirlerinin yüzde 85'i hizmete gidiyor. Bundan 11 yıl önce vergilerin yüzde 86 sı Türkiye'nin iç ve dış borç faizine gidiyordu. Vergi gelirlerinin yüzde 23'üne yakın bir kısmı eğitime gidiyor. Yani 76 milyonun beşeri sermaye kalitesini artırmasına gidiyor. Yüzde 20'den fazlası da sağlığa gidiyor. Bir o kadarı sosyal güvenlik sistemine destek olarak gidiyor. Emeklilerimize yine sağlık sigortasından vatandaşlarımızın yararlanması için ilave destek olarak gidiyor. 2013 yılında biz bu faizin vergi gelirlerine oranının yüzde 15'ler civarına düşürmüşüz. Bu sene de inşallah yüzde 15'in altına düşer. Dolayısıyla biz bu anlamda hizmet bütçeleri yapıyoruz. 1980'lerden bu yana faiz giderlerinin gerek bütçe içerisindeki payı gerek vergi gelirleri içerisindeki payı gerek gayrisafi bütçe hasılası içerisindeki payı en düşük seviyelerinden biridir. Özetle 2013 yılında Türkiye 31.5 milyar TL faiz dışı fazla vermiştir. Açık öngörülerin 15.5 milyar TL altında gerçekleşmiştir. Milli gelire oran olarak da en iyi performanslardan bir tanesi. Hükümet olarak iş başına geldiğimizden bu güne kadar özellikle kamu maliyesi alanında biz gerçekten titiz olduk. Kamu borç yükünü ciddi şekilde aşağı çektik. Bunun sayesinde faizler aşağı geldi" ifadelerine yer verdi.

"ARTIK 2014 YILINA, ÖNÜMÜZE BAKIYORUZ"

Bakan Şimşek, 2014 yılı bütçesindeki gelir artışı hedeflerinin yüzde 4.1 olduğunu anımsatarak şöyle devam etti:
"Ülkemizin kaynakları daha çok uzun vadeli altyapı ve insan stokunun gelişmesine harcandı. 2014 yılı bütçesini biz bu anlayışla yaptık. Mali disiplini sürdüren gerçekçi tahminlere dayandırdık. Dolayısıyla oldukça ihtiyatlı bir yaklaşım içerisinde olduğumuzu göreceksiniz. Kamu maliyesindeki bu ciddi duruş bize birkaç imkan sunuyor. Bir Türkiye gerçekten bir şok ile karşı karşıya gelirse bize manevra alanı sağlıyor. Biz tepki veririz ve ekonomiyi destekleriz. İki özellikle para politikasının elini güçlendiriyoruz. Yani enflasyonla mücadelede kamu maliyesinin güçlü olması çifte açığın olmaması güçlendiriyor ama bir o kadar önemli olan da ülke riskini aşağı çekiyor olması. Bütün bunlara rağmen siyasi bir takım operasyonlara rağmen görüyorsunuz bizim piyasalarımızdan küresel yatırımcı çıkışı son derece sınırlı olmuştur. Çünkü Türkiye'nin temellerine onlar da güveniyorlar. Bugün açıkladığımız sonuçlar önemli ama artık 2014 yılına önümüze bakıyoruz. İnşallah 2014 yılında da tüm bu sıkıntılara rağmen Türkiye bu güçlü gidişatını devam ettirecektir. Bütçenin uygulanmasında birçok arkadaşımın emeği var. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum."

"4/C'LİLERİN KADROYA ALINMASINA İLİŞKİN HERHANGİ BİR ÇALIŞMA YOK"

Sunumun ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Şimşek, 4/C'lilerin kadroya alınmasına ilişkin herhangi bir çalışma olmadığını vurguladı. 4/C'lilerin mali imkanlarını ciddi bir şekilde iyileştirdiklerini ifade eden Bakan Şimşek, "Eskiden 10 aya kadar çalışıyorlardı, şimdi 12 aya kadar çıkardık, kıdem tazminatı getirdik, yıllık izin, aile yardımı, maaşlarını yüzde 35-40 oranında artırdık. Dolayısıyla mali ve özlük haklarında iyileştirmelere gittik. 4/C'lilerin kadroya alınmasıyla ilgili çalışma yoktur. Taşeron işçilerin için de kadroya alınması söz konusu değildir. Taşeron işçilerinin bir takım haklarının garantiye alınması, bir takım durumlarının iyileştirilmesi noktasında bir çalışma vardır. Ama kadroya alınması ne gündemdedir, ne böyle bir çalışma vardır" diye konuştu.

"ŞUBAT AYINDA 10 BİN ÖĞRETMEN ALIMININ ÖNÜNÜ AÇTIK"

Yabancı sermaye çıkışıyla ilgili bir soru üzerine Bakan Şimşek, bir miktar girişin söz konusu olduğunu vurguladı. Diğer bir soru üzerine Şimşek, kamu personeli atamalarına ilişkin bilgi verdi. 2014 yılında brüt olarak kamuya 74 bin kadro öngördüklerini belirten Bakan Şimşek, bunun 34 bininin hakim, doktor gibi atama izni olmadan yapılacak kadrolar olduğunu kaydetti. Geriye 40 bin civarında bir açıktan atama izni verilecek kadro kaldığını bildiren Bakan Şimşek, "Bunun ufak bir çalışmasını yaptık. Şubat ayında 10 bin öğretmen alımının önünü açtık. Onun iznini verdik. Geriye 30 bin kadroya ilişkin çalışmalar devam ediyor" dedi.

"MASAK'IN HERHANGİ BİR OLUMSUZ TESPİTİ YOK"

Bakan Şimşek bir soru üzerine "Altın dış ticaretin finansmanında kullanılsaydı, net ithalatın değil, ihracatın yüksek olmasının beklenmesi gerekirdi" değerlendirmesinde bulundu. Türkiye'nin bu dönemde net 10 milyar doların üzerinde altın ithalatı yaptığını vurgulayan Şimşek şunları kaydetti:
"Bu şu anlama gelebilir. Acaba altın fiyatları düştüğü için vatandaşlarımız bir miktar almışlar mıdır. Bir önceki sene net altın ihracatı 5 milyar doların biraz üzerindeydi acaba onu telafi etmek için mi yapıldı. Özünde, sürekli bir şekilde Türkiye, bu anlamda, bu büyüklükte açık vermemekte. 2014 yılında bu anlamda cari dengede olumlu bir yansıma bekleyebiliriz. Uluslararası cari açığa ilişkin muhasebe sistemi ne ise bunu IMF zaten belirliyor. Biz bu kurallara tabiyiz. İstatistiklerimizi buna göre tutmaya devam edeceğiz. Mali Suçları Araştırma Kurulu'nun (MASAK) herhangi bir olumsuz tespiti yok. Dönem dönem buna ilişkin değerlendirmeler ve çalışmalar yapılabilir. Çünkü burada önemli olan 32 sayılı Karar kapsamında olması, mevzuata uygun olmasıdır. Mevzuata uygun olduktan sonra, bizim sermaye hesabımız liberal bir hesaptır. Yani hem dış ticarette Türkiye oldukça liberal, aynı zamanda sermayeye ilişkin de liberal bir Türkiye uygulaması var. Yeni bir uygulama değil. 1989'dan bu yana böyle bir uygulama söz konusu."

"AFAD'A YILIN SONUNDA 900 MİLYON TL İLAVE PARA VERDİK"

Bakan Şimşek, Aralık ayında harcamalarda yaşanan artışı da değindi. Bunun yeni bir şey olmadığını, bu yıla özgü olmadığını belirten Bakan Şimşek, "Birçok harcama yapılıyor, bunun muhasebeleştirilmesi, yılın sonunda birikiyor. Özel bir durum söz konusu değildir. Yanlış hatırlamıyorsam, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'na (AFAD) 900 milyon TL ilave para verdik. Ulaştırmaya yılın sonunda 1.1 milyar TL kaynak aktardık" diye konuştu.

"BİZ GEREKENİ YAPARIZ"

Bakan Şimşek bir soru üzerine Ocak ayı başında alınan tedbirlerin büyük bir kısmının, özellikle otomobille ilgili kısmının cari açığa yönelik olduğunu yineledi. Bakan Şimşek şunları söyledi:
"Sektör tarafından bu takdir edilir edilmez. Buna saygı duyarım. Bizim için finansal istikrar ve sürdürülebilirlik önemlidir. Bu kadar açık ve net. Bu ülkede satılan 100 arabadan 80'i ithalatsa, yerli üretimin de önemli girdisi ithalatsa, bunu da dikkate almak lazım. Oradan gelecek 900 milyon TL gelir, bütçeye yönelik tedbir değil. Cari açığı kontrol etmek için. Cep telefonunda da aynı husus geçerli. Biz ÖTV oranlarında değişikliğine gitmedik. Sigarada aslında ilave bir artış öngörmemiştik. Son çeyrekte firmalar fiyatlarını aşağı çektiler. Bu bizim için vergi kaybı demek. Kamu maliyesinde vergi kaybına tahammülümüz yok. Açık ve net. Biz gerekeni yaparız, yaptık. Biz 2014 yılına ilişkin tedbirleri aldık. Yarın bir gün şartlar çok değişir, vergiler aşağı yukarı oynayabilir. Tabi ki biz bu süreci yönetmekle mükellefiz."

"YENİ BİR STRATEJİ DEĞİŞİKLİĞİNE GEREK YOK"

Bakan Şimşek, 2013 yılında özelleştirmeden bütçeye 8.3 milyar TL gelir elde edilmesinin hedeflendiğini, 8.3 milyar TL gerçekleşme olduğunu belirtti. 2014 yılında bütçeye aktarmayı hedefledikleri özelleştirme tutarının 6.8 milyar TL olduğunu söyleyen Bakan Şimşek, şunları kaydetti:
"Biz bu çalışmayı yaparken, elimizde yaklaşık, kesinleşmiş, 5 milyar TL bir gelir söz konusuydu. OVP'yi yaparken son derece temkinli bir yaklaşım içinde bu hedefleri koyduk. 2014 yılına bir miktar belirsizlikle başlanmış olabileceğini söylediniz! Olabilir. Ama ben inanıyorum ki programda sapma olmayacak. Biz zaten ihtiyatlı bir yaklaşımla bu rakamları ortaya koymuşuz. Yeni bir strateji değişikliğine gerek yok. Son gelişmeler öncesinde termik santrallere yoğun ilgi vardı. Biz özelleştirmeye reform olarak bakıyoruz. Burada önemli olan yerli ve yenilenebilir enerjinin artırılarak, Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığının azaltılmasıdır. Dağıtım şebekelerinin özelleştirilmesi, Türkiye'nin başardığı çok önemli bir reformdur. Çünkü bunun vatandaşa yansıması da çok önemlidir."

"İÇERİDEN BİLE BAKILDIĞINDA KARMAŞIK BİR RESİM ORTAYA ÇIKIYOR"

Bakan Şimşek, 17 Aralık sonrasında yaşanılanlar nedeniyle Türkiye'nin hikayesinin, olup bitenlerin yurtdışında doğru bir şekilde anlatılması gerektiğini vurguladı. Önümüzdeki haftanın tamamına yakınında yurtdışında olacağını, Londra ve New York'ta 400-500 yatırımcıyla küçük gruplar halinde görüşmeler yapacağını belirten Bakan Şimşek, "Türkiye'nin hikayesini, Türkiye'de olup bitenleri anlatmamız gerekiyor. İçeriden bile bakıldığında karmaşık bir resim ortaya çıkıyor. Olup bitenlerin anlatılması gerekiyor" dedi.

"BU ARALAR BİRÇOK ŞEY İÇİN ZAMANLAMANIN MANİDAR OLDUĞU SÖYLENİYOR"

Bakanlıkta yapılan atamaların manidar olduğuna yönelik yorumların hatırlatılması üzerine Bakan Şimşek, şöyle konuştu:
"Bu aralar birçok şey için zamanlamanın manidar olduğu söyleniyor. O arkadaşları getirirken bir idari karar vermiştim. Görevden almaları da bir idari karar çerçevesinde değerlendiriyorum."