Taşçı, RTÜK’ün Halk Arenası kararına tepki gösterdi

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Üst Kurul Üyesi İlhan Taşçı, tiyatro ve sinema sanatçısı Metin Akpınar’ın katıldığı Halk TV’deki ‘Halk Arenası’ programına verilen cezaya tepki göstedi. Üst Kurul kararına yazdığı şerhte ‘ifade özgürlüğü’ vurgusu yapan Taşçı, “Milyonlarca yurtsever, farklı düşünen, düşüncelerini ifade eden insanlar da o gün ‘sorguya’ çekilmiştir” dedi.

Ozan Çepni

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Üst Kurul Üyesi İlhan Taşçı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hedef göstermesinin ardından Halk TV’de yayınlanan ‘Uğur Dündar’la Halk Arenası’ programına RTÜK tarafından verilen beş programlık ‘yayın durdurma’ cezasına sert tepki gösterdi.

Akpınar’ın, Müjdat Gezen ile birlikte konuk olduğu programda açıklanan fikirlerin cezalandırılamayacağını belirten Taşçı, Üst Kurul’un ‘oy çokluğu’ ile verdiği karara karşı yazdığı şerhte, ifade özgürlüğü vurgusu yaptı. 

‘Örgürlük asıl, sınırlama istisna’

Taşçı’nın karşı oy yazısında, ifade özgürlüğünün çoğulcu ve anayasal demokrasilerin temel taşı olduğunun altı çizilerek, Akpınar’ın sözlerinin ifade ve basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Taşçı, “İfade özgürlüğü ve basın özgürlüğünün asıl, sınırlamanın ise istisna olduğu unutulmamalıdır. Sınırlamanın kanuni olması, meşru amaca dayanması ve demokratik toplumda gerekli ve orantılı olması da gözetilmelidir” dedi.

‘Düşünsel çölleşme dönemi’

Taşçı, “Türkiye medyası çok kanallı, tek sesli bir yapıya doğru evrilmektedir. Böylesi bir durumun doğal sonucu olarak; farklı görüşlerin, değerlendirmelerin kendilerine ekranlarda yer bulamaması, toplumun farklı kesimlerinin seslerini duyuramaması nedeniyle Türkiye medyası düşünsel çölleşme dönemini yaşamaktadır” ifadelerini kullandı.

‘Milyonlarca yurtsever sorgulandı’

Akpınar’ın programdan bir gün sonra polis nezaretinde adliyeye götürülüp sorgulandığını anımsatan Taşçı, kaleme aldığı şerhte, “Akpınar’ın demokrasi, laiklik ve cumhuriyetin geleceği üzerine söylediği sözlerin kulaklarımıza küpe olması gerekirken, buradan kin ve nefret söylemi çıkarabilmek için cumhuriyete, demokrasiye ve laikliğe düşman olmak gerekmektedir” ifadeleri yer aldı. Taşçı, “Her ne kadar fiziki olarak yalnızca Metin Akpınar polis eşliğinde adliyeye götürülmüş olsa da aslında milyonlarca yurtsever, farklı düşünen, düşüncelerini ifade eden insanlar da o gün ‘sorguya’ çekilmiştir” dedi.

‘Kararlar tutarsız’

Üst Kurul’un kararlarındaki tutarsızlığa da dikkati çeken Taşçı, Ahmet Maranki’nin Akit TV’de kullandığı, “Afrin operasyonuna itiraz eden ister gazeteci, ister milletvekili olsun hemen vurun” sözlerinin ‘ifade özgürlüğü’ olarak değerlendirildiğini anımsattı. Kararların objektif kriterlerle verilmesi gerektiğini vurgulayan Taşçı, “Üst Kurul’ca iktidar dışındaki siyasi parti ve düşüncelere ağır şekilde hakaretlerin edildiği, bu bağlamda halkın bir kısmının sürekli rencide edildiği ve nefret duygularını körükleyen siyasi propaganda kanallarına 2018 yılı başından beri ‘ifade özgürlüğü ile tarafsızlık-doğruluk-insan onuru denkleminde sorunlu olan’ düzenlenen toplam 35 rapordan 31 tanesinde ifade özgürlüğü bağlamında müeyyide uygulanmasına gerek olmadığı yönünde karar alınmıştır. Bu bağlamda Üst Kurul’un bu yöndeki kararları tutarlı değildir; kararlar konusunda içtihat oluşturacak nitelikte objektif ölçütler ışığında değerlendirmeler yapılabilmelidir” ifadelerini kullandı. ANKARA

Erdoğan şikâyet etmişti

Uğur Dündar’la Halk Arenası programında Metin Akpınar tarafından sarf edilen, “Bizim bu polarizasyondan, bu kargaşadan kurtulmamızın tek çaresi de demokrasi diye düşünüyorum. Oraya ulaşabilirsek ne ala, kavga dövüş olmaz, biz bu işin içinden çıkarız. Ulaşamazsak her faşizmin olduğu gibi, karşılaştığı gibi, belki liderini ayağından asarlar, belki mahzenlerde zehirlenerek ölür, belki adı geçen başka liderlerin yaşadığı gibi kötü sonlar yaşayabilir ama bize yazık olur, biz harap oluruz” sözleri, Cumhurbaşkan Erdoğan’ın avukatı tarafından RTÜK’e şikâyet edilmişti. Şikâyeti değerlendiren RTÜK İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı, programın yayınlandığı kanala beş programlık ‘yayın durdurma’ cezası verdi.