Tarım ve İnsan...

Özellikle son 30 yıldır dünya ölçeğinde yaşananlar tarım alanı için de belirleyici niteliktedir. Paracı tutumbilim yaklaşımıyla kamusal girişim etkinlik ve verimlilikten uzak, özel girişim ise etkin ve verimli sayılırken; fiyatlardaki sürekli artışın nedeni olarak kamu harcamaları gösterilmeye çalışılırken; tarımsal destekler kamusal olma niteliğiyle en düşük düzeye indirilmeye çalışılmıştır. Bu uygulamalar sonucunda günümüzde gıda alanı geçmişte olmadığı kadar tecimsel işlemlerin konusu durumuna getirilmiştir. Tecimsellik (bilişim tekniğindeki gelişmişliğin de etkisiyle) genellikle vurguncu işlemler biçiminde belirmektedir. Oysa tarım ve gıda başat insan hakkıdır. Hiçbir koşulda engellenemez. Rusya Federasyonu’nun aldığı buğday dışsatımını yasaklama kararının ardından gıda bunalımı daha da yakıcı etkiler yaratmıştır. Bu nedenle tarımsal üretimin/stoklamanın yüksek bedelli olduğu, dışarıdan ucuza satın almak gerektiği yönündeki yeni liberal anlayışın geçersizliği bir kez daha açıkça kanıtlanmıştır.

Ulusal tarım ekonomileri geleceğe dönük olarak korumacı ve içe dönük bir kararlar dizisine yönelmektedir. Söz konusu ekonomiler buğday başta olmak üzere güçlü bir tahıl stoklaması yapmak zorundadır. Korumacılık genelleştiğinden uluslararası piyasaya güvenerek stokları zayıf tutmak, gelecekte giderilmesi zor ve yaşamsal sorunlarla yüz yüze kalınmasına neden olacaktır.