Tarihyazımsal işlem! (19.12.2020)
Tarihyazımı, Türkiye’de gündelik hayat çalışan araştırmacılar tarafından çok iyi tanınan Michel de Certeau’nun “gerçek olarak tarih” ile “söylem olarak yazı” ilişkisini sorunsallaştırdığı bir kaynak eser ve bu tarihçinin yazdığı Gündelik Hayatın Keşfi I-II, Tarih ve Psikanaliz’den sonra dilimize çevrilen dördüncü kitabı.
Tunç YıldırımTarih kelimenin tam anlamıyla bir söylemdir. Peki, tarihyazımı nedir? Türkiye’de son yıllarda tarih disiplininin bir dalı olarak tarihyazımını farklı bakış açılarından ele alan onlarca telif, tercüme hatta derleme eser yayınlandı. Bilgikuramsal, yöntembilimsel, retorik vs. özelliklerin ağır bastığı bu çalışmalarda genellikle tarihin yazılma şekilleri meselesine eleştirel olarak değinildi. Böylece beşerî ilimlerin başlıca dallarından biri olan tarih disiplini, eleştirel bir entelektüel mesafeden değerlendirilmeye çalışıldı.
Tarihyazımı konusunu “tarihin nereden, nasıl, hangi şekillerde yapıldığı ve yazıldığı” soruları etrafında irdeleyen ve bu zorlu süreci “tarihyazımsal işlem” adını verdiği üç ana öğeye dayanan kuramsal çerçevede çözümleyen Fransız tarihçi Michel de Certeau’nun L’écriture de l’histoire (1975) isimli başvuru kitabı tam 45 yıl sonra Türkçeye Oğuz Adanır tarafından çevrildi.
Beşerî ilimler sahasında hep ses getirmiş yayınlar yapan Doğu Batı Yayınları tarafından yayımlanan Tarihyazımı, Türkiye’de gündelik hayatı çalışan araştırmacılar tarafından çok iyi tanınan Michel de Certeau’nun “gerçek olarak tarih” ile “söylem olarak yazı” ilişkisini sorunsallaştırdığı bir kaynak eser ve bu tarihçinin yazdığı Gündelik Hayatın Keşfi I-II, Tarih ve Psikanaliz’den sonra dilimize çevrilen dördüncü kitabı.
ÖNCE TARİHÇİYİ İNCELEMEK!
Tarihçilik mesleğinin kurumsallaştığı ve akademik olarak derinlemesine sorgulandığı Fransa’da Paul Veyne’den (Comment on écrit l’histoire, 1971) ve Birleşik Devletler’de Hayden White’den (Metahistory: The Historical Imagination in Nineteenth-Century Europe, 1973) farklı olarak M. de Certeau, başlıca denemelerini bir araya getiren Tarihyazımı’nda belagat/retorik üzerine kurulu çözümlemeler sunmaz. Aksine, geliştirdiği üçlü teorik yapıdan faydalanarak tarihin yazılışındaki çeşitli, değişik, farklı etkenleri gözler önüne serer ve dikkate alır.
Kısacası M. de Certeau, “olguları incelemeden önce tarihçiyi inceleyin” görüşünü savunan ve tarihin ne olduğu sorusuna yanıtlar arayan İngiliz tarihçi Edward H. Carr’dan da net olarak ayrılır. Çünkü M. de Certeau için tarihyazımı; bir çevre, bir meslek, bir dönem olarak toplumsal bir yerin, analitik bir disiplin olarak bilimsel uygulamaların ve nihayetinde yazı olarak bir metin inşasının toplamıdır.
MODERN BİR YAKLAŞIM
Karşılaştırmalı bir bağlamda, Michel de Certeau’nun tarihyazımsal işlem olarak sistemleştirdiği orijinal konseptini; Türkiye’de radikal ideolojik görüşleri sebebiyle göz ardı edilmiş ama aslında tarihte yöntem meselesini modern bir yaklaşımda incelemeyi başarmış önemli bir tarihçi olan A. Zeki Velidi Togan’ın ilk dönem Osmanlı tarihi yazarlarının muhitlerine, ilgilerine ve etkisinde kaldıklarına bakmak gerektiği şeklindeki ilginç önermesinin analitik ve teorik kapsamları çok genişletilmiş bir hâli olarak görmek mümkün olabilir.
Sonucunda tarihsel yapıtları incelemede üç aşamalı tarihyazımsal işlem uygulayan Michel de Certeau, “tarih tetkiki her şeyden önce bir yerin ürünüdür” diyerek tarih disiplininin belirli bir toplumsal yere bağlı olduğunu kanıtlar. Onun “tarih yazma bir uygulamadır yani pratiktir” görüşü de herhangi bir tarihçinin kullandığı arşiv, kaynak, teknik, yöntem vs. gibi mesleki prosedürleri değerlendirmeye alır.
Nihayetinde tarih kavramını, kesin olarak bir yazı olarak kabul eden de Certeau, bu aşamada metnin düzenlenişini yani yazının (bir başka deyişle anlatının) kuruluşunu, inşasını tahlil eder.
Tarihyazımı / Michel de Certau / Çeviren: Oğuz Adanır / Doğu Batı Yayınları / 503 s.