Tarih Vakfı 20.Yılını Sempozyumla kutladı
Tarih Vakfı, İstanbul Bilgi Üniversitesi Santral Kampusu'nda 28-30 Ekim günleri arasında 'Cumhuriyet Tarihinin Tartışmalı Konuları' başlıklı bir sempozyum düzenledi.
cumhuriyet.com.trSempozyum, dün vakfın 11 yıl başkanlığını da yürüten TÜBA şeref üyesi İlhan Tekeli ve yeni yönetim kurulundan Murat Güvenç’in açılış konuşmalarıyla başladı.
Tarih Vakfı’nın kuruluşunda aralarında Orhan Silier, Tarık Zafer Tunaya, Korkut Boratav, Mete Tunçay’ın da bulunduğu 264 üye ile birlikte yer alan İlhan Tekeli, Cumhuriyetin 88. Yıldönümü ve Vakfın 20.Yıldönümü’nü kutlayarak, sermayeye dayanmadan, üyelerin özverisiyle pek çok projenin gerçekleştirildiğini hatırlattı. Tekeli, uzun yıllar başkanlıkta yapan Orhan Silier’in fikir babası olduğu vakfın 20 yılını özetlerken, bilimsel metotla resmi tarihin sorgulandığını, araştırmaların önünün açıldığını ve yayınlarla yaygınlaştığını, piyasa değeri olmayan tarihçiliğin birçok alanda aranılır kılındığını belirtti. Tekeli; “Tarih Vakfı Habitat ve Cumhuriyet’in 75. Yıl kutlamaları olmak üzere iki büyük projeye de imza attı. Bugün artık kurucuların yeni jenarasyona vakfı devretmesi önemlidir. Onlarda yeni jenerasyonlara devrederek geleceğe taşıyabilirse daha da mutlu olacağız” dedi. Tekeli, konuşmasının ikinci bölümünde, bilgisinin toplumsal olarak üretildiği tarihin nesnelikten vazgeçmeden, pozitifizme de düşmeden nasıl yazılması gerektiğinin çerçevesini çizerek; “Resmi tarihi demistifiye etmek, içindeki yanlışları ispatlamak akademik bir görevdir. Ancak, bunu yapmakla doğru tarih yazmış olmuyor, yeni tarihlerin yazılabileceği olgusunu göstermiş oluyoruz. Sorun yeni tarihi nasıl yazacağımızdır. Bazıları demistifiyeyi kendi resmi tarihlerini yazmak için yapıyor ki, o zaman bilimsel gerekçe ortadan kalkıyor. O halde, “tarih yazıcılığı” tarihi nesnelle ilişkilendirerek, edebiyatı temizleyerek, olabildiğince nesnel bir anlatı kurgusu çıkararak, yorumu ayrı tutarak, ötekini yorumda özgürleştirerek, bilimsel adillik, ahlakilik içinde yazılmalı” dedi.
Açılış konuşmalarının ardından başlayan Mete Tunçay’ın yönlendiriciliğindeki “Kuruluş-Kurtuluş Anlatıları” başlıklı ilk oturumda ise; Mehmet Ö. Alkan, Ahmet Demirel ve Cemil Koçak ders kitapları, nutuk başta olmak üzere bazı kaynaklardan örnekler vererek “resmi tarih” i kritik ettiler. Alkan, siyasi iktidarlara bağlı olarak dönem dönem ağırlık noktaları değişen “resmi tarih” in ilk kendini ortaya koyduğu kitapların Osmanlıdan bu yana ders kitapları olduğuna belgelerle dikkat çekti. Alkan; “1930’lardan itibaren örgün eğitim başlıyor ve o günden bu yana Türkiye’de resmi ideolojiyi arayacaksanız bugün Milli Eğitim dediğimiz kurumun başta tarih olmak üzere ders kitaplarına bakacaksınız. Dikkatimi en çok çeken de yapılan işin meşruiyetini acilen yüksek bir nüfusa hitap eden ders kitaplarına koyulmasıdır” dedi.
Sempozyumun diğer oturum başlıkları; “Darbeler ve Demokrasi Arasında Siyasi Yaşam”, “Sınıf, Kimlik, Devlet ve Birey –I ve II” ve “Kazananları ve Kaybedenleriyle İktisat Politikaları”. Beş oturumdan oluşan sempozyum oturumları yönlendiren başkanlardan; Bülent Bilmez, Mete Tunçay, Büşra Ersanlı, Cemil Oktay ve Çağlar Keyder’in katılacağı, yeni çalışmalarda dikkate alınması arzu edilen kapsamlı bir değerlendirme oturumu ile 30 Ekim Pazar günü noktalanacak.