‘Tarih tersyüz edildi’

‘Müzemi İstiyorum’ panelinde İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin geçmişi ve geleceği masaya yatırıldı. Panelde konuşan Ali Artun, "Veliaht Dairesi Resim ve Helkel Müzesi'nden alınıp 75 yıl sonra Abdülaziz'e, Abdülmecit'e iade edildi. Tarih tersyüz edildi. Monarşi tarihine karşı kurulan modern ve ulusal bir tarihin izleri artık okunmuyor" dedi.

Aslı Uluşahin / Cumhuriyet

Görsel Sanatlar Derneği Platformu tarafından önceki gün İstanbul’da düzenlenen “Müzemi İstiyorum” panelinde, Türkiye’nin ilk modern, tek kamusal sanat müzesi olan, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne (MSGSÜ) bağlı İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin geçmişi ve gelecekteki konumu tartışıldı.
1937 yılında kurulan müze, 2012 yılında, o güne kadar bulunduğu Dolmabahçe Sarayı’ndaki Veliaht Dairesi’nden çıkarılıp Karaköy’deki Antrepo 5’e taşınmıştı. Yerinde Milli Saraylar Resim Müzesi kurulurken iki yıl içinde tamamlanması planlanan Antrepo 5’te müze koleksiyonundan seçkiyle geçici bir sergi açıldı.
Panelde, “Bir Müze Hikâyesi: Geçmiş-Şimdi- Gelecek”, “Müzeyi Yönetmek: Kimlikler, Tanımlar ve Koleksiyonlar”, “Müze Tasarımı ve Mimarisi: Kime Göre Neye Göre” ve “Bir Çevre Oluşturmak: Müze Nasıl Hepimizin Olur?” başlıklarında yapılan dört oturumda, Rahmi Aksungur, Yusuf Taktak, Tomur Atagök, Burcu Pelvanoğlu gibi müzede bilfiil çalışmış akademisyenlerin yanı sıra Ali Artun, Burçak Madran, Murat Germen gibi sanat ve müzecilik alanından isimlerle Anterpo 5’in mimarı Emre Arolat konuştu.

İçlerine sindiremediler!
Oturumlarda ağırlıklı olarak müzenin neden Veliaht Dairesi’nden taşındığı ve yerine neden Milli Saraylar Resim Müzesi’nin açıldığı sorgulandı. Yeni bir alan yaratılırken müzeyle bütünleşen eski mekânın da korunması gerektiği görüşü hâkimdi.
MSGSÜ’nün eski rektörü Rahmi Aksungur, her zaman “Veliaht Dairesi’ni boşaltın, biz size başka yer önerelim” baskısıyla karşı karşıya olduklarını söylerken bu baskının nedenini şöyle açıkladı:
Atatürk’ün emriyle kurulan bu müze sarayın bir parçasını koparıyor anlayışı var. İç bürokrasi bunu kabul edemiyor. Meclis Başkanı, Milli Saraylar’ın da doğal başkanı, her gelen Meclis Başkanı, dairenin sarayın parçası olduğunu, geri verilmesi gerektiğini dayatıyordu.”

Antrepo 5’e sürüldü!
Ali Artun, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin koleksiyonunun, Osmanlı hanedanının haşmetini temsil eden Topkapı Sarayı koleksiyonunun tersi, hatta ona karşı bir anlayışla oluşturulduğunu, bu nedenle de uzun süreler kapalı tutulduğunu, bütçe ayrılmadığını ve aynı nedenle Veliaht Dairesi’nden çıkarılıp Antrepo 5’e sürüldüğünü düşündüğünü söyledi.
Bu yer değişiminin “muhafazakâr sanat” anlayışının bir uygulaması olduğunu belirten Artun, yeni açılan Milli Saraylar Resim Müzesi’nin içeriğine atıfta bulunarak “Düzmece baskılar sonucunda Veliaht Dairesi, Resim ve Heykel Müzesi’nin elinden alınıp 75 yıl sonra yeniden Abdülaziz’e, Abdülmecit’e iade edilmiştir. Tarih tersyüz edilmiştir. Yeniden Osmanlı hanedanının zenginliği, egemenliği sergilenmektedir. Yeni müzede, monarşi tarihine karşı kurulan modern ve ulusal bir tarihin izlerini okuyamayız” diye konuştu.
Tomur Atagök, bir müzeyi ve onun koleksiyonunu yaratanın vizyonu, misyonu ve stratejisi olduğunu kaydederken Kültür Bakanlığı’nda kimsenin bu kelimelerin anlamını bilmediğini, Antrepo 5’te açılması planlanan yeni müzeninse bu kavramları nasıl doldurduğunun net olmadığını ifade etti.
Antrepo 5’in mimarı Emre Arolat konuşmasında, yeni müzeyle ilgili teknik bilgiler verdi. Buna göre, yeni müzenin 7500 metrekare sergileme alanı olacak, duvar yükseklikleri 3 ile 10 metre arasında ve 2.5 kilometre turluk bir alana sahip. Arolat yeni müzede başlangıçta bin eserin sergileneceğini, hangi eserlerin yan yana gelebileceği konusunda uzun zamandır çalıştıklarını da ifade etti.

Müzenin küratörü yok!
Dinleyicilerin “Peki müzenin küratörü kim olacak, sergilenecek eserlerin nasıl sergileneceğine kim karar veriyor” sorularına karşılıksa Arolat, müzenin bir küratörünün olmadığını söyledi.
Koleksiyonunda ağırlıklı olarak 1970’lere kadar gelen eserlerin yer aldığı İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin adının, MSGSÜ tarafından Çağdaş Sanat Müzesi olarak değiştirilmek istenmesi konusunda ise Arolat, “Çağdaşın neden bu müzeye dahil edildiğini bilmiyorum. Çağdaş tanımının bu müzede yeri olduğunu düşünmüyorum. Biz çalışmalarımızı da bu ifadeyi dahil ederek yapmıyoruz” dedi.
Müzemi İstiyorum” paneline davet edilmelerine karşın MSGSÜ Rektörü Yalçın Karayağız ya da rektörlükten herhangi bir yetkili katılmadı. Bu nedenle toplantıda, yeni müzeye ilişkin tek muhatap olarak görülen Arolat’a yöneltilen birçok soru yanıtsız kaldı.
Bu soruların ilki müzenin küratörü yoksa, sergilenecek eserleri kimin belirlediği, koleksiyonunu kimin yöneteceğiydi. Çünkü panelde ifade edildiğine göre, geçmiş dönemin aksine, uzun süredir müzenin aktif bir danışma kurulu bulunmuyor.
Bir diğer soru, müzenin planlanmasında bir müze bilimcinin yer alıp almadığıydı. Arolat, üniversite içinden ve dışından birçok danışmanla yoğun bir çalışma yapıldığını söyledi. Ancak Arolat, süreçle ilgili “Planlanmadan projelendirildi” ifadesini kullandı. Üniversite içinden ve dışından danışmanların kimler olduğu, müzenin künyesini kimlerin oluşturduğu da yine panelde sorulan, ancak yanıt bulamayan sorulardandı.
Tomur Atagök’ün altını çizdiği “yeni müzenin vizyonu, misyonu, stratejisi ne olacak, koleksiyonu bundan sonra neye göre oluşturulacak, çağdaş ifadesinin karşılığı nasıl doldurulmak isteniyor” soruları da panelin ana tartışmasını oluşturan, yanıtsız sorular olarak kaldı.