"Tam üyelik için Türkiye karar verecek"

Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Türkiye'nin 40 yılı aşkın süredir AB sürecinin içindeki bir ülke olduğunu hatırlatarak "müzakere sürecinin ardından tam üyelik için Birlik üyesi 27 ülkenin yanında Türkiye'nin kendisinin de karar vereceğini" söyledi.

cumhuriyet.com.tr

Resmi ziyaret amacıyla Viyana'da bulunan Dışişleri Bakanı Ali Babacan, heyetler arası görüşmenin ardından Avusturya Dışişleri Bakanı Michael Spindelegger ile ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Babacan, Cumhurbaşkanı Heinz Fischer tarafından da kabul edildi.

Spindelegger ile düzenlediği ortak basın toplantısında soruları yanıtlayan Babacan, Türkiye'nin AB üyeliği konusundaki bir soru üzerine, Türkiye'nin 40 yılı aşkın süredir AB sürecinin içindeki bir ülke olduğunu hatırlatarak, "müzakere sürecinin ardından tam üyelik için Birlik üyesi 27 ülkenin yanında Türkiye'nin kendisinin de karar vereceğini" söyledi.

Müzakere süreci çerçevesinde Türkiye'nin özellikle AB kriterlerine uygun reformlar yapması gerektiğini ve bu reformların da yapılmakta olduğunu anlatan Babacan, "Müzakere sürecinin sonucu ne olursa olsun bu süreç bir kazan-kazan sürecidir" dedi.

Türk halkının standartlarını yükseltmek için reformlar yaptıklarını, "reformların, AB istediği veya Komisyonu memnun etmek için yapılmadığını" ifade eden Babacan, "müzakere sürecinin sonunda hem Türkiye'nin hem de AB'nin kazanacağını" kaydetti.

Bir soru üzerine Babacan, "Türkiye'nin gerçek anlamda bir hukuk devleti olabilmesi için çok sayıda reform yaptıklarını" belirterek, "Önümüzde en az yaptıklarımız kadar yapılacak reformlar var. Biz bunları AB memnun olsun veya Komisyon tatmin olsun diye yapmıyoruz. Halkımız için yapıyoruz" diye konuştu.

Türk halkının yapılan reformları onayladığını anlatan Babacan, Türkiye'de hala eski düzenin devam etmesini isteyen bazı çevrelerin yapılan reformlara karşı çıktığını, ancak bunların önemli olmadığını kaydetti.

Spindelegger

Ortak basın toplantısında resmi görüşme konusunda bilgi veren Avusturya Dışişleri Bakanı Michael Spindelegger, görüşmenin çok yapıcı olduğunu ve Türkiye-AB ilişkileriyle sınırlı kalmadığını belirterek, "iki ülke arasında mevcut güçlü ilişkilerin ve işbirliğinin geliştirilmesine yönelik çok sayıda somut konuları ele aldıklarını" söyledi.

Spindelegger, görüşmede, iki ülke dışişleri bakanlıklarında karşılıklı birer diplomat görevlendirilmesini kararlaştırdıklarını ve bu diplomatların ikili ilişkilerin yanı sıra Türkiye-AB müzakere süreci ve Türkiye ile Avusturya'nın BM Güvenlik Konseyi üyelik sürecine de katkıda bulunacaklarını bildirdi.

Avusturyalıların Türkiye'yi öncelikli bir tatil beldesi olarak gördüklerini ve her yıl binlerce Avusturyalının Türkiye'ye tatile gittiğini anlatan Spindelegger, iki ülke arasında vize kolaylığı konusunun da ele alındığını söyledi.

Spindelegger, görüşmede, büyük gelecek vadeden Nabucco doğal gaz projesi, Karadeniz ekonomik işbirliği ve Türkiye'nin AB ile müzakere sürecini de ele aldıklarını belirterek, "Türkiye'nin AB üyeliğinin müzakere sürecinin bitiminde kararlaştırılacağını, şu anda "evet" veya "hayır" demenin mümkün olmadığını" kaydetti.
 

Terörle mücadele uluslararası işbirliği

Avusturya'da yaşayan 200 bin kadar Türk vatandaşının hem Türkçe'yi hem de Almanca'yı iyi derecede konuşarak iki ülke arasında önemli bir dostluk köprüsü oluşturduğunu ifade eden Babacan, "Ziyaretimin mevcut ilişkilerimizin daha da gelişmesine vesile olmasını temenni ediyorum" dedi.

Avusturyalı mevkidaşıyla yaptığı görüşmede terörle mücadele konusunu da ele aldıklarını anlatan Babacan, tüm insanlığın baş düşmanı olan terörle mücadelede "uluslararası işbirliğinin şart olduğunu" kaydetti.

 

Babacan yarın Erivan'a gidecek

Dışişleri Bakanı Ali Babacan, beraberindeki bir heyetle yarın başkent Erivan'da düzenlenecek Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ) 20. Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısına katılmak üzere Ermenistan'a günübirlik ziyarette bulunacak.

Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Ali Babacan'ın toplantısına katılacağı KEİ'nin, Türkiye'nin girişimleriyle 25 Haziran 1992'de İstanbul Zirvesi sırasında yayımlanan deklarasyonla kurulduğu, 1999 yılında da KEİ Şartı'nın yürürlüğe girmesiyle tam teşekküllü bir örgüt durumuna geldiği ve sekretaryasının İstanbul'da bulunduğu hatırlatıldı. Açıklamada, KEİ'nin, birçok ihtilafın bulunduğu bir bölgede en kapsayıcı, tam teşekküllü tek ekonomik örgüt olduğunun altı çizilerek, Türkiye'nin, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü'nün faaliyetlerine etkin katılım sağlayarak, örgüte verdiği önemi gösterdiği vurgulandı.