Tahran muhatap alınmak istiyor
Rus-Gürcü savaşı Kafkaslarda bütün dengeleri değiştirirken İran yeni döneme uyum sağlamaya çalışıyor. Rusya, ABD ile arasındaki gerginlikte İran’ı koz olarak kullanmaya çalışıyor. Rusya ile uğraşan ABD, İran konusunu yeniden geri plana çekmek durumunda kaldı. Tahran, Moskova’nın kendisi üzerinden politika yapmasına yanıt vermeye çalışırken Rusya’nın aşırı tepkisini çekecek yaklaşıma yönelmiyor. Türkiye’nin başlattığı platform girişiminde de yer verilmeyen İran, Rus-Gürcü anlaşmazlığında arabuluculuk önerdi.
cumhuriyet.com.trCoğrafi yakınlığı nedeniyle ulusal güvenliğine etkisinin yanı sıra yakın ilişkileri ve bölgesel güç olma iddiasını dikkate aldığımız zaman İran’ın, Rus-Gürcü Savaşı ve sonrasında yaşanan gelişmelere tepkisiz kalması beklenmiyordu. Asıl şaşırtıcı olan bölgesel güç iddiasında olan İran’ın Kafkasya girişimlerini beklenenden daha geç başlatmasıydı. Savaşın Rusya-ABD gerginliğine dönüşmesi ve Türkiye’nin Kafkasya Güvenlik ve İstikrar Platformu’nda (KGİP) İran’ın bulunmaması İran’ın kabuğundan çıkmasına neden oldu.
İran Dışişleri Bakanı Manuçer Muttaki 12 Eylül’de Rusya, 13 Eylül’de Azerbaycan, 16 Eylül’de Almanya ve 17 Eylül’de de Gürcistan ziyaretlerini gerçekleştirirken, 16 Eylül’de Ermenistan Dışişleri Bakanı Eduard Nalbandyan İran’ı ziyaret etti. Türkiye’nin Kafkasya Güvenlik ve İstikrar Platformu’nda İran’ın yer almamasına karşılık İran da Türkiye’yi diplomatik girişimlerinin dışında tuttu ve Muttaki’nin gerçekleştirdiği bütün görüşmelerin odağında Kafkasya krizi bulunuyordu. Kafkasya krizi üzerine Türkiye-İran görüşmesi yalnızca New York’ta 63. BM Genel Kurul toplantısında yapıldı.
İran'ın Bakışı
Coğrafi ve kültürel anlamda bir yakınlığın olmamasına rağmen Saakaşvili iktidarıyla birlikte Gürcistan’ın “Amerikancı imajı” İran’ın bu ülkeye daha farklı bir şekilde hassasiyet göstermesine neden oldu. 2005 yılında Gürcistan’ın Rusya ile yaşadığı doğalgaz krizi ise Gürcistan’ın İran’la enerji alanında yakınlaşmasına neden oldu. Bu yakınlaşma Avrupa doğalgaz piyasasına çıkış arayan İran için de uygun bir gelişme olduğu için bu tarihten sonra iki ülke arasındaki ziyaretler kısa dönemli doğalgaz anlaşmasıyla taçlandırıldı. Bu anlaşmayla Gürcistan force major (kanunen kabul edilmiş olağanüstü durum) durumlarda kısa süreli olarak İran’dan doğalgaz alacaktı. Bu anlaşma ilk olarak Ocak 2005’de 30 günlük süre için uygulandı. İran-Ermenistan doğalgaz hacminin 700 mm’ye düşürülmesi ve ABD’nin Gürcistan’ın İran’la uzun dönemli doğalgaz anlaşmasına karşı çıkması İran’ın Ermenistan ve Gürcistan üzerinden Avrupa doğalgaz piyasasına çıkışını engelledi. İran, Gürcistan-ABD ve Gürcistan-İsrail ilişkilerinden rahatsız olduysa da enerji alanında işbirliği yapmaktan kaçınmadı, siyaset ve enerji anlamında Gürcistan, İran için önemli bir ülke oldu.
Rusya-Gürcistan savaşının Rusya-ABD gerginliğine dönüşmesi İran’ın çıkarları açısından farklı sonuçlar doğurabilecek özelliğe sahip oldu. Gürcistan’ın Güney Osetya’ya müdahalesi İran’ın nükleer çalışmaları konusunda dünya gündeminin giderek gerginleştiği bir dönemde gerçekleşti. Nitekim İran’ın nükleer dosyası BM Güvenlik Konseyi’nde olduğu sürece dünya gündemini değiştirebilecek her türlü olay İran’ın işine yarıyor. Gürcistan’ın Osetya’ya müdahale ettiği günlerde ABD, İran’a karşı dördüncü yaptırım kararı için Rusya ve Çin’den destek almak adına diplomatik ikna girişimleri başlatmıştı. Fakat savaşın Rusya-ABD krizine dönüşmesi taraflar arasında İran kartının açılmasına neden oldu. Rusya, ABD ile çekiştiği sürece İran’a karşı olası yaptırımların altına imza atmayacaktır. Nitekim 25 Eylül 2008’te İran’a dördüncü yaptırım için yapılacak toplantıyı Rusya’nın boykot etme nedeni Rus-Gürcü Savaşı’yla ortaya çıkan Rus-ABD gerginliği oldu. Bu da İran’a karşı topyekun bir yaptırımın engellenmesi anlamına geliyordu.
Diğer taraftan zaten Afganistan ve Irak’ta zor durumda olan ABD’nin Rusya ile kapışması İran’a karşı savaş seçeneği olasılığını biraz daha düşürmekle kalmayacak Rusya, ABD ile rekabet adına İran’a uzun zamandır vermek istemediği bazı silahları verebilecek ve bu işbirliği nükleer işbirliğinin genişletilmesine kadar varabilecektir. Fakat Rusya’nın İran’la yapacağı askeri ve nükleer işbirliği somut olarak gerçekleşmeyip sadece karşı tarafla krizi tırmandırarak kendini kabul ettirme sürecine de dönüşebilir. Yani Rusya gerçekten İran’a bu silahları vermez ama verecek izlenimini yaratır ve adımlarını ABD’ye kabul ettirme karşılığında bu tutumundan vazgeçebilir. Ayrıca Rusya Gürcistan’da askeri güç kullanarak ABD müdahalesinde de İran’ı askeri olarak destekleyecek siyasi iradeye sahip olduğu izlenimini yarattı. Ama olası İran-ABD Savaşı’nda Rusya’nın gerçekten askeri destek vereceği belirsizliğini koruyor. İçinde bulunduğu ekonomik ve askeri koşulları dikkate aldığımız zaman olası İran-ABD Savaşı’nda Güney Kafkasya’ya öncelik tanıyan Rusya, güçlerini bölmemek adına İran’a askeri destekten kaçınabilir. Rusya Güney Kafkasya’da oyalanırken ABD İran’la baş başa kalabilir. Bu bağlamda Rusya-ABD gerginliği İran açısından tehlikeli sonuçlara da yol açabilir.
29 Ağustos’ta Rusya Federasyonu Başbakanı Vladimir Putin’in CNN’e yaptığı, ABD bizimle İran konusunda işbirliği yapmak istemiyorsa kendisi bilir, açıklaması İran’ı rahatsız etti. Putin bu açıklamasıyla Rusya’nın yaptıklarını kabullenilmesi durumunda İran’a karşı yeni yaptırımlara destek verebileceğinin işaretini veriyordu. Yani Rusya İran’ı bir kart olarak kullanıyordu. Rusya’nın İran’a dördüncü yaptırım kararını görüşmek için 25 Eylül’de yapılan toplantıya katılmaması da Batıyla pazarlık gücünü artırmak isteğinden kaynaklanmaktadır. Kısaca İran, ABD-Avrupa arasındaki görüş farklılığından yararlanırken ABD’ye de Rusya ile İran arasındaki çıkar farklılığından yararlanma fırsatı doğmaktadır. BM Güvenlik Konseyi’nden İran’a karşı yaptırım amaçlı çıkan üç yaptırım kararının altında Rusya’nın imzasının bulunması Rusya-İran gizli rekabetinden kaynaklanmaktadır. “ABD İran’a saldırmak için Gürcistan’ı kullanacak”, gibi ifadelerle İran’ın desteğini kazanmak isteyen Rusya, diğer taraftan Batı ile ilişkilerinde İran’ı bir kart olarak kullanmaktadır.
ABD-Rusya gerginliğinin devam etmesi Avrupa enerji piyasasına çıkmak isteyen İran’a fırsat yaratabilir. AB ve ABD’nin desteklediği NABUCCO Projesi’nin önemli doğalgaz kaynaklarından biri olan İran, projeye sıcak bakmasına rağmen ABD-İran gerginliği nedeniyle İran’ın bu projeye katılması ABD tarafından engellenmektedir. Fakat doğalgaz bağımlılığı nedeniyle Rusya’ya karşı fazla direnç sergileyemeyen AB bu bağımlılığa son vermek için İran doğalgazına yönelebilir. ABD-Rusya gerginliğinin tırmanarak uzun döneme yayılması ise Bush’tan sonraki yönetimi de İran’la enerji alanında işbirliğine itebilir. Bu tez en az AB için geçerli olabilir. Zaten İran’ın NABUCCO’ya katılması konusunda ABD ve AB arasında görüş farklılığı bulunmaktadır. Rus-Gürcü Savaşı’nın doğurduğu sonuçlar AB’yi ikna etmek için AB’ye fırsat verebilir. Diğer taraftan AB ve ABD, İran’ın NABUCCO’ya katılımını destekler gibi göstererek Avrupa pazarını İran’a kaptırmak istemeyen Rusya’yı tavize zorlayabilir. Bu durumda da İran bir enerji kartı olarak kullanılmaya müsait olarak gözükmektedir.
Güney Kafkasya ve Orta Asya’da ABD ve AB’ye karşı Rusya’yı destekleyen İran, aynı zamanda bu bölgelerde Rusya’nın da rakibidir. İran, Rusya’nın bu adımının tek kutuplu dünya düzenine ve Batı’nın bölgedeki müttefiklerine karşı bir mesaj olarak değerlendirerek bundan memnun olduysa da Rusya’nın Güney Kafkasya’da daha geniş yayılmasını istememektedir. Bu yayılma İran-Rusya arasında devam eden bölgesel rekabetten kaynaklanmaktadır. Bu rekabet SSCB’nin dağılmasından sonra gizli olarak devam etse de zaman zaman özellikle enerji projelerinde kendini açığa vurmaktadır. Rusya veya başka bir bölgesel ve bölge dışı gücün Güney Kafkasya’da etkinliğini artırması İran açısından arzu edilmeyen bir durumdur. Kendisinden daha zayıf devletlerle komşu olmak İran’ın hareket alanını genişletirken bu devletlerin başka bir güçlü devletin etkisi altına girmesi İran’ın güvenliği açısından tehlikeli bir gelişmedir.
Rusya Abhazya ve Güney Osetya’nın tanınması konusunda beklediği desteği İran’dan alamadı. Tahran, tanıma konusunda Moskova’ya destek vermediği gibi Moskova’nın tanıma kararını kınayan veya ayrılıkçı bölgeleri tanımadığını ilan eden bir açıklama da yapmadı. Bu tutumuyla İran, bölgenin bağımsızlığını tanımayarak Batı’yla ters düşmediği gibi Rusya’nın tanımasına karşı gelmeyerek Rusya’ya ile de arasını bozmadı ve İran’ın Rusya’ya karşı bir pazarlık kartı kazanmasına neden oldu. Ayrıca İran Gürcistan’ı, düşmanlarının bölgedeki müttefiki olarak değerlendirse de Rusya’yı açıkça destekleyerek Tiflis’le ilişkilerinin sıkıntıya girmesini istememektedir. Bu bölgelerin tanınması Gürcistan’ın İran konusunda ABD’ye daha fazla destek vermesine neden olabilir. Diğer taraftan İran, Rusya’nın bu eylemlerini destekleyerek ileride karşı karşıya kalacağı “ayrılıkçı” eylemlere karşı elini zayıflatmak istememektedir.
İran Kabuğundan Çıktı
Kafkasya Savaşı sonrası geç de olsa İran’ın başlattığı girişimlerde, KGİP’in ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Ermenistan ziyaretinin büyük pay sahibi olduğu düşünülmektedir. Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin gelişmesi Ermenistan’ın İran’a bağımlılığını azaltacağı gibi Türkiye’nin teklifinin bölgesel sorunların çözümüne katkıda bulunması Türkiye’nin prestijini artıracaktır. Türkiye’nin bölgede prestijinin artması İran açısından istenmeyen sonuçlar doğurabileceği için İran, bölgeyi Rusya-Türkiye ikilisine bırakmak istememektedir. Türkiye’nin KGİP teklifini Güney Kafkasya’daki büyük güç rolünün Rusya ve Türkiye arasında paylaşımı olarak değerlendiren İran, Kafkasya’daki gelişmelerin içinde olmadığı sürece bölgesel yapılanmaların dışına itileceği ve yapılanmanın İran’ın çıkarlarına uygun olmayacak şekilde biçimleneceğini düşündü. Yüzyıllardır Güney Kafkasya uğruna devam eden mücadele nedeniyle ABD’nin Irak’a müdahalesi sonrası karşı karşıya kaldığı tehditler nedeniyle Türkiye-İran ikili ilişkilerinde gelişmeler sağlanmış olsa da bölgesel anlamda bu rekabetin hala devam ettiği gözlemlenmektedir.
İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinecad, İran’ı bölgesel güvenliğin ve istikrarın temeli olarak tanımlarken, aslında bölgesel gelişmelerde İran’ın da hesaba katılması ve İransız bir yapılanmanın başarı şansının az olduğunu mesajını veriyor. KGİP’in ana amaçlarından biri bölgedeki devletler arasındaki sorunları paket halinde çözüme kavuşturmaktır. Platforma üyeliği öngörülen ülkeler -Türkiye-Ermenistan, Ermenistan-Azerbaycan, Gürcistan-Rusya- arasında çeşitli sorunlar bulunurken bu sorunların hiç biri direk olarak İran’ı ilgilendirmemektedir. Fakat İran’ın Kafkasya devletleriyle ilişkileri onu bölge istikrarı açısından önemli bir devlet haline dönüştürmektedir. 27 Ağustos’ta Azg gazetesine verdiği röportajda İran’ın Ermenistan Büyükelçiliği diplomatı Kamal Zarek, İransız bir platformun tamamlanmamış bir yapı olacağını, söyledi. İran tarafı platformun 3+3 şeklinde yani üç Güney Kafkas ülkesi ve Rusya, İran, Türkiye şeklinde olmasını istiyor. İran’ın Kafkasya Güvenlik ve İstikrar Platformu’na dahil olma isteğine Ermeni uzmanlardan da destek geldi. Ermenistan’da, İransız bir platformun Ermenistan’ın çıkarlarına uygun olmadığı düşünülmektedir.
Muttaki, Azerbaycan ve Ermenistan’la yaptığı görüşmelerde Türkiye’nin teklif olan KGİP’e dahil olmak için diplomatik destek aradı ve aradığı desteği buldu. Almanya Dışişleri Bakanı Walter Steinmeier ile görüşmesinde Muttaki bölge ziyaretini, bölgede barış ve güvenliği sağlamak ve korumak için bölge devletleriyle istişareye dayalı yeni bir inisiyatif geliştirme, olarak tanımladı. İran başlattığı bu inisiyatife Avrupa devletlerinden destek aradı ve hatta Almanya ziyaretinde Kafkasya krizi için İran-Almanya işçi grubu kuruldu.
Ermenistan-Azerbaycan arasındaki Dağlık Karabağ “sorunu” için arabuluculuğa soyunan İran, Rusya-Gürcistan arasındaki krizin çözümüne yönelik girişimini arabuluculuk olarak tanımlamadı. Rusya, İran kartını oynarken İran da Rusya-Gürcistan krizinde Rusya’nın kabul etmediği Saakaşvili ve Almanya ziyaretinde Avrupa devletleriyle işbirliği yapabileceğini işaretini verdi.
Rusya-Gürcistan Savaşı’nın Rusya-ABD gerginliğine dönüşmesi kısa dönemde İran’ın işine yarasa da uzun dönemde tehlikeli sonuçlar da doğurabilecek özelliğe sahiptir. Bu müdahale ABD’nin Gürcistan’a daha fazla yerleşmesine neden oldu. ABD’nin Tiflis’te etkinliğinin artması İran’a karşı olası operasyonda Gürcistan’ın bir üs olarak kullanılmasını sağlayabilir. Yani İran ile ilişkilerde Gürcistan’ın aldığı kararlar Tahran’ın aleyhine olabilir. Bu etkinlik İsrail’in de Gürcistan’da etkinliğinin artmasına neden olabilir. Uzun dönemli olumsuz etki Rusya’nın İran’ı bir kart olarak kullanması ihtimali için de geçerlidir.
TUSAM Kafkasya ve Yakındoğu Masası- Cavid Veliev