Tahliye talepleri reddedildi (16.07.2010)

''Kafes eylem planı'' ve ''Amirallere suikast'' davalarının birleştirildiği Poyrazköy'de yapılan kazılarda ele geçirilen mühimmata ilişkin davada sanıkların yargılanmasına devam edildi. Davada, 11 tutuklu sanığın tahliye talepleri reddedildi.

cumhuriyet.com.tr

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar emekli Deniz Binbaşı Levent Bektaş, Deniz Kuvvetleri Komutanlığında görevli Yarbay Ercan Kireçtepe, Binbaşı Erme Onat, Binbaşı Eren Günay, emekli SAT komandosu Ergin Geldikaya, teğmenler Faruk Akın, Sinan Efe Noyan, Alperen Erdoğan, Burak Düzalan, Yakup Aksoy, Tarık Ayabakan ile eski Kuzey Deniz Saha Komutanı emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütcü'nün de aralarında bulunduğu 22 tutuksuz sanık katıldı.

Müdahil Agos Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Aris Nalcı'nın avukatlarının hazır bulunduğu duruşmaya, Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Kadir Sağdıç ile Tuğamiral Mehmet Fatih İlgar'ın da aralarında bulunduğu 36 tutuksuz sanık ise gelmedi.

 

Askeri soruşturma sürüyor

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, sanık Levent Görgeç'in çapraz sorgusunun ardından Mahkeme Heyeti Başkanı Oktay Kuban, savunmaları almayı planladıklarını, ancak duruşmanın son günü olması nedeniyle öncelikle tutuklu sanıkların avukatlarına söz verileceğini, zaman yeterse tutuksuz sanıkların savunmalarına devam edileceğini kaydetti.

Sanık avukatlarından Celal Ülgen de bu aşamada yapılanın savunma olmadığını, sanık sayısının fazla olması nedeniyle bunun ön savunma niteliğinde bulunduğunu söyledi.
Savunmalar bitince avukatlara hemen söz verilmesi gerektiğini ifade eden Ülgen, bunun savunma hakkına saygı ve savunmanın gereği olduğunu ifade etti.

Sanık avukatlarından İrfan Sütçüoğlu da müvekkilleri Faruk Akın ve Sinan Efe Noyan'ın evlerinde yapılan aramadan önce teğmen görünümlü olan kişilerin çok rahat bir şekilde daireye girdiklerine dair tanık dinletmek istediklerini söyledi.

Başkan Kuban da tanık dinlemenin savunmalar tamamlandıktan sonra yapılacağını kaydetti.
Kuban, daha sonra ara kararlar doğrultusunda dosyaya gelen evrakları okudu.

Buna göre, İstanbul Emniyet Müdürlüğünden gelen yazıda, emanetteki takvim yaprağındaki el yazısı ile Levent Bektaş'ın el ürünü yazılarının yapılan incelemesinde, kaligrafik ve grafolojik özellikler açısından, söz konusu yazılar arasında bir ilgi ve irtibat tespit edilemediği kaydedildi.
Yine aynı kurumdan gelen yazıda, Poyrazköy'de ele geçirilen malzemelerin çıkarıldığı yerdeki toprak üzerinde gömü tarihinin tespitine yönelik herhangi bir çalışma yapılmadığı bildirildi.


Kayıtlarda örgütle ilgili bilgi yok

Mahkemenin, iddianamelerde adı geçen örgütün silahlı terör örgütü olup olmadığı, varsa eylemleriyle ilgili bir bilginin bulunup bulunmadığına ilişkin MİT, Jandarma Genel Komutanlığı, Genelkurmay Başkanlığına yazdığı yazılara da cevap verildi.

Jandarma Genel Komutanlığının yazısında, iddianamelerde ismi belirtilmeden anlatılan ve silahlı terör örgütü olduğu ifade edilen örgütle ilgili bugüne kadar herhangi bir istihbari bilgi bulunmadığı ve kayıtlarda yer almadığı anlatıldı.

Genelkurmay Başkanlığının yazısında da söz konusu konular hakkında herhangi bir bilginin bulunmadığı belirtilirken, MİT'in cevabında da iddianamedeki terör örgütü ve eylemleriyle ilgili teşkilata intikal etmiş herhangi bir bilginin bulunmadığı ifade edildi.


Alkışlı karşılama

Tutuklu sanık Levent Bektaş'tan elde edilen 1 NO'lu CD ile ''Kafes Eylem Planı''nın bulunduğu 3 No'lu DVD'ye ilişkin TÜBİTAK'tan istenen raporda da bu CD ve DVD'ye arama ve el koyma tarihinden sonra müdahale yapılıp yapılmadığının tespitinin teknik olarak mümkün olmadığı belirtildi.

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Gölcük Askeri Savcılığından gelen yazıda da sanıklar Faruk Akın ve Sinan Efe Noyan hakkında ''askeri eşyayı gizlemek ve çalmak'' ile ''iki amiri öldürmeye teşebbüs etmek'' suçlarından askeri soruşturmanın devam ettiği bildirildi.

Birleştirilen ''Amirallere Suikast Davasının'' sanıkları olan Noyan ve Akın'ın kaldıkları evde bulunduğu iddia edilen notta, iki amirale yapılacak operasyona ilişkin bilgi yer aldığı ifade edilmişti.

Duruşmaya, bazı tutuklu sanık avukatlarının beyanlarının alınmasının ardından öğlen arası verildi.

Bu arada, Hasdal Askeri Cezaevinden getirilen tutuklu teğmen sanıklar araçtan indirilirken, dışarıda bekleyen yakınları ''Türkiye sizinle gurur duyuyor'', ''kahramanlar'' şeklinde slogan atıp alkış tuttular.

Sanıklar da yakınlarına el sallayarak karşılık verdi.


Tahliyeleri istendi

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada söz alan tutuklu sanıkların avukatlarından İrfan Sütlüoğlu, müvekkilleri teğmenler Faruk Akın ve Sinan Efe Noyan'ın ev arama görüntülerini duruşma salonunda izletti.

Avukat Sütlüoğlu, arama başlamadan önce müvekkilinin bulunmadığı bir esnada odaya giren polis memurunun masanın üzerinde bir şeyler yaptığını, bilgisayarın da açık olduğunu söyledi.
Buzdolabının içinde birçok kutu bulunmasına rağmen bunların polis tarafından aranmadığını, ancak buzdolabının arkasına bakıldığını belirten Sütlüoğlu, dolabın arkasından çekiç vasıtasıyla alınan ve içinde mermi bulunan poşetin polis memurunun bulunduğu açıdan görünmesinin mümkün olmadığını kaydetti.

Avukat İrfan Sütlüoğlu, polislerin arama sonrasında bulduklarını söylediği patlayıcının TNT değil ''detaşit'' olduğunu savundu.

Yine polislerin poşetin içinde 50 mermi konulduğundan bir şekilde haberleri olduğunu, suikast notu denilen pusulayı poşetin içinden alıp okuduklarını ifade eden Sütlüoğlu, dosyanın görevsizlik kararı verilerek Askeri Mahkemeye gönderilmesini, bu talebinin kabul edilmemesi durumunda ise yargılamanın uzamaması için birleştirilen dosyaların ayrılmasını istedi.
Sütlüoğlu, müvekkilleri Faruk Akın, Sinan Efe Noyan, Alperen Erdoğan ve Ülkü Öztürk'ün tahliyesini talep etti.


Babası avukatı

Tutuklu sanıklardan Eren Günay'ın avukatlığını yapan babası Ali Nurdoğan Günay ise 40 yıllık başarılı bir avukatlık hayatı olduğunu ifade ederek, ''Başarılı diyorum, ama başarısızım. 1,5 yıldır suçsuz bir kişi olan oğlumu maalesef kurtaramadım'' dedi.

Avukat Günay, dosyada oğlunun konuştuğu ''x'' şahıs olarak belirtilen kişinin de kendisi olduğunu söyledi.

Günay, oğlunun tutuklanma talebiyle sevk edildiği mahkemenin nöbetçi hakimi Mehmet Karababa'nın kendilerine ''Kamuoyunda infial yaratmıştır'' dediğini belirtti.

Mahkeme heyetinde yer alan üye hakimlerinden Mehmet Karababa da araya girerek, ''(Baba olarak duygularınızı anlıyorum), dedim. Onun ötesinde bir şey söylemedik. Biz delillere göre karar veririz. İnfial demedik. Zabıtta vardır. Delillere göre takdir hakkımızı kullanırız. Hakim tutuklarken, serbest bırakırken hissiyata göre karar vermez'' dedi.

Tutuklu sanık Ergin Geldikaya'nın avukatı Necati Dinler de müvekkilinin davada yer almasının başlangıcının, kız arkadaşını dövmesi olduğunu ifade ederek, ''Kız arkadaşı şikayet edince evde arama yapılırken silah yakalandı. Müvekkilimin ruhsatsız silah ve bu silahlara ait mermilerden Üsküdar Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanması gerekir. Orada yargılansaydı dava bitecekti. Burada daha esasa bile giremedik'' diye konuştu.

Tutuklu sanık Levent Bektaş'ın avukatı Celal Ülgen de Ceza Muhakemesi Kanunu'nun yürürlüğe 4 yıl önce girmesine rağmen hiçbir maddesinin doğru dürüst uygulanmadığını ileri sürdü.

Savcının Poyrazköy'de ele geçirilen malzemelerle ilgili gözaltına alınan bir şüpheliye, henüz elde edilmeyen Kafes Eylem Planı ile ilgili soru sorduğunu belirten Ülgen, ''Nasıl ki generaller, subaylar hesap vermeye çağrılıyorsa savcılar da bunun hesabını vermeli'' dedi.

Mahkemeye gelen TÜBİTAK raporuna değinen Ülgen, ''Bu raporun ardından tutuklu sanıkların tahliye edilmesi gerekir. Kurgu, kumpas, oyun anlaşılmıştır. Ergenekon davasında 2 yılı aşkın zamandır tutuklu sanıklar var. Ne zaman çıkacakları belli değil. Bu bir işkencedir. Tahliyesini istiyoruz'' diye konuştu.

Duruşma, tutuklu sanıkların beyanlarının alınmasıyla devam ediyor.

 

Tahliye talepleri reddedildi

Poyrazköy'de yapılan kazılarda ele geçirilen mühimmata ilişkin davada, 11 tutuklu sanığın tahliye talepleri reddedildi.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, mahkeme heyeti tarafından alınan kararlar, heyete başkanlık yapan Hakim Oktay Kuban tarafından açıklandı.

 

Hakim Kuban'ın oyu alkışlandı

Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmata ilişkin davada, mahkeme heyetine başkanlık yapan hakim Oktay Kuban'ın sanıkların tahliye edilmeleri yönünde oy kullanması salondaki sanıklar, yakınları ve avukatları tarafından alkışla karşılandı.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada söz alan sanık Ercan Kireçtepe, 15 aydır tutuklu olduğunu belirterek, ''Bizlerin üzerinden Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yapılan asimetrik, psikolojik harekatın kurbanıyım maalesef'' dedi.

Aynı ihbar mektubunda aynı konuyla suçlanmış, aynı eylemi yaptıkları ve mühimmatı gömdükleri iddia edilen, aynı yerde görev yaptığı kişinin 7,5 ay sonra tahliye edildiğini kaydeden Kireçtepe, bu kişi gibi kendilerinin de tahliye edilmesini istedi.

Tutuklu sanık Erme Onat da Poyrazköy'de bulunan mühimmatın gömüldüğü tarihten bir gün önce yurt dışına çıktığını belirterek, ''Ben özel yetiştirilmiş bir personelim, ama hem Beykoz hem de yurt dışında bulunabilme özelliğine sahip değilim'' diye konuştu.

Eren Günay da tutuklandıktan sonra geçen 15 ay, 450 gün ve 10 bin 800 saatini mahkemenin huzurunda tamamladığını söyledi.

Günay, ''Biz delilleri karartmadık, ama bize iftira atanlar hayatımızı kararttı. Ben binbaşı kaldım, arkadaşlarım albay, yarbay oldu. Biz tasfiye ediliyoruz. Yarın geri dönsem bile yumurta saydıracaklar'' şeklinde konuştu.

Emekli Deniz Binbaşı Levent Bektaş da kendilerine ''kahraman'' denildiğini belirterek, ''Bize 'kahramanlar' diyorlar. Bizim böyle bir vasfımız yoktur. Bizler profesyonel askeriz. Bize görevler verilmiştir. Biz o görevleri yaptık. Esas kahramanlar vatani görevini yapan Mehmetçiklerdir'' dedi.

Kendisinden ele geçirildiği öne sürülen 3 nolu DVD'nin içinde yer aldığı iddia edilen Kafes Eylem Planı'nın dijital bir veri olduğunu belirten Bektaş, ortada sanal, halüsinasyon bir eylem planı bulunduğunu, mevcut olmayan bir planla suçlandıklarını kaydetti.

Bektaş, suçlu olması durumunda dünyanın herhangi bir ülkesine gidip saklanacağını, ancak gelen polislere kapıyı kendisinin açtığını ifade ederek, tahliyesini istedi.
Diğer tutuklu sanıklar da tahliye talebinde bulundu.
 

Ara kararlar

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti tarafından alınan ara kararlar, heyete başkanlık yapan hakim Oktay Kuban tarafından açıklandı.

Buna göre, savunması alınmayan diğer tutuksuz sanıkların bir dahaki duruşmada hazır olmalarına karar veren mahkeme heyeti, savunmaları alınan Ali Türkşen, Halil Cura, Feridun Aslan, Sadettin Doğan ve Levent Görgeç'in duruşmalardan vareste tutulmasını karara bağladı.

Mahkeme heyeti, görevsizlik talepleriyle ilgili daha önceden karar verildiği gerekçesiyle yeniden karara bağlanmasına yer olmadığını ifade ederek, yine bir kısım sanıkların uyuşturucu madde nedeniyle haklarında açılan davanın ayrılması talebinin de reddini kararlaştırdı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına hükmeden mahkeme heyeti, iddianamelerde yer alan ve gerek mektupla gerekse elektronik postayla gönderilen ihbarlara ilişkin bir araştırma yapılıp yapılmadığının sorulmasına karar verdi.

Sanık Levent Görgeç hakkındaki adli kontrolün kaldırılması yönündeki talebin reddini kararlaştıran heyetin bu kararında başkan Oktay Kuban karşı oy kullandı.

Sanıklar Ergin Geldikaya, Levent Bektaş, Ercan Kireçtepe, Erme Onat, Eren Günay, Faruk Akın, Sinan Efe Noyan, Alperen Erdoğan, Burak Düzalan, Yakut Aksoy ve Tarık Ayabakan'ın tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı 14 Ekime erteledi. Mahkeme heyeti, 15 Ekimde de duruşma yapılmasına karar verdi.

Mahkemenin sanıkların tahliye taleplerine ilişkin kararında, heyete başkanlık yapan Oktay Kuban karşı oy kullandı.
 

Kuban'a alkış, diğer hakimlere protesto

Kuban'ın, karşı oyuna gösterdiği gerekçeler arasında; TÜBİTAK'tan gelen rapor, iddia edilen örgütle ilgili Genelkurmay Başkanlığı, MİT, Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünden gelen yazılar da yer aldı.

Sanıkların saklanma, delilleri gizleme, yok etme veya değiştirme girişiminde bulundukları yönünde tutuklama nedeni sayılacak olgu ve iddialar bulunmadığını ifade eden Kuban, ceza yargılamasında asıl olanın yargılamanın tutuksuz olarak yapılması olduğunu kaydetti.

Bu arada, Kuban'ın karşı oy kullanmasını sanıklar, yakınları ve avukatları salonda alkış tutarak destekledi. Ardından bazı sanık yakınlarının, sanıkların tutukluluk halinin devamını isteyen üye hakimler Mehmet Karababa ve Mehmet Erdoğan'a tepki göstererek iki üyeyi yuhladıkları duyuldu.

Tutuklu sanık yakını olan bir kadın, ''Özgürlüğün ne olduğunu tutuklanınca anlarsınız. Benim çocuğum babasız kaldı'' diyerek tepki gösterdi.

Hakim Karababa, bu durumu tutanağa geçirmek istediği belirtti. Araya giren sanık avukatlarının yaşanan olay nedeniyle özür dilemesinin ardından bu durum tutanağa geçirilmedi.

Cezaevi aracına götürülen sanıklara alkışlarla destek veren yakınları, ''Türkiye sizinle gurur duyuyor'' sloganları attı.

Duruşma, 14 Ekime ertelendi.