'Tacize maruz kalmamak için erkek gibi davranmaya başladım'
Suriyeli Pervin Bozui, tacize uğramamak için erkek gibi davrandığını anlatıyor.
Seyhan AvşarPervin Bozui henüz 29 yaşında. Suriye savaşı başladığında eşi tarafından “Siz gidin ben daha sonra geleceğim” denilerek Türkiye’ye gönderilen bir kadın. Pervin dört yılda üç şehir değiştirdi. Son olarak İstanbul’da Okmeydanı’nda hayata tutunmayı başardı. “Geleceğim” diyen eşi ise Türkiye’ye hiç gelmedi. Pervin’in yokluğunda başka biriyle evlendi. Pervin, Türkiye’de ilk geldiğinde yaşadıklarını, “Çalıştığım işyerlerinde, tanıştığım insanlara üç çocuğum olduğunu, eşimin olmadığını söyleyip, derdimi anlatınca insanların bana destek olacağını sanıyordum. Ama yanıldım. Erkeklerin çoğu fırsatçı. Dul kadın diyerek benden yararlanmaya çalıştılar. Şu an tacize maruz kalmamak için erkek gibi davranmaya başladım. Kadınlığımı unuttum” diyerek anlatıyor. Pervin ile 14 yaşından beri verdiği mücadeleyi konuştuk.
Zorla evlendirildi
Pervin, Suriye savaşının en çok hissedildiği kentlerden biri olan Kobani’de yaşıyordu. 14 yaşında aşiret üyelerinin baskısıyla kendisinden 15 yaş büyük amcasının oğlu ile evlendirildi. “Bana gönlün var mı yok mu diye sormadılar” diyen Pervin, “Amcamlar çok zengindi. Ailem hayatın kurtulur diyerek evlenmemi istedi. 15 yaşında anne oldum. Memelerim dahi henüz çıkmamıştı. Bebeğimi çok zorluklarla emzirdim” diye konuşuyor. Evlendiği günden beri sürekli eşinin şiddetine uğradığını aktaran Pervin, çoğu zaman yüzünün morluklar nedeniyle tanınmayacak halde olduğunu söylüyor. O günlerde boşanmayı aklından dahi geçiremediğini aktaran Pervin, “Gelinlikle girmiştik o eve ancak kefenle çıkabilirdik. Zaman zaman küsüp babamların evine gidiyordum. Ancak aşiret büyükleri her defasında gelip zorla geri götürüyorlardı. Bu böyle yıllarca gitti. O arada liseye başladım. Karnım burnumda sınavlara girdiğim zamanlar oldu. Liseyi böylelikle bitirdim. Savaş çıkınca benim de kaderim değişti” diyor.
Çavuş paramızı vermedi
Savaşın çıkmasıyla ailesinin Türkiye’ye gelme kararı verdiğini aktaran Pervin, “Eşim ‘ailen ile beraber sen de git. Ben evimize sahip çıkacağım. Daha sonra gelirim’ dedi. Altı kardeşim, annem babam ve çocuklarımla yola çıktık. Önce Suruç’a geldik. Orada tutunamadık. Daha sonra İskenderun’a gittik. Ömrüm boyunca hiç bahçe işi yapmamıştım. Ama çocuklarım için bir portakal toplayışım vardı ki... Görseniz şaşırırsınız. Ancak başımızdaki çavuş paramızı vermedi. Bu kez İstanbul’a göç etmeye karar verdik” diye konuşuyor. Bu süreçte Türkiye’ye gelmeyen, arayıp sormayan eşine boşanma davası açtığını söyleyerek boşandıktan kısa bir süre sonra ise eşinin evlendiğini duyduğunu aktarıyor.
Hep düşük ücret
İstanbul’a gelince başlarını sokacak bir ev bulduktan sonra tekstil atölyesinde çalışmaya başladığını aktaran Pervin, “Ben ve kardeşlerim çok düşük ücretlerle çalıştırıldık. Oradaki işveren de dört aylık maaşımızı vermedi. Bu kez başka bir tekstil atölyesinde çalışmaya başladık. Daha önceden çok tacize maruz kaldığım için bu atölyede dayımı herkese eşim olarak tanıttım. Bu atölyede de tutunamayıp, Okmeydanı’na taşındık. Şu an ben bir elbise toptancısında çalışıyorum. 11 kişi aynı evde yaşıyoruz” diye anlatıyor. Pervin, çocuklarının beş yıllık aradan sonra okula gitmeye başladıklarını, Suriye’ye bir daha geri dönmeyi düşünmediğini belirterek şöyle diyor:
“Geri dönmeyi asla düşünmüyorum. Dönersem çocuklarımı benden alırlar. Bir kadın olarak ayakta durmayı başardım. Çocuklarıma bakmayı başardım. Tek isteğim çocuklarımı büyütmek ve stilist olmak istiyorum.’’