Süryani Vakfı, Hazine ve Diyanet'e devredilen mülkleri için dava açıyor
Mardin'in Büyükşehir olmasından sonra kurulan Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu, Süryanilere ait çok sayıda kilise, manastır, mezarlık gibi mülkleri kamu kurumlarına devretti. Haziyene tescili yapılan Süryanilere ait kilise, manastır ve mezarlıkların bir kısmının tahsisinin ise Diyanetişleri Başkanlığına yapıldığı belirtildi.
DHAMor Gabriel Manastırı Vakfı Başkanı Kuryakos Ergün, komisyona yaptıkları itirazlardan sonuç alamadıklarını bu nedenle dava açmaya hazırlandıklarını belirtti. Yetkililer ise, Mardin'in büyükşehir olması ve köy tüzel kişiliğinin kaybolması nedeniyle köy tüzel kişiliğine ait ibadethane, mezarlıklar, gibi mülklerin hazineye devrinin yasaya uygun yapıldığını söyledi.
Mardin'in Büyükşehir olması ve ardından köylerin resmi olarak mahalleye dönüştürülüp il idaresinin bağlanması nedeniyle, Mardin Valiliği bünyesinde Devir Tasfiye Paylaştırma Komisyonu kuruldu. Komisyonun Mardin'in Midyat ve Nusaybin ilçelerinde Süryanilere ait çok sayıda kilise, manastır, mezarlık gibi mülkleri kamu kurumlarına devrettiği ortaya çıktı. Devirlere Mor Gabriel Manastırı Vakfı'nın yaptığı itirazlarda rededilince, Vakfın mahkemeye başvurmaya hazırlandığı belirtildi. Mor Gabriel Manastırı Vakfı yaptığı çalışmada, Süryani cemaatine ait çok sayıda kilise, manastır, mezarlık ve başka diğer arazileri başta Hazine'ye tescil edildiği, bir kısmının tahsisinin ise Diyanet İşleri Başkanlığına yapıldığını tespit etti.
'SONUÇ ALAMADIK, DAVALAR AÇIYORUZ'
Mor Gabriel Manastırı Vakfı Başkanı Kuryakos Ergün, azınlık vakıflarının Türkiye'de yıllardır mülk edinemediklerini, AK Parti Hükümetinin 2002 ve 2008 yılında yaptığı değişiklikler ile kendilerinin bazı tapularını vakfın üzerine almaya başladıklarını belirterek şunları söyledi:
"Mardin, büyükşehir olunca devir tasfiye komisyonu Süryani cemaatine ait klise, manastır, mezarlıklar ve bazı arazilerimizin bir kısmını Haziniye tescil ettirip, bunların bazılarını Diyanet İşleri Başkanlığına tahsis ettiğinğini öğrendik. Valiliğe yaptığımız itirazlardan bu arazilerin, kliselerin ve manastırlar ile mazarlıkların kendi malımız olduğunu ve vakfa verilmesini istedik ama bir sonuç alamadık. Bunun mümkün olmadığını söylediler. Bu arada kadastro çalışmaları yapılırken çoğundan haberimiz olmadı. Bununla ilgili de sıkıntılar yaşadık. Vakıflar Genel Müdürlüğü ile de görüştük, onlar da böyle bir şey ile ilk kez karşılaştıklarını ve bize dosya hazırlayıp kendilerine göndermemizi istediler. Devir kararının iptali için İdare Mahkemesine karşı dava açmaya hazırlanıyoruz. Tapuların iptali için ise Asliye Hukuk Mahkemelerine davalar açtık ve yeni davalar açmaya devam edeceğiz."
Vakıf Başkanı Ergün, ilk tespitlerine göre aralarında Midyat'ta 3, Midyat Doğançay Köyü'nde 2, Midyat Bağlarbaşı Köyü'nde 1 kilisenin yanı sıra, Süryani cemaatine ait 20 parça arazinin devlet kurumlarına tahsisinin yapıldığını söyledi.
VALİLİK: BÜYÜKŞEHİR OLUNCA BAZI MÜLKLER HAZİNEYE DEVREDİLDİ
Mardin Valiliği yetkilileri ise, kentin Büyükşehir olmasından sonra doğal olarak köylerin mahalleye dönüştürülmesi ile köy tüzel kişiliğinin kaybolduğunu ve köy tüzel kişiliği üzerinde bulunan ibadethane, cami, mescit, mezarlıklar gibi mülklerin hazineye devir edildiğini belirterek şöyle dedi:
"O dönem hazineye devri yapılan mezarlıkların tümü Büyükşehir Belediyesine devri yapıldı. Ancak bazı yerlerde ibadethanelerin tahsisi Diyanet İşleri Başkanlığı'na yapıldı. Büyükşehir Belediyesi o zaman dava açtı ve davaların bir kısmında iptal kararı, bir kısmında ise red kararları verildi. Devir komisyonu o dönem söz konusu köy tüzel kişiliğine ait olan yerlerin devrini ülke genelinde bütün sağlanması için Belediyeler yerine hazineye devir yaptı. Hazine de devri yapılan yerlerin uygunluguna göre tahsis işlemi gerçekleştirdi. Söz konusu bazı köylerdeki klise ve mülkler ile ilgili devir işlemi yapılmamıştır ve karar verilmemiştir."
DAVA DİLEKÇESİNDE, LOZAN HÜKÜMLERİ HATIRLATILDI
Mor Gabriel Manastırı Vakfı avukatlarınca hazırlanan dava dilekçelerinde, kadastro tespitlerinin gerçekleştiği dönemde, muhtelif nedenlerle fiili zemin üzerinde sağlıklı şekilde kadastro tespit çalışmalarının yapılmadığı kaydedilerek şu görüşler savunuldu:
"Bu vesile ile bu derece bariz hata sonucu, Müvekkil Vakfın çok önemli ve bünyesinde bulundurduğu taşınmaz malların öncesinde Köy Tüzel Kişiliği, akabinde de Maliye Hazinesi adına tescil edilmiş olunması, müvekkil Vakfın Anayasa'mızın 35. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 1 nolu protokolünün 1. maddesi ile korunan mülkiyet hakkının açık bir şekilde ihlaline neden olmuştur."
Dilekçede, Lozan Anlaşması'nın 42/3 maddesindeki, 'Türk Hükümeti, söz konusu azınlıklara (gayrimüslimlere) ait kiliselere, havralara, mezarlıklara ve öteki din kurumlarına tam bir koruma sağlamayı yükümlenir. Bu azınlıkların Türkiye'deki vakıflarına, din ve hayır isleri kurumlarına her türlü kolaylıklar ve izinler sağlanacak ve Türk Hükümeti, yeniden din ve hayır kurumları kurulması için, bu nitelikteki öteki özel kurumlara sağlanmış gerekli kolaylıklardan hiç birini esirgemeyecektir' bölümü de hatırlatılarak, bu hatalı mülkiyet durumunun, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu anlaşmasına olan Lozan Anlaşmasını da açıkça ihlal ettiği öne sürüldü.