Suruç katliamında canlı bomba bekleniyormuş
Suruç katliamına ilişkin kamu görevlilerine açılan görevi ihmal davasında yeni gerçekler ortaya çıktı. Sanık Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal, İl Emniyet Mü-dürlüğü’nden polise yönelik “Canlı bomba saldırısından korunun” uyarısı geldiğini söyledi.
KEMAL GÖKTAŞSuruç’ta 33 kişinin hayatını kaybettiği canlı bomba saldırısında da tıpkı Ankara Garı’ndaki katliamında olduğu gibi İl Emniyet Müdürlüğü’nün polisleri “canlı bomba saldırısına karşı uyardığı” ancak açıklama yapan gruba yönelik bir uyarı yapılmadığı anlaşıldı.
Katliamda “görevi ihmal” suçundan yargılanan dönemin Suruç Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal, yargılandığı davada bütün önlemleri Suruç’a gelen gençlerin sınır kapısına yürümemesi için aldıklarını belirterek İl Emniyet Müdürlüğü’nün yazısı için “Bu tür görevlerde genellikle bu tür ibareler polisin kendisini koruması ve tedbirli olmasıyla ilgili yazılan görev emirleridir. Bize, ilçemize gelecek olan bu grubu karşı herhangi bir canlı bomba saldırısı düzenleneceğine dair bir bilgi ve belge iletilmemiştir” dedi.
Yapalıal, talimatla Muğla 1. Asliye Ceza Mahkemesi’ne verdiği yazılı savunmasında Suruç Kaymakamı Abdullah Çiftçi’nin HDP ve SGDF’lilere (Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu) her ilden bir temsilcinin Kobane’ye gönderilebileceğini söylediğini ileri sürdü.
Grubun Şuruç’a girişinden önce arandığı ve yakalama kararı bulunan bir kişinin gözaltına alındığını belirten Yapalıal, SGDF’li grubun geliş ve gidiş istikametine göre önlem aldıklarını, amaçlarının “şahısların Amara Kültür Merkezine intikalleri ile buradan izin verilmemesi halinde toplu halde sınır kapısına geçmelerini önlemek” olduğunu söyledi.
Canlı bomba uyarısı
Yapalıal, Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü’nün olaydan 3 gün önce 17 Temmuz’da gönderdiği emir yazısında “görev alan tüm personel meydana gelebilecek canlı bomba saldırıları ve benzeri konulara karşı görev yerlerinde dikkatli/duyarlı ve müteyakkız bulunacaktır” denildiğini belirterek “Bu ibare sadece görev alacak personele karşı herhangi bir saldırı, canlı bomba, silahlı ve fiili saldırı yapılabileceği bilgisini de içermemektedir. Bu tür görevlerde genellikle bu tür ibareler polisin kendisini koruması ve tedbirli olmasıyla ilgili yazılan görev emirleridir. Tarafıma ve İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne ilçemize gelecek olan bu grubu karşı herhangi bir canlı bomba saldırısı düzenleneceğine dair bir bilgi ve belge iletilmemiştir. Ben gelen grubu karşı 2 gün boyunca ilçemizde gerek yol uygulaması gerek ana caddelerde kültür merkezi etrafında ekiplerim ile birlikte güvenlik tedbiri aldım” dedi.
Kendisinin ve personelinin herhangi bir ihmali olmadığını savunan Yapalıal, beraatına karar verilmesini istedi.
İlk duruşması 22 Eylül’de görülecek dava öncesi, yeni görev yeri olması nedeniyle Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’na talimat yazısı gönderen Suruç Asliye Ceza Mahkemesi, Yapalıal’ın ifadesinin alınmasını istedi. Bunun üzerine Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi de 14 Temmuz 2016 tarihini ifade günü olarak belirledi. Ancak mağdur avukatları Yapalıal’ın SEGBİS sistemi üzerinden ifadesinin alınacağını tesadüfen Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden öğrendi. İfade işlemine katılmak için dün Muğla Adliyesi’ne giden avukatlar, Yapalıal’ın ifadesinin önceki gün gizlice Muğla 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından alındığını öğrendi. Avukatların bu duruma tepki göstermesi üzerine mahkeme, ifade tarihinin Yapalıal’ın “İl dışında görevli” olması nedeniyle değiştirildiğini bildirdi. Davaların kendilerinden gizlendiğini ifade eden Suruç İçin Adalet Platformu avukatları, yazılı bir açıklama yaparak tepki gösterdi. Açıklamada, “Suruç katliamı soruşturmasında gizlilik kararını kaldırmayan, katliamdan birinci dereceden sorumlu kamu görevlilerini yargılama iradesi göstermeyen yargı şimdi de katliam faillerinden Suruç Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal’ı koruyor” denildi.