Suruç katliamı iddianamesi 18 ay sonra çıktı: 3 kişi için 104'er kez ağırlaştırılmış müebbet talebi
18 ay sonra hazırlanan Suruç katliamı iddianamesinde 2'si Suriye'de olan 3 kişi için 104'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
cumhuriyet.com.trSuruç Katliamı’na ilişkin 18 ay sonra, sadece 2’si firari biri 10 Ekim Katliamı davasında tutuklu olan toplam 3 kişi hakkında iddianame hazırlandı. Urfa Cumhuriyet Savcılığı’nın 3 sanık hakkında 104'er kez müebbet ağır hapis cezası istediği iddianameyi Evrensel'e değerlendiren mağdur avukatlarından Gülhan Kaya, bu iddianameyle Suruç ve 10 Ekim Ankara Katliamı arasında bağ olduğunun bir kez daha kanıtlandığını söyledi. Kaya, “İlhami Balı ve Deniz Büyükçelebi’nin Türkiye’de attıkları her adım izlenmiş, Ankara Katliamı iddianamesinde de bu bilgi vardı. Devletin sorumlu olduğunu en başından beri söylüyorduk. Bu iddianameyle bir kez daha görmüş olduk” dedi.
Urfa'nın Suruç ilçesi Amara Kültür ve Sanat Merkezi'nde Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyesi gençlere yönelik 20 Temmuz 2015 tarihinde gerçekleşen ve 34 kişinin ölümü 70 kişinin de yaralanması ile sonuçlanan canlı bombalı saldırısına ilişkin iddianame 18 ay sonra iddianame tamamlandı. Urfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan iddianamede canlı bomba Şeyh Abdurrahman Alagöz, Antep'teki farklı tarihlerde gerçekleşen hücre evi baskınlarında kendilerini patlattıkları iddia edilen Yunus Durmaz ve Halil İbrahim Durgun ile Ankara Tren Garı davasında tutuklu yargılanan Yakup Şahin, IŞİD’in sınır sorumlusu olduğu belirtilen Deniz Büyükçelebi ve Türkiye’deki katliamların talimatını veren İlhami Bali fail olarak yer aldı. Savcılık bu kapsamda tutuklu Şahin ve Suriye'de bulunan Deniz Büyükçelebi ile İlhami Ballı'ya ayrı ayrı 104'er kez müebbet ağır hapis cezası verilmesini talep etti.
İddianamede Alagöz’ün Suriye'den canlı bomba yeleğiyle geldiği, Antep'te örgütün sınır sorumlusu Deniz Büyükçelebi tarafından hücre evinde misafir edildiği, üzerindeki canlı bomba yeleğinin patlayıcı ve bilyelere güçlendirilip Suruç'a motosikletle gönderildiği kaydedildi.
'KAMU GÖREVLİLERİNİN SORUŞTURULMASI İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ'
İddianameyi evrensel'e değerlendiren katliam mağdurlarının avukatlarından Gülhan Kaya, iddianameyle bir kez daha Suruç ve Ankara Katliamları arasındaki bağlantı olduğunun kanıtlandığını söyledi. İlhami Balı ve Deniz Büyükçelebi’nin Türkiye’de attıkları her adımın izlendiğini 10 Ekim Katliamı iddianamasinde de ortaya çıktığını kaydeden Kaya, “Devletin gözü önünde katliamın gerçekleştiği çok açık. Biz katliamdan sonra gizlilik kararı kalksın yoksa katliamların devamı gelecek demiştik. Gerçekten araştırılmasını istemiştik. Eğer gerçekten araştırılsaydı Ankara Katliamı’nın engellenebileceğini görmüş olduk” dedi. Bu yüzden devletin katliamlardan sorumlu olduğunu söyleyen Kaya, “Bu iddianameyle bir kez daha görmüş olduk. Dosya üzerinde gizliliğin kalkması ve iddianamenin hazırlanması 18 ay gibi geç bir sürede gerçekleşti. Bu süre çok geç. Çünkü Suruç başlangıç noktalarından bir tanesiydi. Ondan sonra bir sürü katliam yaşandı. Ve bütün bu katliamlar arasında bağlantı da bir kez daha görüldü. Soruşturmanın genişletilmesi ve devlet kademesindeki sorumluların yargılanması içinde mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.
Kaynak: Evrensel