"Suriye'ye müdahale düzeni altüst eder"

ABD eski Dışişleri Bakanı Kissinger, Washington Post'ta yayımlanan makalesinde Arap Baharı ile birlikte ülkelerin kendi sınırları içinde egemen sayıldığı ilkesinin yerini insani müdahale doktrinine bıraktığına dikkat çekti.

cumhuriyet.com.tr

Henry Kissinger, Washington Post gazetesince yayımlanan "Suriye'ye Müdahalenin Küresel Düzeni Altüst Etmesi Riski Var" başlıklı makalesinde Arap Baharı'nın genellikle demokrasinin tesis edilmesi açısından tartışıldığını, son dönemde başta Suriye'de olmak üzere, rejim değişikliği için dış müdahaleye başvurulması seçeneğinin giderek daha çekici hale geldiğini belirtti.

Oysa modern dünya düzeni kavramının, 1648 tarihli Westphalia Antlaşması'ndan kaynaklandığını, bu antlaşmanın uluslararası ve iç politikalar arasında bir ayrım yaptığını, ülkelerin kendi sınırları içinde egemen sayıldığını anlatan Kissinger, Westphalia sisteminin, Avrupa diplomasisince tüm dünya yayılmasının sağlandığını belirtti.

Kissinger, "Westphalia sistemi, hiçbir zaman Ortadoğu'da tam olan uygulanmadı. Bu bölgenin Müslüman devletlerinin sadece üçü Türkiye, Mısır ve İran'ın tarihi bir temeli vardı, diğerlerin sınırları ise, yok olan Osmanlı İmparatorluğu ganimetlerinin, etnik veya mezhepsel bölünmelere en ufak önem vermeksizin, 1. Dünya Savaşı'nın galipleri arasında paylaşılmasını yansıtıyordu" diye yazdı.

Arap Baharı'nın yarattığı diplomasinin ise, Westphalia Antlaşması ilkeleri yerine "insani müdahale" doktinini koyduğuna işaret eden Kissiger, bu doktrinin bir dış politika ilkesi olarar kabul edilmesi halinde ABD'nin stratejisi için geniş soru işaretleri yaratacağını savundu.

Henry Kissinger, insani ya da stratejik askeri müdahale için iki ön koşulun bulunduğunu vurguladığı makalesinde bunları, "kurulacak yönetim konusundaki konsensüsün bulunması" ile "siyasi hedefin, net ve yurt içinde sürdürülebilir bir zaman dilimi içinde ulaşılabibir olması" olarak sıraladı.

"Suriye meselesinin bu testleri karşıladığına ilişkin kuşkularım var" diyen Kissinger, "Giderek mezhepsel bir nitelik alan bir ihtilafa, tanımsız bir askeri müdahaleye sürüklenme lüksümüz yoktur. İnsani bir trajediye yanıt verirken başka bir trajediyi kolaylaştırmamaya özen göstermeliyiz" uyarısını yaptı.