'Suriye millî takımı 'play off'lara kaldı ama Türk millî takımı kalamadı'
CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, "Eskiden dünya 3’üncüsü bir millî takım vardı, şimdi play off’lara dahi kalamayan bir millî takım var. Oradan çok acı bir örnek daha söyleyeyim: 2011’den beri Suriye savaşta, kendi ülkesinde idman yapamıyor. Suriye millî takımı play off’lara kalıyor ama Türk millî takımı play off’lara kalamadı." dedi.
cumhuriyet.com.tr<video:890503>
İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, spora ayrılan kaynaklara başarı gelmediğini hatırlattı ve doping skandallarına dikkat çekti.
Toprak'ın konuşması şöyle:
"Ben bütçenin mali konusuna değinmeyeceğim.
Gönül ister ki daha çok imkânımız olsun, bu ülkenin gençlerine, sporuna daha çok pay ayıralım. Ama bir başka eksikleri de söylemek isterim. Söylerken de Sayın Bakanın amatör kulüplerden gelmiş olmasını, federasyon başkanlığı yapmış olmasını Türk sporu için bir şans olarak görüyorum. Umut ederim ki daha önce bu kürsülerde söylediğimiz ama dikkate alınmayan, Sayın Cumhurbaşkanı tarafından söylendikten sonra dikkate alınan o konuların tahribat yarattıktan sonra göz önüne alınmasının bu dönem olmamasını temenni ederim.
Değerli arkadaşlarım, bu ülkede dopingi dile getirdik, bu ülkede yabancı devşirme sporcuların sorunlarını dile getirdik, stat isimlerinin arena olmasının yanlışlığını bu kürsüden defalarca dile getirdik ve bu ülkenin kurucusu olan Ulu Önder Atatürk’ün isminin sökülüp arenalara çevrilmesinin yanlış olduğunu dile getirdik ama bizim söylediğimiz ne hikmetse dikkate alınmadı ama Sayın Cumhurbaşkanı söyledikten sonra apar topar arenalar gitti. Peki, arenalar gitti de yerine ne geldi? Arkadaşlar, arenalar gittiğinde yerine tekrar Atatürk isminin geri gelmesini arzu ederdik ama gelmedi; Bursa Atatürk Stadı Bursa Stadyumu oldu, Antalya Atatürk Stadı Antalya Stadyumu oldu, Afyon Atatürk Stadı Kocatepe Stadyumu oldu, Konya Atatürk Stadı Konya Stadyumu oldu. Yani bunun altındaki mantığı çok anlamış değilim. Biz geçmişimize sahip çıkamazsak, geçmişteki değerlerimizi onore edemezsek bizim geleceğimiz olmaz. Bu ülkeye hizmet eden herkesi bizim saygıyla anmamız lazım. Hele Mustafa Kemal Atatürk gibi bu ülkede bağımsızlık, özgürlük, özgürce ezanın okunması için büyük mücadele veren önderin isminin sökülmesini üzüntüyle karşılıyoruz.
Sayın Bakanı Plan ve Bütçede sunumunda takip ettik, dediler ki: “8 milyona çıktı lisanslı sporcu sayısı.” Aldıklarında 800 bindi, 8 milyona çıktı. Bundan çok mutlu olduk yani 1’e 10 artış bizi mutlu eder. Peki, aynı oranda başarı var mı? Aynı oranda başarı yok.
SURİYE PLAY OFF'LARA KALDI TÜRK MİLLİ TAKIMI KALAMADI
Başarıya baktığınızda, eskiden dünya 3’üncüsü bir millî takım vardı, şimdi play off’lara dahi kalamayan bir millî takım var. Oradan çok acı bir örnek daha söyleyeyim: 2011’den beri Suriye savaşta, kendi ülkesinde idman yapamıyor. Suriye millî takımı play off’lara kalıyor ama Türk millî takımı play off’lara kalamadı. 12 Dev Adam vardı, 12 Dev Adam gruptan çıkamadı. Filenin Sultanları vardı, Filenin Sultanları ne hâlde belli değil. Türkiye’nin halterle dünya gururu vardı, Naim Süleymanoğulları vardı, Halil Mutlular vardı; halter bugün yasaklı federasyonlar arasında arkadaşlar. Neden? Dopingli olduğu için Halter Federasyonu yasaklılar listesinde. Eskiden bazı sporcular dopingden dolayı yasaklı konuma gelirdi ama şimdi bakıyorsunuz federasyonlarımız yasaklı durumda. Bu, Türkiye’nin en büyük açmazlarından bir tanesi.
Bütçeye büyük paylar ayırdıklarını söyledi AK Parti'li milletvekili arkadaşlarım, sporun başarısından bahsettiler, statların güzelliğinden. Arkadaşlar, önemli olan o statlar değil, önemli olan o statlarda yarıştıracağınız evlatlarınızdır. Eğer siz oralarda evlatlarınızı yarıştıramıyorsanız, orada devşirmelerle veya büyük transferlerle getirdiğiniz sporcular yarışıyorsa orada bir sorun vardır, bu bir.
İkinci bir noktaya daha değineceğim. Sayın Bakanım, özellikle sizden rica ediyorum, statların çok amaçlı olması lazım. Yani, statlar sırf yılda 17 tane maç oynanan, 365 günün 17 günü kullanılan statlar olmamalı. Biz bu kadar zengin bir ülke değiliz. Statları çok amaçlı yapacaksınız, orada antrenmanlar da olacak, orada öğrenciler de gelip sporda idmanını yapacaklar ama anlaşılan, yanlış algı şu: “Statları yaptık, her şey bitti.” Statlarla, betonla Türk sporu kalkınmaz, betonla Türk gençliğini de kalkındıramazsınız. Bugün gelinen noktaya bakın.
Türk gençliğinin en büyük sorunlarından bir tanesi amatör liglerdir. Sayın Bakan, siz Amatör Kulüpler Federasyonundan geliyorsunuz. 6 bin tane amatör spor federasyonu var, hepsinin durumu içler acısı, kapılarına anahtar vurulmak üzere. Hoca desteği yok, finansman desteği yok, federasyonlar üvey evlat olarak bakıyor. Neden? Çünkü federasyonun 250 tane üyesi var, 6 bin tane amatör kulübün oradaki temsili 10 kişi, 10 üye. Diğer tarafta, Süper Lig’de bir takımın o kadar üyesi var. Niye amatör kulüplerle uğraşsın?
Amatör kulüplerin başında bir bela daha var. Kendilerinin vergi verdiği belediyeler onların semt sahalarını elinden alıyor. Semt sahalarını elinden almak da yetmiyor, o bölgedeki topladığı vergilerle spor kulüpleri kuruyorlar, profesyonel kulüpler kuruyorlar. Arkadaşlar, belediyelerin görevi o semtteki gençliğe hizmet etmektir, Süper Lig’de takım kurmak değil. Süper Lig’de takım kuruyorlar, o bölgeden topladıkları vergileri oralara, transfere harcıyorlar; bu da yetmiyor, o bölgede yetişen Türk gençlerinin önünü kesiyorlar yani gençliğimizin önünü belediyelerle yok ediyoruz.
Federasyonlarda durumlar içler acısı. Türk sporunda başarıdan bahsediyoruz. Arkadaşlar, Türk sporunda başarıdan bahsediyoruz ama Türk sporunu devşirmelere emanet etmişiz. Yani, bakın, masa tenisinde Melek Hu, Ahmet Li, Bora Vang, Cem Zeng, Şirin He. Kim bunlar? Bunlar Türk Millî Masa Tenisi Takımı oyuncuları. Peki, bir tane Türk var mı Sayın Bakanım? Yok.
Sonra, atletizmi kime teslim ettiniz? Afrikalılara. Kenya’dan Amos Kibitok’u Aras Kaya yapmışız, Mirriam Maiyo’u Meryem yapmışız, Stanley Kiprotich’yu Ali Kaya yapmışız, Vivian Jemutai’yu da Yasemin Can yapmışız. Ya arkadaşlar, böyle, Türk sporu bir yere gelmez, başarıdan da bahsedemezsiniz. Yani bana ondan sonra “Türk sporu başarılı.” diyorsunuz. Başarının karnesi nedir arkadaşlar biliyor musunuz? Olimpiyatlardır. Yani burada üç tane belediyenin yaptığı organizasyonlarla kendimizi aldatmayalım. Bu tip organizasyonları yapın ama bu, bizim başarı ölçümüz değil.
Bakın, olimpiyatlarda, 2004’te 11 tane madalya var, 2008’de 7’ye düşmüş, 1 tanesi dopingli, gitti. 2012’de 4 tane var, 3 tanesi dopingli, o da gitti, 1 tane kaldı. 2016 Rio Olimpiyatları’nda 8 tane var, orada da ne kadar dopingden gider, onu bilmem. Yani koskoca bir Türkiye’nin, 8 milyon lisanslı sporcusu olan bir Türkiye’nin 1 madalya almasına başarı denebilir mi, size soruyorum?
Arkadaşlar, işte biz bu gençler sahip çıkamadığımız zaman, gençlik iki tarafa doğru kayıyor; bir tanesi sentetik uyuşturucu. Türkiye sentetik uyuşturucu cenneti hâline gelmiş. Bu evlatlar hepimizin, bu salonda bulunan hepimizin evlatları. 1 milyon 300 bin sentetik uyuşturucu kullanan Türk genci var çünkü siz bunları sporda yeterince o sporun kolu kanatları altına alamadığınız için. Bonzai ne kadar olmuş biliyor musunuz arkadaşlar? 5 TL. AMATEM’leri yapıyorsunuz. Ben de görüyorum ki sorunu siz de fark etmişsiniz, teşekkür ederim. AMATEM’leri yapmanızı da doğru buluyorum. Gençlerimizin oradan kurtarılmasını saygıyla karşılıyorum. AMATEM’lerin sayısı şu anda 60’larda ve hızla da artıyor, doğru ama bu çözüm değil. Çözüm: Bu gençlere daha fidanlığında sahip çıkmak yani AMATEM’ler kanalıyla değil.
"VİKİPEDİ'YE ULAŞIM YASAK AMA KUMARA ULAŞIM SERBEST"
Bir başka nokta da gençleri kumara teslim ettik. Bu ülkede eğitime, Vikipedi’ye ulaşım yasak ama kumarhanelere ulaşım serbest. 50 milyar dolarlık bir rant döndüğünü görüyoruz.
Açıkça söylüyorum: Sporla ilgili hangi adımı atarsanız atın olumlu tüm adımlarda Cumhuriyet Halk Partisi olarak arkanızdayız.