Süreyya ve balenin ihtişamı...

İstanbul Devlet Opera ve Balesi, önceki akşam “Uyuyan Güzel” balesini Süreyya Operası’nda sahneledi.

Öznur Oğraş Çolak

Kadıköy Bahariye Caddesi İstanbul’un en güzel caddelerinden biri benim için. Neden diye sorsalar Süreyya Opera Binası’ndan dolayı derim. Dışı ayrı, içi ayrı güzel. Temsil başlamak üzereyken içeri girdiğinizde kendinizi sarayda zannedersiniz. Bu küçük ama mücevher gibi yapı, 1924 yılında Süreyya İlmen (Paşa) tarafından Kadıköy’de şehrin kültür hayatını çağdaşlaştırmak ve zenginleştirmek için yaptırılmış. Müzik ve sahne sanatlarına uygun bir bina yaptırmaya karar veren Süreyya Paşa, binayla ilgili anılarında, sinema, tiyatro ihtiyacını karşılamakla beraber, Kadıköy’e bir şeref vermeyi de düşündüğünü de belirtmiş vaktiyle. Süreyya İlmen Paşa, fuayesini Paris’in Şanzelize (Champs Elysee) Tiyatrosu’nun fuayesinden, iç bölümlerini ise Alman tiyatrolarından örnek alarak tasarlar, adını verdiği Süreyya Sineması ve Operası’nı yaptırır. 6 Mart 1927 yılında davetlilerin de katıldığı törenle Süreyya Operası açılır. O dönemin büyük gazetelerinde Süreyya Operası’nın açılış haberleri de yer alır.

Bugün ise gazetemizin kültür sayfasında haberi yer almaya devam ediyor. 

Önceki akşam İstanbul Devlet Opera ve Balesi “Uyuyan Güzel” balesini, AKM yıkıldığından beri, başka sahnesi de kalmadığı için yine Süreyya Operası’nda sahneledi. Salon her zamanki gibi son koltuğuna kadar doluydu.  

BALE AYRI BİR MASAL

Koreograf - besteci işbirliğinin en güzel örneklerinden biri olan “Uyuyan Güzel”in koreografı Petipa, henüz yazılmamış bir müzik üzerine bu baleyi tasarlamış, Çaykovski, yazdığı güzel müzikle balenin bütün farklı kavramlarının, karakterlerin ve güçlüklerle dolu bale adımlarının en doğal biçimde kaynaşmasına olanak vermiş. Klasik bir Avrupa masalı olan “Uyuyan Güzel”de yüz yıllık uykuya dalan güzel bir prensesin öyküsü anlatılıyor. Masaldaki büyücü ise Malefiz kostümüyle çıkıyor karşımıza. Malefiz’in seyircilerin arasından çıkması ve sahnedeki dansı çarpıcıydı. Prenses Aurora’yı Büşra Ay, Prens Florimund’u ise Erhan Güzel canlandırdı. Ay’ın performansı temsil sonunda güçlü alkışlarla karşılık buldu. Prens Florimund’u canlandıran Erhan Güzel, Türkiye’deki en başarılı baletlerden biri. Tek kişilik performansıyla büyük alkış aldı. Carabosse’ u İlke Kodal, Leylak Perisi’ ni Melike Koper, Prenses Florine ve Mavi Kuş’u Ami Naito ve Hasan Topçuoğlu canlandırdı. Eseri sahneye koyan ve düzenleyen Ayşem Sunal Savaşkurt, orkestra şefi Roberto Gianola, dekor tasarım Adnan Öngün, kostüm tasarımı ise Çimen Somuncuoğlu’nun imzasını taşıyor. 

İki perdelik, iki saatlik temsil sonunda biz seyirciler uyanmak istemediğimiz bir rüyadan uyanmış gibiydik.