Sürdürülebilirliği önemseyen bir yaşam biçimi: LOHAS

Bir yaşam biçimi olarak LOHAS, aslında bir akrostiş. Lifestyle of Health and Sustainability sözcüklerinin baş harflerinden üretilmiş. LOHAS yaşam biçimini benimseyen kişiler, ekonomi zincirinin üretim-dağıtım-tüketim-atık yönetimi biçimindeki tüm halkalarında sağlığı ve sürdürülebilirliği önemsiyor.

Melih Baş/Cumhuriyet

LOHAS yaşam biçimini benimseyen kişiler, ekonomi zincirinin üretim-dağıtım-tüketim-atık yönetimi biçimindeki tüm halkalarında sağlığı ve sürdürülebilirliği önemsiyorlar.

Bir yaşam biçimi olarak LOHAS

Yaşam biçimi kavramına ilişkin çeşitli yaklaşımlar var. Örnekse, Fransız toplumbilimci Pierre Bourdieu (PB), kişinin yaşam biçimi seçiminin onun sınıfının önemli bir göstergesi olduğu görüşünü destekliyor. Sınıf konumunu tanımlayan dört sermaye tipinden söz ediyor: İktisadî sermaye, ekinsel (kültürel) sermaye, toplumsal sermaye ve simgesel sermaye.

PB’ye göre bunları tanımlayalım. İktisadî sermaye (İS), kişinin geliri, serveti ve malı mülküdür. Ekinsel sermaye (ES), eğitim, sanata verilen önem ve değer, tüketim ve eğlence arayışındaki içerik ve düzey unsurlarından oluşur. Toplumsal sermaye (TS), kişinin arkadaşları ve ilişkilerine ait ağlardır. Simgesel sermaye (SS), ise kişinin sahip olduğu ündür. PB’ye göre, SS, kişinin toplumsal sınıfının sonsal önemli bir göstergesidir. SS, toplumsal konum (statü) kavramına benzer bir düşüncedir. PB’ye göre, bu dördü de karşılıklı etkileşim içindedir.

PB’nin toplumsal sınıf ayrımlamasının ayırt edici yaşam biçimiyle ilişkilendirilmesi yaklaşımına katılan M. Savage ve B. LeRoux gibi kimi araştırmacılar bu yaklaşıma özgül katkılarda da bulundular. Bu konuda Steven Miles’ın gençlik kültürü veya alt kültürü kavramının yanlışlanması ve gençlik yaşam biçimi kavramını gündeme getirmesi ayrıca vurgulanmaya değer. (Bkz. A.Giddens,Sociology,7/e,2013)

LOHAS sözcüğü bir akrostiş: Lifestyle of Health and Sustainability sözcüklerinin baş harflerinden üretilmiş. Kavramı ABD’li bir toplumbilimci Paul Ray, 2000 yılında tüketicilerdeki değerler üzerine yaptığı bir sormaca (anket) çalışmasının sonuçlarına dayalı bir kavram olarak gündeme getirmiş. Bunu ilk kez Ekinsel Yaratıcılar adlı yapıtında dillendirmiş. Birçok iktisatçıya göre, müşteri hedef kitlesi olarak geleceği olan bir kitle. Bu kitlenin İS açısından gelir düzeyi de, ES açısından eğitimi de ortalamanın üstünde. Zaten LOHAS yaşam biçimine uygun yaşamanın gerektirdiği bilinç düzeyi açısından olsun; LOHAS’a uygun mal ve hizmetlerin gerektirdiği satın alma gücü açısından olsun bu tür bir hedef kitle gerek! LOHAS’a kimileyin yeşil lüks (green luxury) dendiği de oluyor. LOHAS yaşam biçimi anlayışına sahip kişilerin oluşturduğu öbeği, nüfusbilimsel ayrıma dayalı bir pazar bölümü olarak görmek olanaklı. Bu kitle, sürdürülebilir yaşam, yeşil veya ekolojik insiyatifle ilgili bireylerden oluşan bir kitle.

LOHAS pazarının büyüklüğü, şirketlerin iştahını kabartıcı oranda. ABD’de LOHAS pazarının yaklaşık 300 milyar dolar ve 41 milyon Amerikalı kişi düzeyiyle ABD tüketici malları pazarının yaklaşık üçte birine ulaştığını anımsamak bile yeterli, bir fikir edinmek için. Japonya ‘da ise, LOHAS pazarının nüfusun yüzde 70’i olduğu belirtiliyor! Avrupalıların yüzde 40’ının bu yaşam tarzına sahip olduğu belirtilmektedir. LOHAS yaşam biçimi Çince’de doğru yaşam biçimi denilmektedir.

LOHAS yaşam biçimini benimseyen kişiler, ekonomi zincirinin üretim-dağıtım-tüketim-atık yönetimi biçimindeki tüm halkalarında sağlığı ve sürdürülebilirliği önemsiyorlar. Bu nedenle bu kitle, çevreye zararlı olmayan (yeşil), sağlığı için iyi (organik), adaletli koşullarda üretilen (dürüst) mal ve hizmetler satın alıyor. Bundan haz da alıyorlar. Kimi özelliklerine bakalım:

Yaş aralıkları geniş, 20’lerden 90’a dek; sağlık ve sürdürülebilirliğin yanı sıra kaliteye de önem veren; özgünlük odaklı bireysel belirlemeleri ağır basan ve bu nedenle kendine düşkün olmakla birlikte seçkin(ci) değil de toplum odaklı olan; çağcıl ve deneyimsel olmakla birlikte geleneksel değerleri de önemseyen; doğallık bağlamında doğaya düşkünlüğü teknolojiye düşkünlüğünü dışlamayan; beklenti çıtası yüksek olmakla birlikte simgesel sermayeye eşdeyişle toplumsal konuma önem vermeyen; bir yandan spritüel ama diğer yandan maddesel gerçeklerle de barışık.

Değerler sisteminde 1970-80’lerdeki hazcılığın yerini LOHAS’a bıraktığı belirtiliyor. Türkiye’deki LOHAS nüfusu ve pazarı hakkında bir çalışma yok gibi. Yazımızın bu tür araştırmalara vesile olması dileğiyle!