Sünger fiyatı 200 Avro'yu buldu

Türkiye'de avlanılması yasak olduğu için başta Yunanistan olmak üzere yabancı ülkelerden Türkiye'ye getirilen süngerin toptan alımlarda kilogramı yaklaşık 200 avrodan satılıyor.

cumhuriyet.com.tr

Türkiye'de 1986 yılında avlanılması yasaklanan doğal sünger, özellikle turizm merkezlerinde tezgahları süslüyor. Eski sünger avcıları Türkiye'de sünger avcılığı yasağının kaldırılmasını ve yeniden ülke ekonomisine kazandırılmasını istiyor. Bodrum Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü eski müdürü Erdener Çeriğ, 1980'li yıllarda çıkan bir hastalık nedeniyle avlanılması yasaklanan süngerin Türkiye karasularında yeniden normale döndüğünü söyledi.

Yasağın kalkması durumunda sünger avcılığının yeniden eski günlerine dönebileceğini belirten Çeriğ, ''Şu anda süngerde hastalık kalmadı. Yani sünger avcılığının önünde bir engel yok. Süngeri toplamazsanız kendi kendini eritir. Toplarsanız, budanmış gibi daha kaliteli ve güzel sünger oluşur. Bugün Ege'de Akdeniz'de hiç bir ülkede sünger avcılığı yasak değil. Diğer ülkeler bu işten para kazanırken sünger Türkiye'ye başta Yunanistan olmak üzere kaçak yollarla geliyor'' dedi.
 

'Yasak kaldırılmalı'

Süngerin Türkiye'de en çok Akdeniz ve Ege Denizi'nde bulunduğunu, yasaklanmadan önce ekonomiye büyük katkı sağladığını anlatan Çeriğ, şöyle konuştu: ''1986 yılında Akdeniz'de sünger vebası dediğimiz hastalık nedeni ile tüm Akdeniz ülkelerinde sünger avcılığı yasaklandı. Son yıllarda stokların tekrar eski durumuna gelmesi, yani hastalığın ortadan kalkması ile Akdeniz ülkelerinde sünger avcılığı yasağı kalktı. Yasağın Türkiye'de de kalkması gerekir. Türkiye ve çevresindeki denizlerde bulunan bazı süngerlerin, ihtiva ettiği kimyasallar açısından başta kanser olmak üzere pek çok hastalığa iyi geldiği anlaşıldı. Şu anda bütün Akdeniz'de bu süngerlerin yetiştiriciliğine başlandı. Kendimiz bu işte büyük stoklara sahip olmamıza rağmen maalesef kendi stoklarımızdan yararlanamıyoruz. Dünyaca ünlü Bodrum süngerini bile yok ettik. Türkiye'de sünger avcılığının yasaklanmasına neden olan hastalık ortadan kalktı. Artık bu yasağında kaldırılması gerekiyor''

Dalma ve çekme yöntemleriyle denizden çıkarılan süngerin başta tıp ve kozmetik alanında kullanıldığını belirten Çeriğ, ''Süngerin özellikle kansere iyi geldiği söyleniyor. Sıvı emici özelliği var. Ameliyatlarda kullanılıyor. Doktorların rahat çalışmasını sağlıyor. Doğal sünger ayrıca tren ve uçakların temizliğinde de kullanılıyor'' diye konuştu. Sünger avcılığı yasaklanmadan önce Çanakkale'den Ege ve Akdeniz'e kadar olan bölgede yaklaşık 3-4 bin kişinin bu işten para kazandığını söyleyen Çeriğ, yasağın ardından bu kişilerin turizme yöneldiğini ancak başarısız olduklarını kaydetti.
 

'Bodrum'un yaşayan son sünger avcısı'

Bodrum'un yaşayan son sünger avcısı ''Aksona Mehmet'' lakaplı Mehmet Baş ise kaybolmaya yüz tutmuş süngeri hafızalarda tutmak için çalıştığını söyledi. Bir süre önce 4 kişilik ekiple sünger avlamak için Akdeniz'e açılan Baş, Akdeniz'den döndükten sonra Bodrum Limanı'ndaki teknesinin önünde açtığı tezgahında sünger satışı yapıyor. Baş, sünger avcılığına 15 yaşında başladığını ve yaklaşık 50 yıldır sünger işiyle uğraştığını ifade ederek, ''Denizlerde yaklaşık 500 çeşit tür sünger var. Bunlardan 5 tür, ekonomik değere sahip. Bu süngerlerin kilosu toptan alımlarda yaklaşık 200 Avro. Tabii sünger çok az olduğu için kiloyla değil de çok küçük miktarlarda satıyoruz. Taneyle veriyoruz'' dedi.

Mehmet Baş, Türkiye'de sünger avcılığının bitme noktasına geldiğine işaret ederek, yasağın kaldırılmasını istedi. Süngere en çok eğitimli insanların ilgi gösterdiğine dikkati çeken Baş, ''Eğitimli insanlar süngerin değerini biliyor. Biz ise tütünden sonra süngeri de bitirdik. Şimdi Türkiye'de toplasanız 1 ton sünger bulamazsınız. Yabancı ülkelerden ithal etmek zorundasınız. Süngerin değerini bilmiyoruz. Bodrum'da bugün denizcilik ve tekne üretimi bu kadar gelişmişse, bu sünger avcılığı sayesinde olmuştur'' dedi. Öte yandan avlanılması yasaklanmadan önce Marmaris'in geçim kaynaklarından olan süngerciliğin izleri ilçede göze çarpıyor. Saman İskelesi Mevkisi'nde bulunan ''Süngerci Adam'' heykeli dikkati çekiyor.
 

Sünger

Parlak sarı, turuncu, kırmızımtrak, siyah ve menekşe renkli olabilirler. Belli bir şekilleri yoktur. Hakiki doku ve organları yoktur. Duyu, sinir ve hareketi sağlayan hücreleri bulunmadığından yapıştıkları zeminlerde sabit yaşarlar. Hayvanlardan çok bitki hissini verirler. Boyları birkaç milimetreden, 3 metreye kadar değişir. Büyük çoğunluğu sıcak denizlerde yaşar. Çok azı tatlı sularda bulunur. Bir sünger zemine yapışan kapalı bir kısımla, vücut boşluğuna açılan oskulum denen bir açıklıktan ibarettir. Yanlarda da suyun girip çıkmasını sağlayan delikler vardır. Bu delikli yapıdan dolayı süngerlere porifera denir. Küçük ağız vazifesini gören yan deliklerden giren su, vücut boşluğunu dolaştıktan sonra, oskulumdan tekrar dışarı atılır. Süngerler eşeyli ve eşeysiz olarak iki şekilde ürerler. Her iki çeşit üreme hücresi de aynı veya ayrı ayrı hayvanlarda bulunabilir. Döllenme vücut içinde olur.

Sünger avcılığı 1925'ten beri yapılmaktadır. Eski devirlerde dalgıçlar 20 metre derinliğe inerek kesici aletlerle süngerleri alt taraflarından keserlerdi. Su basıncından dolayı çoğu meme hastalıklarına tutulurdu. Sonraları denizin dibini sürtme ağlarla, balıkçı tekneleriyle bol miktarda sünger toplanmaya başlandı. Fakat bu usul genç süngerleri de kopardığından zararlı oluyordu. Günümüzde sünger avcılığı dalgıç elbiseleriyle yapılmaktadır. Bu usulde avcılar süngerleri inceleyerek kaliteli olanlarını toplarlar. Toplanan süngerler temizleme ve kurutma işlemlerinden sonra piyasaya sürülür.