Sulh ceza hâkimliğinden yeni tutuklama gerekçesi: Diğer örgüt üyeleri yurtdışına kaçtı

Gezi’nin “kırmızı fularlı kızı” olarak ünlenen ve geçen ayın sonunda Rakka’da IŞİD’le girdiği çatışmada öldürülen Ayşe Deniz Karacagil’i, Gezi eylemlerinin yıl dönümünde anan 10 kişi “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan tutuklandı

KEMAL GÖKTAŞ

Gezi’nin “kırmızı fularlı kızı” olarak ünlenen ve geçen ayın sonunda Rakka’da IŞİD’le girdiği çatışmada öldürülen Ayşe Deniz Karacagil’i, Gezi eylemlerinin yıl dönümünde anan 10 kişi “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan tutuklandı. Hakimliğin, haklarında örgüt üyeliği konusunda somut delil olmadığını belirttiği şüphelileri “MLKP terör örgütünün propagandasını yapmak” suçundan tutuklamasına rağmen “örgüt üyelerinin bir kısmının yurt dışına kaçmasını” tutuklama gerekçesi olarak göstermesi dikkat çekti.

Gezi anmasından sonra gözaltına alınan Ali Deniz Esen, Ali Haydar Akdeniz, Gizem Kılıç, Gülçin Aykul, Helin Yılmaz, İdil özbek, Köksal Doğan, Samet Koç, Serkan Zorlu ve Sinan Tekdemir önceki gün tutuklama talebiyle hakimliğe sevk edildi.

İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararında, Taksim Dayanışması tarafından 31 Mayıs’ta düzenlenen Gezi anmasında “Gezi’den Rakka’ya dövüşenler destan yazıyor” yazılı afiş taşındığı, “Gezi’den Rakka’ya Destan olmaya” “Ulaş’tan Deniz’e mücadele sürüyor” sloganları attıkları belirlendiği ifade edildi. Afişin altında imzası olan ESP’nin MLKP’nin açık alan yapılanması olduğu iddia edilen kararda Karacagil’in örgüt içindeki kod adının “Destan Temmuz” olduğu ve afiş ve sloganlardaki “destan” kelimesiyle bu kod ada vurgu yapıldığı ileri sürüldü. Kararda şüphelilerin ayrıca sosyal medya paylaşımlarında da MLKP örgütünün faaliyetlerini meşruymuş gibi gösterdikleri ve böylece “terör örgütünün propagandasını” yaptıkları yönünde kuvvetli suç şüphesi oluştuğu belirtildi. Savcılığın şüpheliler hakkında “terör örgütü üyeliğinden” tutuklama kararı verilmesini istemesine rağmen, “şüphelilerin örgütle üyeliklerinin somutlaştırılmamış olmasını” dikkate alan hakimlik bu tahebi reddetti.

Buna karşın hakimliğin şüphelileri tutuklarken örgüt üyelerinin bir kısmının yurt dışına kaçmış olmasını gerekçe göstermesi dikkat çekti. Kararda “Şüphelilerin de serbest kalmaları durumunda diğer örgüt mensuplarıyla firar ederek yurt dışına kaçma imkanlarının bulunduğu” belirtildi.