Suça açık kapı
Trabzon’da kötü muamele şikâyetinin işleme konmamasıyla ortaya çıkan KHK uygulaması 12 Eylül’den beter bir sorumsuzluk hali demek.
KEMAL GÖKTAŞDarbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL’e dayanarak çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle inanılmaz bir “cezasızlık” politikasının da önünün açıldığı Trabzon’da bir savcının verdiği kararla ortaya çıktı. FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan bir kişinin, gözaltındayken darp edildiği, kötü muamele ve tehdide maruz kaldığı iddiasıyla Trabzon Başsavcılığı’na yaptığı şikâyet, savcı tarafından 667 sayılı KHK gerekçe gösterilerek reddedildi. Savcının ret kararına gerekçe gösterdiği 9. maddede “Bu kanun hükmünde kararname kapsamında karar alan ve görevleri yerine getiren kişilerin bu görevleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmaz” deniliyor. Söz konusu kararname “olağanüstü hal kapsamında, darbe teşebbüsü ve terörle mücadele çerçevesinde alınması zaruri olan tedbirler ile bunlara ilişkin usul ve esasların belirlenmesi” konularını kapsadığı için getirilen sorumsuzluğun kapsamı da hayli bir geniş alanı ilgilendiriyor. Hukukçular, düzenlemenin Trabzon Başsavcılığı’nın yorumundaki gibi mutlak sorumsuzluk olarak uygulanması halinde kamu görevlilerinin işledikleri hiçbir suçtan dolayı yargılanmayacakları tehlikesinin olduğuna işaret ediyor.
12 Eylül’ü de geçti
12 Eylül askeri darbesinden sonra da darbeciler anayasaya ekledikleri geçici 15. madde ile “Milli Güvenlik Konseyi’nin, hükümetlerin, Danışma Meclisi’nin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezai, mali veya hukuki sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz” hükmü getirmişti. OHAL KHK’si ise 12 Eylül Anayasası’nı da aşarak bütün kamu görevlileri için bir sorumsuzluk hali getiriyor.
Hesap vermek yok
OHAL KHK’leri ile ilgili rapor hazırlayan Venedik Komisyonu da bu düzenlemenin tehlikelerine dikkat çekmişti. Venedik Komisyonu’nun geçen aralık ayında yayımladığı raporda kamu görevlilerini OHAL esnasında alınan tedbirlerden sorumsuz kılan KHK düzenlemesinden duyduğu endişeyi dile getirmişti.
Raporda, Türk makamlarının KHK’deki hükmün getiriliş amacını “olağan kurallardan sapmak zorunda kalsalar bile KHK’leri uygulayacak olan memurlara, bunu yaparken herhangi bir sorumluluğa maruz kalmayacaklarına dair güvence vermek” ifadesiyle savundukları belirtildi. Buna göre hükümet düzenlemeyi savunurken “KHK’ler kapsamında hesap verme zorunluluğunun olmaması halinin, kişilerin görevleriyle ilgili olarak hesap verme zorunluluğunun olmaması demek olduğunu ve memurların kişisel suçlarıyla ilgili tüm sorumluluklarının devam edecek olduğunu” belirtti.
Venedik Komisyonu ise düzenlemenin cezai sorumsuzluk hali açısından çok tehlikeli bir mesaj gönderdiğini belirterek “Bu sorumsuzluk KHK’lerin suç olarak nitelendirilecek bazı eylemlere doğrudan izin ve emir verdiğini veya en azından görevlerini yerine getirirken suç işleyenlerin cezalandırılmayacağını ima ettiği şeklinde” anlaşılabileceğini belirtti. Raporda insan hakları ihlallerinin de cezasız bırakabileceği uyarısında bulunularak düzenlemenin KHK’den çıkarılması gerektiği belirtildi.