Suç, Büyük Buhran'la ete kemiğe büründü

Yazar Ahmet Ümit, Yapı Kredi Buluşmaları kapsamında düzenlenen etkinlikte polisiye edebiyatın olmazsa olmazlarını gösterilen film üzerinden okuyucularıyla paylaştı.

Ayça Han

Sinema tarihinin kült yapıtlarından biri olarak anılan 1946 yapımı “The Big Sleep”in (Derin Uyku) gösterildiği etkinlikte film ve polisiye edebiyatı üzerine konuşan Ümit, “gerçek suç” örneği olarak ülkemizde yaşanan Burhan Kuzu ve uyuşturucu baronu Zindaşti’nin serbest bırakılmasından bahsetti.

BÜYÜK BUHRAN VE KUZU

Edgar Allan Poe, Arthur Conan Doyle ve Agatha Christie’den bahseden Ümit, bu yazarların kitaplarında yer alan suçlu profilinin edebiyat için üretildiğini ve gerçek hayatta karşılaşılamayacak olayları ele aldığını söylüyor.

Suçun ete kemiğe büründüğü dönem olarak 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı’nı (Büyük Buhran) işaret eden Ümit; Dashiell Hammett ve Raymond Chandler’ın ise gerçek suçları ele aldığını belirtiyor.

Edebiyatta “gerçek suç” anlatımına da değinen Ümit, gazetemizin manşete taşıdığı Burhan Kuzu ve Zindaşti olayı üzerinden örnek vererek şunları söylüyor: “Türkiye’de ekonomik kriz nedeniyle şirketler batıyor, ortalıkta hükümetle ilgili yolsuzluklar konuşuluyor, ya bunu anlatırsınız; ya da bir zenginin partisinde öldürülen bir kadını anlatırsınız. Gündemden bir örnek vereyim, Burhan Kuzu diye biri var, bir mafya üyesini cezaevinden çıkardığı iddia ediliyor. Bu çok önemli bir mafya üyesi ve serbest bırakıldı. Bunu yaptıran insan hukukçu; gerçek suç bu aslında, çünkü buraya girdiğiniz zaman bütün sistemi anlatmaya başlıyorsunuz. Yazar hem insanı hem insanın tutkularını, zaaflarını, eksikliklerini, çıkar sağlama ihtiyacını anlatıyor; aynı zamanda bütün bir sistemi ele alabilecek bir suçla karşı karşıya. Çünkü oradan çıkarak siz Türkiye’deki rejimi, Türkiye’deki siyasal yapıyı, Türkiye’deki insan psikolojisini anlatmaya başlıyorsunuz.”

‘FİLM NOİR’ ÖRNEĞİ

Raymond Chandler’ın romanından uyarlanan ve yönetmen koltuğunda Howard Hawks’ın oturduğu “The Big Sleep” (Derin Uyku), önemli bir film noir (kara film) örneği. Kara film terimi, kahramanlarını çürümüş ve itici algılanabilecek bir dünyanın içine yerleştiren Hollywood suç filmlerini tanımlamak için kullanılıyor. Filmi önemli kılan diğer unsur ise senaryosunu “Ses ve Öfke” gibi edebiyat tarihinin önemli romanlarından birinin yazarı olan William Faulknerin kaleme almış olması. Ahmet Ümit, Faulkner’ı “Amerika’nın Yaşar Kemal’i, ama yazdıkları Yaşar Ağabey gibi destansı değil, gerçekçi” şeklinde tanımlıyor. Filmin ana karakteri dedektif Philip Marlowe’u, yarattığı sert adam tipiyle sinema tarihinde kalıcı bir iz bırakmış Amerikalı oyuncu Humphrey bogart canlandırıyor. “Ahmet Ümit’in Seçtiği Polisiye Filmler” etkinliği 10 Mart’ta, David Fincher’ın yönettiği 1995 yapımı “Se7en” (Yedi) filmi ile devam edecek.