'Spor destek bekliyor'

Spor organizasyonlarının geleceği için resmi kuruluşlara çağrıda bulunan Aydın Ayhan Güney, Cumhuriyet'e konuştu

Sami Gürel

Koronavirüs salgınının yarattığı belirsizlik, dünya genelinde tahmin edilemeyen bir sürecin de başlangıcı oldu. Spor organizasyonlarının geleceğini ise pandeminin küresel anlamda kontrol altına alınması ve hayatın normale dönmesi belirleyecek. Türkiye'de düzenlen en başarılı uluslararası spor organizasyonlarında imzası bulunan Aydın Ayhan Güney, 'tarihi süreci' Cumhuriyet'e değerlendiriken özellikle resmi kurumlara büyük iş düştüğünü söyledi.

- Koronavirüsün spor organizasyonlarına etkisi nasıl oldu?

Şu anda hayatta olan hiçbir jenerasyonun yaşamadığı günler yaşıyoruz ve daha önce tecrübe edilmeyen bu durum tüm dünyada büyük bir belirsizliğin yaşanmasına sebep oluyor. Dünyada birçok krize tanık olduk. Sağlık, ekonomik, insani, doğal afetler gibi bölgesel olayların yarattığı krizler sıklıkla oldu ve olmaya devam edecek ama küresel olarak sağlığımızı ve dünya ekonomisini bu derece etkileyen bir süreç hiç olmamıştı. Her zaman olduğu gibi, elimizde olan tek şey umut. Yaşadığımız coronavirüspandemisi hakkında en deneyimli uzmanların dahi sonuçlar ve süre ile ilgili kesin bir şey söyleyemediği bir zamanda bizlerin öngörüleri de sadece tecrübe ettiğimiz son 3 ayı değerlendirerek gelecek hakkında fikir yürütmekten ileri gidemiyor.

'ÖZVERİYLE DEVAM EDİYORUZ'

- Türkiye'deki spor organizasyonlarının geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Ülkemizde yapılan tüm özel organizasyonları birleştirsek Avrupa’da yapılan orta büyüklükte bir organizasyon kadar bütçesi yoktur! Spor organizasyonlarındaki durumumuz maalesef bu. Birkaç organizatörün büyük özveri ve çabaları ile yapılan küçük çaplı aktiviteler dersek yanlış olmaz. Bu organizasyonların birçoğu ulusal olup, katılım ücretleri ve küçük sponsorluklar ile yoluna devam ediyor. Organizasyonlar daha küçülse de, ekonomik olarak olumsuz etkilense de yollarına kaldıkları yerden devam edeceklerdir diye düşünüyorum. Küçülmenin en büyük sebebi katılımcıların ve küçük de olsa sponsorların desteğinin ekonomik olarak etkilenmesi olacaktır. Şirketler kriz sonrası çok katı politikalar izleyecektir ve katılımcılar da yarışlar için ayıracağı bütçede dikkatli olmaya çalışacaktır ki birçok kişi bu dönemde birikimlerini harcıyor.

'EN BÜYÜK DALGA AVRUPA'YI VURDU'

- Peki Avrupa'da durum nasıl?

Asıl büyük etki Avrupa başta olmak üzere, büyük spor organizasyonları yapan ülkelerde olacaktır. Sadece spor değil, tüm açık hava aktivitelerinin dev bir endüstri haline geldiği bu ülkelerdeki organizatör şirketler çok olumsuz etkilenecektir. Küçük bir örnek verirsek, sadece Berlin’de, bir yılda, 1000 adet açık hava etkinliği yapılıyor, ülkemizde tüm bisiklet yarışlarına toplam 3-4 bin kişi katılırken, Berlin’de sadece bir granfondo yarışına 14 bin kişi katılıyor. Sektörün büyüklüğünü ve ne kadar olumsuz etkileneceğini tahmin edebilirsiniz.

'SPOR TOTO DESTEK VERMELİ'

- Nasıl bir kurtuluş reçetesi önerirsiniz?

Ülkemizde son yıllarda özellikle koşu, triatlon ve bisiklet yarışlarında hızlı bir artış var. Bu organizasyonlar büyük kitlelerin katılımını sağladığı için turizm ve tanıtma için de son derece önemli. Bu konuda resmi kurumların devreye girmesinin önemini defalarca belirtmemize rağmen bir ilerleme olmadı. Yapılacak her türlü destek, özellikle böyle bir dönemde, organizasyonların yara almamasını sağlamak için tabi ki önemli ama bu desteğin diğer dönemlere de yayılması gerekmektedir. Eğer özel şirketlerin yarattığı bu uluslararası markaları büyütebilirsek, ülkemiz için büyük kazanç olacaktır. Bunun adresi ise tek işi sporu desteklemek olan Spor Toto’nun devreye girmesidir. Değerli organizasyonları şeffaf bir kriter listesi ile belirleyerek yapacağı çok küçük destekler ile orta vadede dünya çapında markalarımızın olması sağlanabilecektir.

'YARIŞLARI SORUNSUZ BİTİRDİK'

- Türkiye'de son uluslararası organizasyonu siz düzenlediniz. Sporcularda tedirginlik var mıydı bu süreçte?

Sezonun ilk yarısı için planladığımız organizasyonlardan sadece Tour of Antalya ve Akra Granfondo bisiklet yarışlarını şubat ayında gerçekleştirdik. Aslında o dönemde yaşanacakların ilk sinyalleri gelmeye başlamıştı. Çin’de bir yarış iptal edildi ama o dönemde salgın sadece Çin ile sınırlı olduğu için diğer ülkelerde yarışlar sorunsuz yapıldı. Antalya yarışları sırasında ise hiçbir tedirginlik yoktu. Bisiklet yarışları ile ilgili ilk ciddi uyarı ise BAE’de yapılan yarış ile başladı. Yarışın son iki gününün iptal edilmesi, sporcuların karantinaya alınması bu günlerin habercisi niteliğindeydi. 

'KAPADOKYA VE ÇEŞME'Yİ BEKLİYORUZ'

- Planladığınız yarışlar yapılacak mı?

Mart, nisan ve mayıs ayında planladığımız 3 yarışı iptal etmek durumunda kaldık. Ertelenen yarışların sonbaharda yaratacağı yoğunluğu düşünerek erteleme yapmadık ve iptal ettik ama takvim müsaitliğine ve talebe göre tekrar değerlendirebiliriz. Şu anda hâlâ yapmayı umut ettiğimiz 2 yarışımız var. Ekim 3. hafta yapacağımız Salomon Cappadocia Ultra Trail ve kasım ilk hafta planladığımız Velotürk Çeşme Grandondo. Tek umudumuz salgının en kısa sürede kontrol edilerek o döneme kadar insanların bir arada olabileceği etkinliklere katılabilmesi. 

Ultra Trail dünyanın en önemli yarışlarından ve katılımcıların neredeyse yarısı yabancı, bu sebeple yarışın çok etkilenmemesi için dünya çapında düzelme ve seyahat imkanlarının normale dönmesi gerekmektedir. Her ne kadar yavaşlasa da, kayıtlar devam ediyor ama önümüzdeki birkaç ay yarışın akıbetini belirleyecektir.

'VİRÜSÜ SADECE BİZ YENEBİLİRİZ'

- Bu süreçte siz neler yapıyorsunuz?

Turizm ve spor organizasyonları şirket faaliyetlerimizin tamamını oluşturuyor bu sebeple yaklaşık bir aydır, birçok şirket gibi, evrak işlerinden başka hiçbir meşguliyetimiz olmadan evlerimizde zaman geçiriyoruz. Şunu çok iyi bilmemiz gerekiyor ki, özlediğimiz günlere bir an önce dönmek için, bu virüsü devlet değil, sağlık sistemi değil, evde kalarak, sadece bizler yenebiliriz!