ŞPO: İzmir ve Manisa’da korunması gereken alanlar ranta açılacak

İzmir Şehir Plancıları Odası , Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanan "İzmir-Manisa Planlama Bölgesi Çevre Düzeni Planı Değişikliği"ne ilişkin hazırladığı değerlendirme raporunda, İzmir ve Manisa’nın geleceğinin tehlikede olduğu belirtilerek planın iptal edilmesi için çağrı yaptı.

İZMİR / Cumhuriyet

Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) İzmir Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Yönetim Kurulu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca onaylanan 'İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği'nin İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nce askıya çıkarılmasına ilişkin hazırladıkları raporu İzmir Mimarlık Merkezinde basına açıkladı.

Raporda, bakanlık tarafından İzmir- Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000’lik planın, Şehir ve Bölge Planlama Biliminin değerleri ile örtüşmediği, İzmir ve Manisa kentlerinin imar düzenlemelerini yok edici olduğu vurgulandı.

"VERİMLİ TOPRAKLAR YOK EDİLECEK"

Değişiklikleri bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği ifade edilen raporda, “Nitelikli tarım alanlarının, orman alanlarının, doğal karakteri itibari ile korunması gereken alanların; konut, sanayi, ticaret gibi gelişme alanlarına dönüştürülmesi, planın dili ve içeriğinin anlaşılmaz ve yasal mevzuata aykırı olması, planın verilerinin güncel tarihli olmaması, plan üzerinde birçok yerde idari ve fiziki sınırların hatalı olması, plan notları ile kaçak yapıların yasallaşmasının önünü açan uygulama notlarının olması, kentlerin ulaşım, liman, havalimanı, enerji politikaları gibi sektörel kararlarına yer vermemesi; buna istinaden kent ve kırsal alanların verimi yüksek toprakları ile tarihi ve doğal alanları yok edecek kararlara yer vermesi şeklinde sıralanabilecek birçok neden var” ifadelerine yer verildi.

Değerlendirmede, yapılan düzenlemenin bilimsel dayanaktan yoksun, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararını yok sayarak yatırımcı odağına dayalı bir işlem olduğu gerekçesiyle İzmir ve Manisa’nın geleceğini tehlikeye attığı ifade edildi. Raporda şu başlıklar yer aldı:

- 07.07.2020 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca onaylanmış İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin bilimsel dayanaktan yoksun toplum ve doğa yararını hiçe sayan bir işlemdir.

- 07.07.2020 tarihinde onaylanan İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinde yaklaşık 200 noktada değişiklik yapılmış ve bu değişikliklerin gerekçesi bir sayfalık “gerekçe raporu” ile açıklanmaktadır.

- 07.07.2020 onay tarihli 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin “Plan Değişikliği Açıklama Raporu” bulunmamaktadır. Bu nedenle değişiklik yapılan plan kararlarının hangi gerekçeyle yapıldığı bilinmediği dikkate alındığında üretilen bütün plan kararlarının bilimsel dayanaktan yoksun ve muğlaktır.

- Söz konusu plan değişikliği ile çok sayıda alanda nüfus yoğunluğu artışı getiren “Kentsel Gelişme Alanı”, “Tercihli Kullanım Alanı” vb. kullanım kararlarının önerilmesine rağmen nüfus kararlarının değişmemesi, söz konusu plan ve önceki süreçlerin tümüyle hatalı olduğunun kanıtıdır.

- İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda İzmir için 2025 yılı hedef nüfus değeri 5.545.000 kişi iken İzmir Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde onaylanan 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı/Nazım İmar Planı 2030 yılı hedef nüfus değeri 6 milyon 650 bin 492 kişidir. 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda yer alan “Kentsel Yerleşik Alan” ve “Kentsel Gelişme Alanı” kullanım kararlarının alansal büyüklüklerinin 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı/Nazım İmar Planından büyük olmasına rağmen 1 milyon 105 bin 492 kişi az olmasının Bakanlık tarafından açıklanması gerekmektedir.

- Bakanlık, ilgili kurumlar tarafından yargıya taşınan alt ölçekli plan kararlarının gerekçelerini irdelemeden, hukukun arkasından dolanarak yeni plan kararları üretmiştir.

- 07.07.2020 tarihinde onaylanan İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği korunması gereken orman alanları, ağaçlandırılacak alanlar, mera alanları gibi doğal alanları bilimsel dayanaktan yoksun bir şekilde “Kentsel Gelişme Alanı” olarak belirleyerek yok edilmesinin zemin hazırlamıştır.

- İhtiyacın ötesinde ve mevcut yerleşim yerlerinin gelişim yönlerinin dışında herhangi bir bilimsel dayanak olmadan, adrese teslim gelişim önerileri sonucunda verimli tarım alanları ve doğal alanlar sermayenin insafına terk edilmiştir.

- Değişen doğal sit statüleri (“Kesin Korunacak Hassas Alan", "Nitelikli Doğal Koruma Alanı", "Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı") ve sınırları askıdaki planda yer almamaktadır ve plan lejantında söz konusu gösterimlere yer verilmemiştir. Bu durum Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğine aykırıdır.”