S&P'den '2015'teki En Büyük Jeopolitik Riskler' Raporu
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's, "Irak ve Suriye'ye komşu ülkeler, ticaretin kesintiye uğraması ve çok sayıda mültecinin kriz bölgelerinden göçmesi sebebiyle artan yük altında" değerlendirmesinde bulundu.
AARaporda, Rusya'nın dış politikasının ülke ekonomisini de giderek batıdan daha izole bir hale getirdiği vurgulanarak, "Rusya'nın Asya ve diğer bölge ülkeleri ile daha sıkı ilişkiler içerisinde olması, orta ve uzun vadede meyvelerini verebilir. Bu arada, Rusya'nın dış ve mali tamponlarında bozulma görülebilir. Bu da halen 'negatif' görünüm taşıyan Rusya'nın kredi notu üzerinde reyting baskılarını artırabilir" ifadelerine yer verildi.
Ukrayna'nın not görünümünün temmuz ayında "durağan" seviyeye yükseltildiğini hatırlatan S&P, dikkate değer belirsizliklere ve jeopolitik risklere rağmen Uluslararası Para Fonu (IMF) programının destekleyici olacağını belirtti.
S&P, Abhazya, Dağlık Karabağ, ve Transdinyester gibi bölgeleri de potansiyel jeopolitik riske sahip alanlar olarak sıralarken, İsrail'in de Filistin'le ilgili sorunların henüz çözüme kavuşturulmamış olmasından dolayı jeopolitik risklere yüksek oranda maruz kaldığını vurguladı.
Raporda, terör örgütü Irak Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) bölgede oluşturduğu riskler de ele alınırken, Suriye'nin komşuları olan Lübnan, Ürdün ve Türkiye'nin de birçok farklı yayılma riski ile karşı karşıya olduğu kaydedildi.
S&P, "Irak ve Suriye dışındaki diğer ülkelerin IŞİD'le bir sınırı yok. Buna rağmen şayet güvenlik riskleri ve yerel politik istikrarsızlık artarak komşu ülkelerin finansal ve ekonomik sektörleri üzerinde zincirleme bir etki yaratırsa, ülke reytingleri de bundan etkilenecektir" değerlendirmesinde bulundu.
S&P raporunda, "Türkiye için daha geniş çapta risk, savaşan grupların (Sünni, Kürt, Alevi) yerel destekçileri tarafından mevcut krizin bir kısmının ithal edilmesi olabilir. En büyük güvenlik riski, IŞİD destekçileri tarafından Türkiye'de şiddet olaylarının gerçekleştirilmesi" ifadelerine yer verdi.
Raporda, devam eden "çözüm süreci"nin 2015 seçimleri öncesinde kesintiye uğraması da potansiyel riskler arasında gösterilirken, şu değerlendirmelerde bulunuldu: "Böyle bir durumun olması Türkiye için dikkate değer şekilde primlerin yükselmesine, Türk şirketlerinin ve bankalarının borçlanma maliyetlerinde artışa yol açabilir. Sonuç olarak bu, ekonominin ve kamu finansmanının bozulmasına neden olarak 'BB+' ülke notunu tehlikeye sokabilir."