SP Genel Başkanı Karamollaoğlu : Trump'ın ağzından PYD ile ilgili hiçbir şey çıkmadı

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD seyahatini değerlendirdi. Karamollaoğlu, "Nokta mı kondu, virgül mü kondu. Bazıları 'ne nokta ne virgül diyor sadece soru işareti veya ünlem var' deniyor. Çünkü PYD ile ilgili konuyu Sayın Cumhurbaşkanı dile getirmiş olmasına rağmen Trump'ın ağzından bununla ilgili hiçbir şey çıkmadı. Kalkışmanın baş aktörü Gülen'in iadesi ile ilgili de hiçbir konu gündeme gelmedi" diye konuştu.

DHA

Karamollaoğlu, Washington'da gerçekleşen ikili görüşmeyi değerlendirerek, “Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump ile görüştü. Takip ettiğim kadarı ile ABD kendi içinde Trump'ın yeterliliği ve güvenirliliği konusunda ciddi karmaşa yaşıyor. Biz de bazı hadiseler hafife alınıyor ama orada alınmıyor. Başkan Trump'ın, FBI Başkanı'nda bir takım taleplerde bulunması ve yargıyı etkileyecek konularda kararlar alması ile Amerika kaynıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın ziyareti de bu kargaşadan dolayı ABD basınında beklediği kadar yer almadı" dedi.

NOKTA DERKEN, ÜNLEM VE SORU İŞARETLERİ GELDİ

Görüşmeyi değerlendirmesinde Erdoğan'ın Türkiye'den ayrılırken sarf ettiği 'virgül değil nokta mesafesinde' ifadesini de hatırlatan Karamollaoğlu, "Her halükarda Amerika'ya yapılan bu seyahat önemli. Amerika bu güne kadar Türk siyasetçilerin oldukça sık gittikleri bir ülke. Amerika'ya en çok ziyareti süre itibariyle de iktidarda oldukları için Sayın Recep Tayyip Erdoğan yaptı. İnönü'den tutun, Özal'a kadar oldukça sık ziyaret edilmiş ama rekor Sayın Cumhurbaşkanımızın. O Amerika'yı hiç ihmal etmemiş ama bu ziyaretler neticesinde ne olduğu, dün yapılan ziyarette bir neticeye varıldı mı tam olarak anlayamadık. Nokta mı kondu, virgül mü kondu. Bazıları 'ne nokta ne virgül diyor sadece soru işareti veya ünlem var' deniyor. Çünkü PYD ile ilgili konuyu Sayın Cumhurbaşkanı dile getirmiş olmasına rağmen Trump'ın ağzından bununla ilgili hiçbir şey çıkmadı. Kalkışmanın baş aktörü Gülen'in iadesi ile ilgili de hiçbir konu gündeme gelmedi" diye konuştu.

TRUMP, KENDİ AYAĞI KAYMIŞ BİR BAŞKA

Türkiye ile Amerika arasında yaşanan sorunların çözümünden çok Trump'ın kendi sorunları ile ilgilendiğini de belirten Karamollaoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımız Amerika'ya gitti. Güya bu problemlere çözüm bulabilmek için. Hiçbirisine çözüm bulabildiği kanaatinde değiliz. Trump ise zaten ayağı kaymış bir başkan. Kendisi ayakta zor dururken Türkiye'ye faydalı olacak bir takım adımları atmasını beklemek tam manasıyla hayal olur. Sayın Cumhurbaşkanımız memlekete döner dönmez, yeni adımların atılmasını sağlamalı. Yeni bir ümit var. Ak Parti Kongresi yapılacak. Bunu ise yeni müjde olarak aktarıyorlar. Şimdi yeni bir hamleye başlıyor diyorlar. Bunun ilk adımı olarak kardeşçe tavsiyemiz var. Politikaların doğru olabilmesi için önce bu güne kadar yapılan hatalar kabul edin ve yenisine başlayın" dedi.

HARİTALARI YENİDEN ÇİZİYORLAR

Karamollaoğlu, "Amerika bütün gücüyle Ortadoğu'da meydana gelen hadiseleri terörle ama IŞİD ile özdeşleştiriyor ve bütün gücünü bu terör örgütünün güya ortadan kalkması için sarf ediyor. Türkiye'nin yaklaşımı da bundan o kadar farklı değil. Ortadoğu'nun şekillenmesinin son dönemlerinde bulunuyoruz. Biz şunu açık ve net görüyoruz. Ortadoğu'daki hadiseler ne Irak, ne Suriye, ne Kürt, ne PYD, ne IŞİD meselesidir. Ortadoğu yeniden şekillendiriliyor, burada baş aktörü Siyonizm ve İsrail'dir. Ortadoğu'daki ülkeler birbirlerini yiyiyor, ülkeler ortadan kaldırılıyor ama bunun asıl gerekçesi üzerinde durulmuyor. Bu şekillenmeden en ciddi direnç ise Türkiye ve İran'dan gelecek deniyor. Irak ile Suriye hallettiler, her iki ülkeyi parçalamaya başladılar. Israrla Türkiye ve İran hedeflerindedir" dedi. 

OYUN KURUCULARLA BU OYUN BOZULMAZ

Bölgede YPG üzerinden yürütülen projenin emperyal amaçlar taşıdığını ve Amerika'nın da bunun arkasında olduğunu belirten Karamollaoğlu, oyun kurucular ile Türkiye'nin bir araya gelerek bu oyunu bozamayacağını şu sözlerle eleştirdi: "Bugün Rakka'da meydana gelen hadiseler, Kandil'in tavrı, falan yerdeki bir bölgede Amerikalıların PYD'ye desteği. Bütün bunların içinde İsrail'in adı ise hiç geçmiyor. Biz de gidiyoruz oyunu planlarla birlikte onların desteğini alarak bu oyunu bozmak istiyoruz güya. Aklımıza gelen tek söz şu. Allah akıl fikir versin. Oyunun planlayıcıları ile o oyunu siz bozamazsınız. Bu çok uzun vadeli büyük bir plan. 1991 yılında Irak müdahalesi ile başladı. Sonra sınırlar çizildi, şunun altına inemezsin, şunun üstüne çıkamazsın. Arkasında 2003 yılında müdahale etti, bölünme fiziken gerçekleştikten sonra. O günün şaşkınlığı ile bugünkü iktidar Amerika'ya destek verdi. Meclis'ten bu işin reddedilmesi bu desteği kesmedi. Biz, yedi limanımızı ve altı havaalanımızı tahsis ettik. Uçaklarına hava sahamızı açtık. Bununla da tatmin olmadı, askerimizin başına çuval geçirdiler. Hesabını bu güne kadar soramadık. Şimdi biz bu planları bu noktaya getirenlerle bir araya gelip planın gerçekleşmesini önlemeye çalışıyoruz. Siz, bazı gerçekleri göz önünden kaçırarak problemi gizleyemezsiniz, orada bir gerçek yürür ve siz bu halinizle de sizi yok etmek isteyenlerle ittifak kurarak onlara maalesef destek olursunuz" dedi. 

ARABASININ MOTURUNU YAPAMAYANLAR, TANK, UÇAK YAPAMAZ

Karamollaoğlu, Ortadoğu'da yaşanan bu gelişmeleri önlemenin yolları ve yöntemleri olduğunu da belirterek, bunun için Türkiye'nin her alanda güçlü olması gerektiğini söyledi. Karamollaoğlu, "Savunma sanayide kendi kendimize yeterli hale gelmeliyiz. Türkiye bundan çok uzak. Halkımız aldatılıyor. Uçağımızı yapacağız diye, tankımızı yapıyoruz diye, kendi helikopterimizi inşa ediyoruz diye, kendi gemimizi kendimiz inşa ediyoruz diye aldatılıyor. Tankımızın motorunu Ukrayna'da bulmuşuz. Uçaklarımızın İngiltere ile yapılacağına ilişkin bir takım anlaşmalara imza atmışız. Siz Türkiye'de daha kendi arabanızın motorunu inşa edemezken, bu projeleri gündeme getirmek ve inanmak anlaşılması güç bir durum. Şunların bir tanesi nerede üretiliyor diye bir şey ortaya koyun. Siyasi irade ortaya konsa, bu gün Türkiye uçağını da yapardı, tankını da" diye konuştu.

MEYDAN OKUMAK GÜÇ İFADESİ DEĞİLDİR

Karamollaoğlu, "Biz güçlü olmadan, kendimizi savunma imkanına kavuşamayız, dış politikada da etkili olamayız. Meydan okumak güç ifadesi değildir. Meydan okumak maalesef sadece dış politikayı iç politikaya alet etmek, milletin gönlüne bir su serpmektir. One Minute bile dedik. Kimsenin diyemeyeceğini dedik İsrail'e ama bu gün geldik kapısına muhtaç olduk. Ortadoğu'da en ciddi problem sebebi olan İsrail stratejik müttefikimiz. Ortadoğu'da esas bu projelerinin esas sahibi İsrail. Doğu Akdeniz'de çıkarılacak gazın İsrail ile ne alakası var. Uluslararası sularda bulunan bir gaz. Bu bölgedeki bütün ülkelerin de orada payı olur. Biz geleceğimizi onlara endekslemişiz. Onun için Türkiye güçlenmeli, lafla değil. Lafla ise peynir gemisi yürümez. Gerçek manada güçlenmeden, sanayi politikaları geliştirilmeden Türkiye kendi başına dış politika da etkili olamaz" diye uyarılarda bulundu.

MEZHEPÇİLİĞİ KÖRÜKLEYENLER AMERİKA'DAN DAHA ZARARLI

Türkiye'nin güçlü bir devlet olması için diğer bir seçeneğin ise bölgedeki ülkeler ile yapacağı işbirlikleri olduğunu belirten Karamollaoğlu, "Bölgedeki ülkeler ile bir araya gelmeden, İran ile dostluğu pekiştirmeden, dayanışmamızı artırmadan bir araya gelip Ortadoğu'da oynanan bu oyunu nasıl bozacağımız konusunda projeler üretmeden bu bölgeye de huzur gelmez. Bir takım aklı evvellerin kalkıp, dostlukları pekiştirmek yerine mezhep farklılıklarını gündeme getirerek, bizi birbirimiz ile kapıştırmak isteyenlerden bu bölgeye daha büyük zarar gelmez. Bunlar Amerika'dan daha zararlıdır. Bizim hakkımızda da ne derlerse desinler. Biz Ortadoğu'da niye kavga edeceğiz. Biz birbirimizi yer zayıflatırsak kim kazanacak. Bunu görmemek için kör olmak icap eder" diye de eleştirdi.

GÜÇLÜ ÜLKE İÇ BARIŞI SAĞLAMAK İLE OLUNUR

Karamollaoğlu, "Güçlü bir ülke olmak istiyorsak iç barışı sağlamalıyız. Dışlamak kutuplaşmak sadece partilere fayda verir, ülkeye değil. İç kavga, çekişme emin olun dış güçlerin bayram etmesine vesile olur. Bizi zayıflatır. Ne olur birbirimizin yanına gelsek. Ne olur kucaklaşsak. Birbirimizin yanına gelmek, aynı politikaları benimsiyoruz manasına da gelmez" ifadelerini kullandı.