SP çözüm istiyor

Karamollaoğlu’nun Diyarbakır’da açıklayacağı Kürt sorunu raporunda; yeni anayasa, kayyımların geri çekilmesi, siyasi tutukluların serbest bırakılması gibi öneriler var.

Sinan Tartanoğlu

Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanlığı yarışında ilk mitingini memleketi Sivas’ta yapacak. Ancak Karamollaoğlu’nun yarıştaki en önemli adımı Diyarbakır’da atacağı, bir iki hafta içinde burada Kürt sorunu ile ilgili bir rapor açıklayacağı bildirildi. Edinilen bilgiye göre, rapor ile ilgili ayrıntılar şöyle:

-Çözümü hırslar baltaladı: Raporda çözüm sürecinin şeffaf olarak yürütülmediği, muhatap yelpazesinin çok dar tutulduğu belirtildi; “AK Parti’nin oy, örgütün alan kazanma hırsı çözüm sürecini baltaladı” değerlendirmesine yer verildi.

-İlk adım yeni anayasa: Meselenin çözümü de 3 başlık altında toplandı: “Temel insan hakları ve özgürlükler”, “ekonomi” ile “iç barış ve güvenlik.” Atılması gereken ilk adımın, toplumun tüm kesimleri tarafından içtenlikle kabul edilen yeni bir anayasa olduğu ifade edildi. Yeni anayasa için bütün siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, kanaat önderlerinin bir araya geleceği toplantılarına düzenlenebileceği önerildi.

-Kayyımlar geri çekilsin: HDP’li belediyelere OHAL KHK’sinin verdiği güçle atanan kayyımların derhal geri çekilmesi gerekliği de raporda yer aldı. Bu belediyeler için ya seçimlerin yenilenmesi ya da mevcut belediye meclis üyelerinden birisinin başkanlığa getirilmesi gerektiği ifade edildi. Yerel yönetimlerde devletin tek belirleyici olmaması gerektiği dile getirildi.

-Tutuklular serbest bırakılmalı: Raporda siyasi tutukluluk sürelerinin gözden geçirilmesi gerektiği de belirtildi. Bir siyasi hakkında kesinleşmiş bir hüküm yoksa mutlaka tutuksuz yargılanması gerektiği ifade edildi. Aksi halde toplumsal kutuplaşmaların ve yaraların derinleşeceği değerlendirmesi yapıldı. Bu kapsamda tutuklu HDP’li vekiller hakkında da ya yargılamanın hızlandırılması ya da tahliye edilmesi gerektiği belirtildi.

-Anadili anasütü gibi helaldir: Raporda, anadilinde eğitim ve anadilinde konuşmanın bir hak olarak Anayasada yer alması gerektiği ifade edildi. “Anadil, anasütü kadar hak ve helaldir” görüşüne yer verildi. Devletin anadilde eğitimde alan açması gerektiğinin belirtildiği raporda, bunun yol ve yönteminin ayrıca tartışılabileceği ama önceliğin bunun bir hak olarak varlığının kabul edilmesinde olduğu belirtildi. Anadilinde konuşmanın da bir hak olduğunun belirtildiği raporda, Kürtlerin her türlü kamu kuruluşunun içinde ve dışında özgürce konuşabilmesinin önündeki engellerin kaldırılması gerektiği ifade edildi.

-Öldürülenler kâr sayılmamalı: “İçbarış ve güvenlik” başlığı altında da akan kanın durması konusunda atılması gereken adımların sıralandığı belirtildi. Devletin elinde silah bulundurana karşı mücadelesinin zorunlu olduğunun ifade edildiği raporda, devletin de öldürdüğü kişileri kâr saymaması gerektiği vurgulandı. Devlet ile milletin kaynaşması gerektiği, aksi halde güvenlikçi politikaların karşılık bulmayacağı değerlendirmesi yapıldı.

-Yeniden etkili istişare: Raporda, toplumun her kesiminin katıldığı etkili istişare mekanizmalarının yeniden kurulması gerektiği önerildi. Tüm siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, kanaat önderlerinin süreçte etkin olması gerektiği ifade edildi. Etkin bir medya ve iletişim stratejisinin hayata geçirilmesi, başta TRT olmak üzere medyada mutedil ve kucaklayıcı bir dil kullanılması gerektiği ifade edildi.

-Devlet, kalkınmada öncü olmalı: Bölgenin ekonomik kalkınmasında devletin öncü olması gerektiği belirtildi. Bölgenin tamamen sanayileşmesi, tarım ve hayvancılık kalkındırması, ekilmeyen arazinin kalmaması, meraların doldurulması gerektiği ifade edildi.

Rapora Afrin rötarı

SP rapor üzerinde çalışmalara aylar öncesinden başladı. Ancak Kuzey Irak bağımsızlık referandumu ve Afrin Harekâtı nedeniyle açıklanması ertelendi. Rapor için, geçmişte Kürt sorunu için hazırlanan tüm raporlar incelendi. Ardından çalışmaya “Kürt Meselesi Raporu” adının verilmesi kararlaştırıldı. Parti yetkilileri geçmişte hazırlanan “Güneydoğu Raporu” yerine “mesele” ve “Kürt” kelimelerinin raporun adında özellikle kullanıldığını aktardı. Rapor için Ankara’da, İstanbul’da ve Diyarbakır’da çalıştayların düzenlendiği, bu çalıştaylara akademisyenlerin, hukukçuların ve bürokratların katıldığı belirtildi. Altan Tan, Ahmet Türk, Faruk Ünsal gibi özel isimlerle birebir temas kuruldu, görüşleri istendi