'Sözlü' gitti, 'kopyala-yapıştır' geldi!
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Büyük imzasıyla Bakanlığın Bilgi İşlem bölümüne gönderilen yazıya göre artık öğrencilere sözlü notu yerine performans notu verilecek.
Figen Atalay/CumhuriyetAnkara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşe Çakır İlhan, bir çocuğun başarısının ortaya çıkarılması için birçok ölçme aracına ihtiyaç bulunduğunu, sözlünün de bunlardan biri olduğunu belirterek, “Tam hazırlık yapılmadan sistemde sürekli değişiklikler oluyor. Aynı partiden de olsa her bakan önünü arkasını düşünmeden değişiklikler yapıyor. Bunlar, pilot uygulama yapılmadan, gece karar alııp yarın sabah uygulanacak şeyler değil, çocuklar deney araçları değildir” dedi.
Dünyada, eğitim sistemlerinde yapılan en küçük değişiklikler için bile çok uzun süre düşünüldüğünü, tartışıldığını, pilot uygulamalar yapıldığını vurgulayan Prof. Dr. İlhan, şöyle devam etti:
“Popülist yaklaşımlar nedeniyle çocuklar, anne-babalar mağdur oluyor. Ödev kaldırıldı deniliyor. Oysa ödev kaldırılamaz, şekli değiştirebilir, öğrenme sadece okulda olmaz. Çocuk kopya çekerse karnesinde ‘K’ yazacak deniliyor. Eğitim sistemi hiçbir zaman cezaya yönlendiremez, ödüle yönlendirilir.
Eğitim sisteminde yapılacak her türlü değişiklik için eğitim bilimcilerinin görüşleri alınmalı. İnsan eğitimi profesyonel olarak bir meslek. Bu mesleğin üniversitede fakülteleri var.”
‘Sözlü kalkmamalı’
Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir, “tahtaya kaldırma” biçimindeki sözlü sınavın ilkokul ve ortaokullarda zaten uygulanmadığını hatırlatarak, “Öğretmenler sözlü notu verirken çocuğun dersteki performansına bakıyordu. ‘Derse çalışarak gelin’ diyordu. Çalışıp gelen çocuk da derse katılırdı. Yani çocuk kendini ifade edebiliyordu” dedi.
Eğitim sisteminde çocukların kendini ifade edemediğini vurgulayan Demir, şöyle devam etti:
“Çocukların Türkçeyi doğru kullanabilmesi, cümle kurabilmesi için sözlü gereklidir, kalkmaması gerekir. Siyasal iktidarın en başarısız olduğu bakanlık
Milli Eğitim Bakanlığı’dır. Son yıllarda bakanlığa, milli sözcüğüyle birlikte bilim de girmiyor. Bu konuda bilim insanlarından, sendikalardan görüş alınabilirdi. Bilimden ve pedagojiden uzak bir karar.
Bu ülkede 15 milyon yoksul var. Bunların evinde bilgisayar, internet yok. Bu çocuklar performans ödevini nasıl yapacak? Arkadaşından alıyor, yüzün
e bile bakmadan kendi ödevi gibi veriyor. Performans ödevlerinin çocukları tanımada ve ölçmede işe yaramadığını düşünüyorum.”
‘Performans seviyeye göre olmalı’
Avrupa Meslek Yüksekokulu Müdürü, Pedagog Prof. Dr. Adil Çağlar, performans görevlerine iyi standartlar getirilmesi ve hakkaniyetli uygulanması gerektiğini belirtti. Prof. Çağlar, “Bu konuda ciddi sıkıntılar var. Performans görevini seviyeye göre vermeyince, çocuk ana-babasına yaptırmak zorunda kalıyor, amaca ulaşmıyor. İkincisi de öğretmen performans ödevini veriyor ama arkasını
dikkatle takip etmiyor, mesleki rutin gibi görüyor, o zaman da amaca ulaşmıyor. Sözlü sınavını kaldırmak olumlu ama performans göreviyle ilgili eksiklerin, yanlışların düzeltilmesi gerekir” dedi.