Sosyolog'dan 'Gezi Parkı' eylemleri yorumu
Başbakan Erdoğan'ın tavrını akıl tutulması olarak değerlendiren sosyolog Prof. Dr. Ayşe Saktanber, Gezi Parkı için 'Bardağı taşıran son damla' dedi.
cumhuriyet.com.trODTÜ Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşe Saktanber, Gezi Parkı eylemlerinin “hükümetin seyredilecek diziden sürülecek ruja, kaç çocuk yapılacağından ne içip yenileceğine ilişkin dayatmalarına” karşı gençlerin yaşam tarzı ve şehir hakkına sahip çıkma hareketi olduğunu belirtti. Gezi Parkı’nın bir eşik ve bardağı taşıran son damla olduğunu kaydeden Saktanber, gençlerin hükümete “beni aşağılayarak, azarlayarak, iteleyerek kendi değerlerini empoze edemezsin” mesajı verdiğini söyledi. İktidarın körlük içinde olduğunu, toplumu iyi okuyamadığını kaydeden Saktanber, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın tavrını “akıl tutulması hali” olarak nitelendirdi.
Saktanber, Cumhuriyet’e Gezi Parkı’yla başlayan, tüm dünya ve ülke geneline yayılan eylemlerle ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı:
* Sivil hareket Tarihe geçecek bir sivil toplum hareketi. Son derece kendiliğinden gelişmiş olmakla birlikte bu hareketin önemli bir arka planı var. Bu protestoları gerçekleştirenler Başbakan’ın söylediği gibi ne kaymak tabaka ne de çapulçular olarak değerlendirilebilir. Temel olarak 20-35 yaş arası genç insanların mobilize etmiş olduğu tamamen sivil bir kentli halk hareketi bu.
* Şehrine sahip çık Dünyadaki sosyoloji literatüründe “şehir hakkı (right to the city)” diye geçen yaşadığın kent üzerinde hak sahibi olma, kentsel yaşam alanını eşit bir biçimde paylaşabilme ve farklılıklarla var olabilme. Burada gördüğümüz de insanların, kentli insanların yaşam tarzlarına sahip çıkma, bunun güvencesini sağlama amacıyla başlayan bir hareket. En temelinde demokrasi talebi yatıyor.
* İktidar körlüğü Olayların bu kadar kötü yönetilmesinde bariz bir iktidar yorgunluğu gözlemlemek mümkün. Bu aynı zamanda bir iktidar körlüğü de getiriyor.
* Gezi Parkı eşik oldu Gezi Parkı meselesi bir eşik oldu. Başbakan, Uludere’yi kürtajla eşleştirdi, kadınlar dışında ses çıkaran olmadı. Reyhanlı’da onlarca insanımız öldü, büyük gösteriler olmadı. Çok çeşitli yaşam tarzı müdahalelerine karşı sokaklara dökülünmedi ama sonunda bu bir eşik oldu. İktidar, “demokrasinin sınırlarını ben çizerim, sizlere ileri demokrasi diye sunduğum budur, benim demokrasiyi kabul edeceksiniz” diyor. İnsanlar da buna “hayır” diyorlar.