Sosyalist yalınlıktan kapitalist görkeme
Moskova, Rusya'nın politik, sanayi ve kültür başkenti. Aynı zamanda Rusya ve Avrupa'nın en büyük şehri. 1917'deki Rus Devrimi'nden sonra 12 Mart 1918'de Rus Sovyeti Federe Sosyalist Cumhuriyeti'nin başkenti oldu. Daha sonra da SSCB'nin... Bugün ise hem geçmişten izler taşıyor, hem de yeni dünya düzenine ayak uyduruyor...
cumhuriyet.com.trMoskova, 17 milyon kilometrekarelik kapsadığı alan ile dünyanın en büyük ülkesinin on beş milyonluk karizmatik başkenti. Moskova’nın 1147 yılında Prens Yuri Dolgoruki tarafından kurulduğu yazılı. Öncesinde kabile savaşları ve Vikingler vardı. Pens Yuri bugünkü Kremlin (kale)’in bulunduğu yere 1156’da ahşaptan bir kale yaptırdı. Prens 3. Ivan diğer prensleri önderliğinde birleştirerek 1480 yılında Moskava merkezli Rus Devleti’ni kurdu. İşte tam da bu sırada; Hristiyanlık merkezinin önce Roma, sonrasında Kostantinopol (İstanbul)’ün Osmanlılara geçişi ile Ruslar Bizans’ın devamı ve Ortodoksluğun yeni merkezinin Moskova olduğu düşüncesinin etkisi ile görkemli anıtların (kilise-katedral ve diğer binalar) imarına girişmiş, Rus ve İtalyan mimarlar Kremlin’de bulunan pek çok kiliseyi bu dönemde yapmıştır. Bu eserler Rus geleneksel mimarisi ile Rönesans etkisindeki İtalyan mimarisinin bir sentezidir.
3. Ivan’ın torunu IV. Ivan (Korkunç Ivan) 1533 yılında tahta ilk defa Çar unvanıyla geçer ve döneminde Rusya, Kazan ve Astrahan’ı ele geçirerek büyür ve güçlenir. Kızıl Meydan’daki (Moskova’nın Maskotu) Aziz Vasili Kilisesi’ni yaptırır.
Bu süreç bizim tarihimizde “Deli” Petro diye bildiğimiz 1721 yılına kadar süren dönemi kapsıyor. I. Petro Moskova’nın egemenliğini St Petesburg’u başkent yaparak sonlandırır. Başkent olmasa da Çar ve Çariçe’ler taç giyme törenleri için St Petesburg’tan Moskova’daki Kremlin içindeki Uspenski (göğe yükseliş) Katedrali’ne gelirler.
Moskova başkentliği kaybetmesine rağmen 1812 yılında Napolyon’un saldırı ve işgaline uğrar. Şehrin üçte ikisi yakılarak terk edilir. Napolyon’un zaferini kabul ettireceği Çar yoktur karşısında. Ordusunun neredeyse tamamını kaybeder bu geri çekilir Napolyon.
Moskova 1917 Sosyalist Devrimi ile tekrar başkent olur. Lenin Kremlin’e yerleşir. 1924’te Stalin döneminde büyük değişim yaşar. Dar caddeler, küçük evler yıkılarak büyük Bulvarlara döndürülür. Ünlü Moskova metrosu yaptırılır. Dinin etkisinin yok edilmesi adına pek çok kilise, manastır yıktırılır. Bunlardan en önemlisi, 1990 yılında tekrar yaptırılan Kurtarıcı İsa Katedrali’dir.
Bunun yanında büyük ve görkemli binalar inşa edilir. Bunlardan Moskova’nın sembolleri “Yediz” binalardır. Biri Moskova Üniversitesi, diğeri Ukrayna Oteli, bir diğeri Dışişleri Bakanlığı binasıdır. Üniversite binasının bulunduğu bu yer Moskova’ya kuşbakışı bakan bir tepedir ve her yeni evlinin uğrağıdır.
Dünyanın hiçbir yerinde metro istasyonları başlı başına bir sanat yapıtı sayılacak özelliklere sahip değildir.
Moskova bir istisnadır. İstasyonların salon ve platformları avizeler, heykeller ve gösterişli mozaiklerle sarayları andırır. İkinci dünya savaşında Nazilere karşı da sığınak, komuta grubunun karargahı olarak kullanılmıştır. 11 hat, 170 istasyonu olan bu ünlü Moskova metrosunun Sportivnaya İstasyonu’nda Metro Müzesi bulunuyor.
1962 yılında, konut sorununun çözümü için, Kuruşçev döneminde içinde küçük dairelerin olduğu beş katlı estetik olmayan binalar yapıldı. Bu çirkin binaların bir çoğu, Stalin’den sonra Moskova’da en büyük olumlu değişikliği yapan (1992’den bu yana üç dönem) Moskava Belediye Başkanı Yuri Lujkov tarafından yıktırılmış ve Türk inşaat firmaları işbirliği ile yeni modern binalar yaptırılmıştır.
Mimarlıktan söz ederken Kızıl Meydan’da, Lenin’in Mozelesi’nin tam karşısında, 1895 yılında yaptırılan, bugün içinde uluslararası markaların satıldığı mağazalar ve kafeteryaların olduğu “Gum” alışveriş merkezinden söz etmemek olmaz.
Kremlin içinde ihtişamlı kilise ve katedraller yanında Guiness rekorlar kitabına giren 202 ton ağırlığındaki çan ve teknik arızadan dolayı hiç kullanılamamış dünyanın en büyük topunun yanında hatıra fotoğrafı çektirerek Kremlin gezinizi renklendirebilirsiniz.
Paris’in Bonmartin’i gibi burada da trafiğe kapalı Arbat sokağında kafeteryalar, restoranlar, sokak müzisyenleri, hediyelik eşya satıcıları ve ressamlarından çok ucuza satın alabileceğiniz tablolar Moskova’dan götüreceğiniz en güzel anılarınız olacaktır.