Sosyal Haklar Derneği: Önlenebilir her ölüm sosyal cinayettir!
Sosyal Haklar Derneği, Covid-19 salgının Türkiye'de şeffaf bir şekilde yürütülmediğini öne sürerek, Sağlık Bakanlığı'na önlem önerilerinde bulundu.
cumhuriyet.com.trSosyal Haklar Derneği, Covid-19 salgınıyla mücadelede iktidarın şeffaf bir yönetim sergilemediğini öne sürerek, ''Saray Hükümeti, koronavirüsü de kendi kuralsız yönetimi için araçsallaştırıyor. Bir yandan işine gelmeyen etkinlikleri, toplantıları koronavirüs gerekçesiyle iptal ediyor; bir yandan da çarpıtma rakamlarla başarı hikayeleri yazıp, gerekli önlemleri almayarak halkın sağlığını tehlikeye atıyor'' açıklamasında bulundu.
Sosyal Haklar Derneği tarafından yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde:
"ÖNLENEBİLİR HER ÖLÜM SOSYAL CİNAYETTİR!"
Koronavirüs (COVID-19) salgınıyla mücadelede başından beri vaka sayısında şeffaf bir yönetim sergilemeyen Saray Hükümeti ve Sağlık Bakanlığı, yaptığı son açıklamada açık bir itirafta bulundu. Günlük tabloda yer verilen vaka sayıları, test sonucu pozitif çıkan herkesi kapsamıyor. Bu verilerde yalnızca tedavi süreci başlayan hastalara yer veriliyor.
Sağlık Bakanlığı’nın her gün açıkladığı turkuaz tabloda yer alan vaka sayısının, salgının durumunu açıklamaktan uzak olduğu artık bütün kamuoyu tarafından bilinmesine karşın Bakanlık, semptom göstermeyen ancak virüsü bulaştırdığı için en az “hastalanan vakalar” kadar önemli olan pozitif vaka sayısına dair bilgi vermemekte ısrarcı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, vaka sayılarındaki bu tehlikeli çarpıtmayı, “ulusal çıkarı” gözetme amacı olarak açıkladı.
Ulusal çıkar, ancak halk sağlığının ve vatandaşın sosyal haklarının korunmasıyla gözetilebilir. Bunlara sırt çeviren yöneticiler ulusal çıkarı değil, sermayenin ve iktidarın çıkarını gözetmiş olurlar.
"ÜLKEMİZDE ADI KONMAYAN BİR SÜRÜ BAĞIŞIKLIĞI UYGULANMAKTADIR"
Saray Hükümeti, koronavirüsü de kendi kuralsız yönetimi için araçsallaştırıyor. Bir yandan işine gelmeyen etkinlikleri, toplantıları koronavirüs gerekçesiyle iptal ediyor; bir yandan da çarpıtma rakamlarla başarı hikayeleri yazıp, gerekli önlemleri almayarak halkın sağlığını tehlikeye atıyor. Açıkça söylüyoruz. Bu, taammüden cinayet işlemeye teşebbüstür.
Ülkemizde adı konmayan bir sürü bağışıklığı uygulanmaktadır. Koronavirüs yüzünden ölen/öldürülen yurttaşlarımız bu toprakların gördüğü en büyük sosyal cinayetlerden birine kurban ediliyorlar. Bu sosyal cinayetin faili, salgın yönetimindeki yanlış politikaların uygulayıcılarıdır.
Gerçek tabloyu toplumdan gizleyerek pandemiyle yürütülen mücadelenin başarılı olduğu yönündeki sahte algı, halk sağlığı açısından kabul edilemez. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi anayasal bir yükümlülüktür. Başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere iktidar, bu anlamıyla pandemiyle mücadele adı altında anayasal suç işlemektedir.
"ACİLEN VE EKSİKSİZ UYGULANMASI GEREKEN 10 ÖNLEM"
Sosyal Haklar Derneği olarak; aşağıda sıralanan önlemlerin, yurttaşlarımızın can güvenliği için acilen ve eksiksiz uygulanmasını talep ediyoruz:
1- Testler ücretsiz ve yaygın olarak uygulanmalı,
2- Çıkan sonuçlar kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılmalı,
3- Zorunlu olmayan sektörlerde, vaka sayıları kontrol altına alınana kadar üretim ve hizmet durdurulmalı,
4- Emekçilerin yaşayacağı olası sosyal ve maddi kayıplar hükümet ve işveren tarafından giderilmeli,
5- Pozitif vakalar karantinaya alınmalı, temas riskleri ortadan kaldırılmalı,
6- Şehirlerarası seyahat kontrol altına alınmalı,
7- Yurtdışından gelenlere test yapılmalı ve karantina tedbirleri uygulanmalı,
8- 12 Ekim’den itibaren yüz yüze eğitimin başlayacağı okullarda öğrencilerin, eğitim emekçilerinin ve diğer emekçilerin sağlığı için gerekli tüm önlemler alınmalı,
9- Çocuğu evden eğitim alan ebeveynlere ücretli izin hakkı tanınmalı,
10- Toplu taşıma, halk sağlığı gözetilerek fiziksel mesafe kurallarına uygun bir biçimde düzenlenmelidir.
"SALGIN BİTENE KADAR BU KONUNUN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ"
Bu önlemlerin alınmaması halinde, güya pandemiyle mücadele ve ulusal çıkarı gözetme adı altında yürütülecek süreç; şeffaflıktan uzak, halk sağlığını hiçe sayan iktidarın algı yönetimi dışında bir anlam taşımayacaktır
Son sözümüz sağlık emekçilerinin özverili çalışmasıyla ilgilidir. Altı ay boyunca pandemi mücadelesinin en önünde yer alan sağlık emekçilerine dönük gerekli tedbirler eksiksiz alınmalıdır. Sağlık emekçilerinin yıllardır yaşadığı ve pandemi dolayısıyla artan şiddet vakaları en ağır şekilde cezalandırılmalı, sağlıkta şiddet yasası etkin şekilde hayata geçirilmelidir. Koronavirüs meslek hastalığı olarak kabul edilmeli, bunun için derhal yasal düzenleme yapılmalıdır. Bu anlamıyla Sosyal Haklar Derneği, başta Türk Tabipleri Birliği olmak üzere bütün sağlık örgütlerinin sağlık çalışanları için yürüttüğü sosyal hak temelli mücadelesinde yanında olacaktır.
Sosyal Haklar Derneği, pandemiyle mücadelede halk sağlığına ve sosyal adalete dair atılacak adımları yakından izlemeye ve salgın sona erene kadar bu konunun takipçisi olmaya devam edecektir.