‘Sosyal devlet yok’ - Karantina Sohbetleri: Zeynep Altıok

Zeynep Altıok Akatlı ile yaptığımız sohbette koronavirüsten ve devletin aldığı önlemlerin yetesizliğinden bahsettik. Bir de güzel bir sürprizimiz var.

Emrah Kolukısa

Zeynep Altıok Akatlı bir süredir İzmir ve İstanbul arasında bölünmüş durumda. Onu aradağımda nerede yakalayacağımı bilmiyorudum doğrusu ama Urla'daymış. İki kedisi Kayısı ve Gaia ile birlikte nispeten huzurlu günler geçiriyor, bol bol okuyup, yazıyor, çalışıyor. Sohbetimize karantinadan başladık, iptal edilen etkinliklerden, hükümetin aldığı ve alamadığı önlemlerden bahsettik. Geçen hafta gündemde olan mizahçı ile ilgili de konuştuk elbette. Son olarak Zeynep'in harika bir sürprizi var edebiyat severlere.. 

Merhabalar Zeynep, nasılsın, nasıl geçiyor karantina günleri?

İyiyim teşekkürler. Bu karanlığı da hep birlikte sağduyu ve dayanışmayla atlatmayı diliyorum.Daha çok okuyup yazma fırsatı olarak değerlendirmeye çalışıyorum.

Neredesin şu anda, İzmir mi İstanbul mu?

İzmir’de Urla’da evimdeyim. Küçük yerde yaşamanın avantajı ile biraz daha şanslıyım galiba. Kalabalıklardan toplu taşımadan uzak günlük yaşam daha kolay.

Öyle gibi. Ama yine de salgına karşı önlem alıyorsundur diye düşünüyorum. Tamamen eve mi kapandın, yoksa arada dışarı çıkıyor musun?

Önlem alıyor mümkün olduğunca kontrollü çıkıyorum. Yürüyüşler yapıyorum. Dediğim gibi kırlık ve sahilde dikkatli olarak minik molalar alabiliyorum. Zorunlu kimi toplantılarımızı da mesafeli ve kontrollü olarak yapıyoruz. Biliyorsun Metin Altıok Şiir Ödülümüz dahil tüm etkinliklerimizi de erteledik Şimdilik Nisan sonuna kadar. Kitap fuarları paneller ve söyleşilerimiz vardı yoğun bir programdan sade bir yaşama döndük.

ÖNLEMLER YETERSİZ

Evet maalesef birçok etkinlik ertelendi senin de dediğin gibi. Bireysel olarak da hepimiz kendimizce önlemler alıyoruz elbette. peki bu süreci hükümet nasıl yürütüyor sence, hazırlıklı mıydı, ya da yeterince önlem alındı mı?

Ne yazık ki çok endişe verici bir süreçle karşı karşıyayız. Yeterli önlem alınmadığını, toplumun bilinçlendirmeye muhtaç bir konumda bırakıldığını düşünüyorum. Önlemler yetersiz. Bilim yerine tevekkül anlayışı ile çağın salgınını atlatmamız mümkün değil. Bakanlık test uygulamasında zayıf ve yetersiz. İtalya örneği gibi asıl sorun sağlık merkezlerinde yönetimsizlik ve toplumsal farkındalık, dayanışma eksikliği. Bunu yönetmeyen bir sorumsuz tutum var. Bir haftalık sessizlik sonunda ortaya çıkan devletin başı sadece piyasa kaygısıyla konuştu. Kriz masasına TTB, emekçi sendikaları çağırılmadı. Önlem paketleri sağlık odaklı değil. Elbet süreç yönetimi ve ekonomi de önemli ama bu noktada da ezilenler emekçiler için önlem yok. Sosyal devlet yok.

Maalesef.. Az önce karantinayı okuyup yazarak değerlendiriyorum dedin. Ne ya da neler üzerinde çalışıyorsun şu sıralar?

Uzun zamandır biriken yazılar, raporlar vardı. Bu sene annEmin 75. Yaşı ve kaybedişimizİn 10. Yılı. Yılın ikinci yarısında bir dizi etkinlikle anmak dileğim. Ona ilişkin çalışıyorum. Arşive daldım biraz. Mektuplar yazılar arasındayım. Dönemin ruhuna uygun bir kitap okuyorum. Amin Maalouf’un “Uygarlıkların Batışı”. Özellikle yaşadığımız coğrafyada aydınlanmanın önemini kavramak adına çok faydalı çok ufuk açıcı. Zaten en sevdiğim yazarlardan biridir. Bir de birkaç yıllık yazılarımı gözden geçiriyorum. Yeni bir kitap için. “İçi Boşaltılan Cumhuriyet ve Laiklik” kitabımın ikinci baskısı için güncel bilgi ile son bir yılın gerici saldırılarını ek bölüm olarak hazırlıyorum.

ACILARI KAHKAHA MALZEMESİ YAPMAK AYMAZLIKTIR

Zeynep, biliyorum tatsız bir konu ama sormam gerek.. Geçen hafta içinde sosyal medyada bir stand-up komedyeninin son derece tepki çeken bir takım esprileri gündeme oturdu. herkes biliyordur diye tekrar etmiyorum artık söylenenleri. Ama sen neler hissettin ve sence mizahta her şey mübah mı?

Evet çok üzücü bir süreç oldu. Ne yazık ki çok talihsiz ve sorumsuzca sarfedilmiş cümleler. Sağlıklı bir açıklama ve özür de gelmedi dün geceye kadar. “Ofansif sanat” diyerek adalete kavuşamamış, yüzleşilmemiş bu kadar acı bir katliamı bir mesajı da olmayan kahkaha malzemesi yapmak kötü niyet olmasa bile özellikle bizim gibi eğitimsiz ve “yerli milli dini” değerler üzerinden her gün sınanan bir toplumda en hafifinden umarsızlık, sorumsuzluk ve aymazlık. Birilerini rahatsız edip kahkaha toplamak sanat değildir. Adaletin hiç gelmediği ve hukukun koruyucu olmadığı bir ülkede açık toplumsal yaraları mesajı olmayan bir kahkaha malzemesi yapmak aymazlıktır. Ancak bu eleştiri hakkımızı kullanırken işte tam da bu kişinin sorumsuzluğunun yaratmasından endişe duyduğumuz boyutuyla kendisi karşı karşıya kaldı. Ayrıştırılmış, zaten hayatı ofansif deneyimle, yaşam hakkı ihlaliyle, nefret kültürüyle sınanan farklı kesimlerin ajite tepkileri ürkütücü boyutta. Başkalarının başına gelmesine neden olabilecek umarsızlığını eleştiriyoruz. Linç kültürüne karşıyız. Bu cümlelere maruz kaldığı için yaptığını beğenmek zorunda da değiliz. Hem onu korumak hem de doğru bulmadığımız tutumuna yönelik tepkimizi dengeli şekilde aktarmakla yükümlüyüz.

Teşekkürler yanıtın için. Son bir soru: Karantina bitince ilk ne yapacaksın, neyi özledin en çok?

Tersten yanıt vereyim önce. Açıkçası bu kadar yoğun tempo içinde kentten kente bir çok işle uğraşırken en çok evde vakit geçirmeyi özlemiştim. Şimdi en mutlu olan kedilerim :) Bütün gün yanımdalar. Öte yandan ilk iş ödülümüzü planlayacağım yeniden. 2018  ödülü sahibi Gökçenur Ç ve 2019 ödülü sahibi Hıdır Işık’a ödüllerini taksim edeceğimiz güzel bir etkinlik ve sonrasında da dostlarla bir arada olmak özlem haline geliyor. Bir de bir sürprizim var okuyanlara… Bir süre önce evde arşiv karıştırırken bulduğum bir mektup var. Karantina günlerinde bizi talip edenlere  heyecan verici bir renk olsun. Edip Cansever’in annem Füsun Akatlı’ya yazdığı bir mektup ve babam Metin Altıok’un Edip’in dörtlüğünden esinle mektup üzerine çalıştığı desen. Edebiyat geçmişimizden bir mücevher gibi geldi bana. Bulunca çok heyecanlandım. 

Müthiş bir belge gerçekten de, tam edebiyat müzeleri için hatta… Çok teşekkür ederim bu sohbet için, sağlıklı günler dilerim. 

Bu zor günleri aşmak için bilime sağduyu ve dayanışmaya ihtiyacımız var. Ben de hepimiz için sağlıkla ve güvenle sonlanmasını diliyorum bu sürecin.