Sonraki randevu Bağdat'ta

İstanbul'da düzenlenen İran ile "5 artı 1" ülkeleri arasındaki nükleer müzakereler sona erdi. Müzakerede bir sonraki toplantının 23 Mayıs'ta Bağdat'ta yapılması kararlaştırıldı.

cumhuriyet.com.tr

Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda bugün BM Güvenlik Konseyi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya'nın oluşturduğu "5 artı 1" ülkeleriyle İran nükleer müzakere için masaya oturdu. Müzakerelerin öğleden önceki ilk oturumu karşılıklı açıklamalarla "olumlu" havada geçti. İlk oturumun sonunda ABD heyeti, İran'a ikili görüşme talebinde bulundu.

İran'ın Nükleer Başmüzakerecisi Said Celili, ABD'nin bu talebine cevap vermeden önce Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'yla sürpriz bir görüşme yaptı. Görüşme sonrasında İran haber ajansı ISNA, İran Nükleer Başmüzakerecisi Said Celili'nin ABD'li heyetin, ikili görüşme teklifini kabul ettiğini açıkladı.
 

Rusya'dan da 'iyi geçiyor' açıklaması

İstanbul'da İran'la yapılan nükleer müzakerelerin "olumlu" bir havada geçtiğini belirten bir açıklama da Rusya'dan geldi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un yardımcısı, "İstanbul'daki nükleer müzakere oldukça iyi geçiyor" dedi.

 

'Bugün son sözler söylenmeyecek'

Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'ın sözcüsü Michael Mann,  İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, Fransa ve İngiltere ile Almanya'dan oluşan ''5 1'' ülkeleri arasında, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda başlayan nükleer müzakereler konusunda basın mensuplarına bilgi aktardı.

Yeni bir süreci başlattıklarını vurgulayan Mann, temel konularda bir anlaşma sağlanması halinde ikinci tur görüşmelere geçilebileceğini bildirdi. Irak hükümetinden ikinci tur görüşmelerin Bağdat'ta yapılması konusunda bir teklif aldıklarını belirten Mann, ancak henüz kararın verilmediğini söyledi. Nükleer müzakereler konusunda daha önce ortaya konulan şartların hala geçerli olduğunu vurgulayan Mann, yeni tur görüşlerde atmosferin şu ana kadar çok pozitif olduğunu kaydetti. Mann, "İran'ın tekliflerini duymayı bekliyoruz" dedi.

Dün akşam tarafların katıldığı yemeğin üç saat sürdüğünü ve çok iyi bir atmosferde geçtiğini ifade eden Mann, yemekte nükleer program konusunun görüşülmediğini, iyi ilişkilerin nasıl kurulabileceğinin konuşulduğunu söyledi. Mann, "Eğer İran, uluslararası toplumu, programın tamamıyla barışçı amaçlar için uygulandığı ve taahhütlerine uyacağı konusunda tatmin edebilirse böylece görüşmeler sona erebilir" dedi.

Masada olan bütün ülkelerin farklı yaklaşımları olduğuna dikkati çeken Mann, ancak hepsinin aynı çizgide durduğunu ve taahhütlerine uyması konusunda İran'a baskı uyguladığını söyledi.

Toplantının sona ermesinin, görüşmelerin başarılı veya başarısız geçmesi konusunda bir ipucu olmayacağını ifade eden Mann, görüşmelerin toplantının ardından da devam edebileceğini kaydetti. Mann, "Bugün son sözler söylenmeyecek, bir süreci başlatmak için temel atmayı umuyoruz" dedi.

 

'Müzakerelerin öğleden önceki bölümü yapıcı bir atmosferde geçti"

Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'ın sözcüsü Michael Mann,  nükleer müzakereler konusunda basın mensuplarına bilgi aktardı. Görüşmelere öğle yemeği arası verildiğini bildiren Mann, "müzakerelerin öğleden önceki bölümünün yapıcı bir atmosferde geçtiğini ve tarafların öğleden sonraki bölümde ikili görüşmeler yapacaklarını" bildirdi. Müzakerelerin geçen yıla oranla daha olumlu olduğunu vurgulayan Mann, tarafların saat 16.30 veya 17.00'de tekrar toplu olarak bir araya gelmelerinin planlandığını ifade etti.

Geçen yıl ortaya konan güven artırıcı önlemlerin halen masada olduğunu da belirten Mann, öğleden önceki oturumdaki görüşmelerin yeni önerilere odaklanmadığını kaydetti. Mann, Ashton'ın bugünkü görüşmelerin ardından basın toplantısı yapmasının öngörüldüğünü de söyledi.

 

Ashton ve Celili'yi Davutoğlu karşıladı

Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda müzakarelerin başlamasından önce Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ilk olarak AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'ı, kısa bir süre sonra da İran Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi Sekreteri ve Nükleer Başmüzakereci Said Celili'yi karşıladı.

''5 artı 1'' ülkeleri adına Catherine Ashton ve İran adına Said Celili'nin başkanlığındaki müzakerelere, diğer ülkelerden üst düzey bürokratlar katılıyor.
 

Davutoğlu müzakerelere katılmıyor

Müzakerelere katılmayan Bakan Davutoğlu, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda kendine tahsis edilen bir bölümde çalışmalarını sürdürüyor.

 

Nükleer faaliyet Şah döneminde başladı

ABD'nin desteğiyle 55 yıl önce nükleer çalışmalara başlayan İran, 1990'lardan itibaren nükleer programını Rusya'nın kontrollü desteğiyle sürdürdü. 2000'lerin başından itibaren ise Batı kamuoyu İran'ın atom bombası yapacağından kuşkulanarak Tahran'a aşamalı olarak yaptırım uygulamaya ve siyasi baskıya başladı.

Nükleer faaliyetlerine 55 yıl önce başlayan İran, ABD, Batı Almanya ve Fransa'dan yardım aldı. 1979 İslam Devrimi'nden sonra çalışmalar için Avrupa ülkeleriyle işbirliğini sürdürdü. Ancak ABD'nin engellemeleri ve Irak'la süren savaş nedeniyle 1980'li yıllarda bir ilerleme sağlayamadı. Bu nedenle 1990'ların başında Rusya'ya yöneldi.

Türkiye arabulucu

Batı kamuoyunun İran'ın nükleer çalışmalarıyla ilgili endişeleri 2000'lerin başında hızla artmaya başladı. İran ve Batı ülkeleri arasındaki görüşmelerden sonuç alınamaması üzerine sorun gerginliğe dönüştü. Türkiye bu dönemde taraflar arasında "kolaylaştırıcı" rol üstlenerek diplomatik girişimlerini artırdı. Ancak gerginliğin artması, askeri müdahale seçeneklerinin tartışılması ve meselenin krize dönüşme emareleri göstermesiyle birlikte Türkiye sürece daha fazla müdahil oldu.

Türkiye-Brezilya-İran görüşmelerine öncülük eden Ankara, "arabuluculuk" rolü üstlendi. Bugün farklı platformlarda çözüm arayışları devam ederken, İran üzerindeki baskılar artarak sürüyor.

'Nükleer silah' günah fetvası

İran yönetimi ise, nükleer silah üretimi peşinde olduğu iddialarını yalanlarken, amacının yüksek teknolojiye ve elektrik enerjisine ulaşmak olduğunu savunuyor. İran dini lideri Ali Hamaney de nükleer silah yapımı, depolaması ve kullanımının dinen büyük bir günah olduğu fetvasını vermişti.

Askeri müdahale ve İstanbul'un önemi

Avrupa Birliği'nin aldığı karara göre, 1 Temmuz itibarıyla tüm AB ülkelerinin İran'dan petrol alımını kesin olarak durdurması bekleniyor. İran yönetiminin uygulamaya misillemede bulunmasıyla birlikte gerilimin tırmanmasından endişe ediliyor. Ayrıca ABD yönetimi ve İsrail, İran'a askeri müdahale seçeneğini halen masada tutuyor. Bu nedenle bugün İstanbul'da 5 artı 1 grubu ile İran arasında yapılacak görüşmeler büyük önem taşıyor.

 

Müzakereler sona erdi, sonraki randevu Bağdat'ta

BM Güvenlik Konseyi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya'nın oluşturduğu "5 artı 1" ülkeleriyle İran nükleer müzakere için Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda bir araya geldi. Müzakereler saat 11.00 sıralarında başlarken, toplu ve ikili görüşmeler şeklinde gerçekleştirildi ve yaklaşık 10 saat sürdü. Müzakereler, AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ile İran Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi Sekreteri ve Nükleer Başmüzakereci Said Celili başkanlığında gerçekleştirildi.
Ashton, müzakerenin sonra ermesinin ardından bir basın toplantısı düzenledi. Ashton, İran'la nükleer müzakerelerin, "yapıcı ve yararlı", bir süre önce İran'la yapılan "mektup teatisinin ruhuna uygun" olduğunu ifade ederken, 23 Mayıs'ta Bağdat'ta tarafların tekrar toplanacağını dile getirdi.

 

"Yapıcı ve yararlı..."

AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, İran'la nükleer müzakerelerin, "yapıcı ve yararlı", bir süre önce İran'la yapılan "mektup teatisinin ruhuna uygun" olduğunu ifade etti.

İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri ABD, Rusya Federasyonu, Çin Halk Cumhuriyeti, Fransa ve İngiltere ile Almanya'dan oluşan "5 artı 1" ülkeleri arasındaki nükleer müzakereler tamamlandı. Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'ndaki görüşmelerin ardından basın toplantısı yapan AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Ashton, "İran'la nükleer konusu ile ilgili müzakereler yapıcı ve yararlı olmuştur ve bir süre önceki İran'la yaptığımız mektup teatisinin ruhuna uygun olmuştur" dedi.

Ashton, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması çerçevesinde yüklenilen bütün yükümlülüklerin İran tarafından yerine getirilmesinde ve ancak bu yapılırken İran'ın da, nükleer enerjinin barışçıl yollarda kullanılmasına ilişkin hakkına saygı duyma konularında mutabık kalındığını dile getirdi.

Görüşmelerde bir dizi diyalog çerçevesinde acil ve pratik adımlar atarak, güven artırıcı önlemler almayı ve İran'ın bütün uluslararası taahhütlerini nasıl yerine getireceğini tartıştıklarını kaydeden Ashton, bunu yaparken de adım adım ve mütekabiliyet çerçevesinde bir yaklaşım uygulama konusunda anlaştıklarını belirtti.

Bu adımların kapsamlı müzakereler sonucunda bir çözüme ulaştıracağının altını çizen Ashton, böylece İran'daki programın sadece barışçıl nedenlerle kullanılıp kullanılmayacağı konusundaki soru işaretlerinin ortadan kaldıracağına işaret etti.

Ashton, 23 Mayıs'ta yeniden toplanılacağını, ancak temsilcilerin ondan önce bir araya geleceği bilgisini verdi.

Celili: İleriye doğru bir adım attık

Ashton'ın ardından basın toplantısı düzenleyen İran Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi Sekreteri ve Nükleer Başmüzakereci Said Celili ise görüşmenin öncekilere oranla daha "başarılı" geçtiğini ifade etti. Bugünkü çalışmalara baktığında, işbirliğine dayalı yaklaşım çerçevesinde başarılı bir görüşme gerçekleştirdiklerini düşündüğünü söyleyen Celili, "İleriye doğru bir adım attık ve bu süreçte bugüne kadar geldiğimiz noktayı temel alarak ileriye doğru devam ettiğimizde bundan sonraki görüşme turunda da başarılı olabileceğimizi umuyorum" dedi.

"İranlılar ve İran halkı ile konuşurken bir baskı ve tehdit dili işlemez. Bugünkü müzakerelerde gördüğümüz diğer tarafların müzakere konusundaki ilgisi, talebi olumlu bir şekilde dikkate alınmıştır" vurgusu yapan Celili, işbirliği ve bundan sonraki müzakerelerle ilgili olarak pek çok konunun üzerinde mutabık kalındığını dile getirdi. Karşı tarafın yaklaşımı konusunda da müzakerelerde bir ilerleme kaydedildiğini gördüklerine dikkat çeken Celili, bunun görüş ayrılıkları olmadığı anlamına gelmediğinin altını çizdi. Celili, müzakereler sonucunda üzerinde mutabık kalınan noktaların önemli olduğunu vurguladı.