Son umut Merkel
Türkiye, Almanya ile yaşanan gerilimin kalıcı hasara yol açmaması için formül arıyor. AKP hükümeti, Almanya’nın talebi doğrultusunda Türkiye’ye verilecek AB fonlarının kesilmesinin müzakerelerin fiilen durması anlamına geleceğini düşünüyor.
Duygu GüvençTürkiye ile Almanya arasında zikzaklarla devam eden gerilimin AB sürecinde kalıcı hasara yol açmaması ve başta AB fonlarının askıya alınmaması için Ankara, örtülü adım atmaya devam ediyor. Bu çerçevede, AB ile 2013’te imzalanan mutabakat ile 1 Ekim 2017’de yürürlüğe girecek olan 3’üncü ülke vatandaşları için Geri Kabul Anlaşması’nın (GAK) askıya alınmayacağı öğrenildi. Ankara, katılım öncesi desteği öngören fonların kesilmesi halinde bunun müzakerelerin fiilen durması anlamına geleceğinden de kaygılı. Bu çerçevede Almanya’daki 24 Eylül seçimleri öncesinde rüzgâr enerjisi ihalesinin Alman şirketine verilmesi ve hemen ardından Alman milletvekillerine Konya’daki NATO Üssü’nün açılmasına izin veren Ankara’nın önceliği Hıristiyan Demokrat Parti lideri Angela Merkel’ın elini, Sosyal Demokrat Partili Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’e karşı güçlendirmek.
Ankara-Brüksel-Berlin hattında karşılıklı izlenen stratejiler ve atılması beklenen adımlar şöyle:
Brüksel’de mektup gölgesi: Erdoğan’ın Brüksel ziyaretinin ardından üst düzey siyasi diyalog toplantısı 25 Temmuz günü Brüksel’de yapılmıştı. Bu toplantıda Çavuşoğlu ve Çelik, AB Yüksek Temsilcisi Mogherini ve Komiser Johannes Hahn ile bir araya geldiğinde, Türk tarafı, ‘insan hakları, hukukun üstünlüğü, basın özgürlüğü’ gibi AB’nin hassas olduğunu söylediği değerlerin kamuoyuna yapılan açıklamalarda vurgulanmaması isteğini tekrarladı. Bu sırada AB tarafı da karşılıklı ‘dürüstlük ve açıklık’a verdiği önemin altını çizdi. Taraflar Gümrük Birliği’nin (GB) güncellenmesinden, vize mutabakatı ve AB fonlarının kullanımına kadar bir dizi sorunu tartışırken, Mogherini ve Hahn Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in mektubunu Türk heyetinden gizledi. Mektupta Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı’nın (IPA)’nın 4.3 milyar Avroluk fonlarının askıya alınması, Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin gözden geçirilmesini ve Avrupa Yatırım Bankası’nın fonlarının denetlenmesini gibi taleplere karşın, AB’nin gizlediği mektup ve içeriği Ankara tarafından “kötü niyetli” değerlendirildi.
GB tehdidi: Türk heyeti, mektubun detaylarına daha sonra üçüncü kaynaklardan ulaştı. Brüksel’in eline 24 Temmuz’da ulaşan mektubun yöntemi de tartışma yarattı. Gabriel’in doğrudan karar mercii olan COREPER’den karar çıkartmak ve bunu Konsey’de karara bağlamak yerine mektupla yaptığı çağrı, Ankara tarafından, Merkel’e karşı hamle olarak değerlendirildi. Ankara, Gabriel’in istediği gibi GB’nin Türkiye’ye karşı insan hakları ve hukukun üstünlüğü alanında bir parametre olarak sunulmasına ve tehdit olarak kullanılmasına karşı. Bu nedenle GB’nin, AB’nin de çıkarına olduğu temasına vurgu yapıyor.
Fonlarla müzakereler de duruyor: IPA fonlarının askıya alınmasının Türkiye için maddi anlamda büyük bir kayıp olmayacağına işaret edilirken, Ankara, böylesi bir kararın AB müktesebatındaki yerini de sorgulamaya başladı. Yapılan değerlendirmede, fonların askıya alınmasının ‘fiilen müzakerelerin durdurulması anlamına geleceği’ ve bunun ‘Türkiye-AB ilişkilerinde onarılmaz yaralar açacağı’ değerlendirmesi siyasilere de iletildi.
Ankara, 3’üncü ülke mutabakatını askıya almayacak: Türkiye ve AB arasında 17 Aralık 2013’te vize serbestisi karşılığı GAK için atılan imza ve Meclis tarafından da onaylanan anlaşmanının 24’üncü maddesinin 3’üncü fıkrası, Türkiye’nin, 3 yıl sonra, yani 1 Ekim 2017’de üçüncü ülke vatandaşlarnın da kabul etmesini öngörüyordu. Bu kararın yürürlüğe girmesine kısa süre kalmasına karşın, Ankara henüz mutabakatı tek taraflı askıya alma düşüncesinde değil. Geçen 3 yıl zarfında, üçüncü ülkelerle GAK imzalama sözü veren Türkiye’nin bu talebi de karşılanmadı. Ancak Ankara’nın, “uygulanmazsa tek taraflı feshederiz” diyerek attığı imzalara karşın bu aşamada mutabakatı uygulamayacağı ancak zamana yayacağı öğrenildi.
‘Türkiye bize saygı göstermeli’ Savunma Bakanı Ursula von der Leyen, “Türkiye’nin giderek demokrasi ve hukuk devletinden uzaklaştığını” belirterek, “Türkiye kendisinin talep ettiği saygıyı bize de göstermeli” dedi. Passauer Neue Presse gazetesine açıklama yapan Leyen, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yönetimindeki Türkiye’nin, günden güne Avrupa Birliği’nden uzaklaştığını belirtti. Bakan von der Leyen, “Bu yanlış yöne doğru bir gelişim” diye konuştu. ‘Çıkışım için banan güvence verilmeli!’ Almanya’da Sol Parti milletvekili Alexander Neu, Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesine yaptığı açıklamada Türkiye’nin, kendisinin PKK ile bağlantısı olduğu yolunda ‘saçma’ bir iddiası olduğunu söyledi ve bu durumda güvenliğinden endişe ettiğini belirtti. Neu NATO heyetinin Konya ziyaretine ilişkin olarak “Türkiye’den çıkabileceğim kesin olmalı” dedi. |