Son sözü doğa söyledi
Danıştay kararı, açılan davalara örnek olacak. Direnişçiler “Mücadelemiz sürecek” diyor.
Timur DanışAslında Yeşil Yol ile ilgili ilk eylem 1 Haziran 2015’te gerçekleşti. Yeşil Yol ekskavatörü Yukarı Kavrun’da Tayfun Bekar’ın ahırını yıktı. Bekar, yayladan herkese çağrı yaptı.
2 Haziran’da Fırtınalılar harekete geçti ve Yeşil Yol’u durdurdu. Kaçkarlar’dan yükselen ses bütün ülkeye yayıldı. Fırtına İnisiyatifi ve Yaylaların Kardeşliği Platformları kuruldu, Yeşil Yol’a karşı davalar açıldı.
Samistal’de direniş
Yukarı Kavrun’a giremeyen ekskavatör, 10 Temmuz’da bu kez 2800 metredeki Samistal’de ortaya çıktı.
Fırtına İnisiyatifi’nin çağrısıyla halk yaylaya doğru yola koyuldu. Fakat yola kasıtlı olarak bırakılan grayderle karşılaştılar. Grayder yolu tümüyle kapatmıştı. Direnişçiler yılmadı, grayderin yanından geçen bir yol yapıp yaylaya ulaştılar.
Aynı saatlerde Samistal’de kadınlar ekskavatörün önüne yattı.
Rabia Ana, Fırtına halkını arkasına alıp, o eşsiz konuşmasını yaptı. “Mahkeme nedir? Devlet kimdir? Mahkeme de benim, devlette; çünkü ben halkım” dedi.
Bir gün sonra çalışmayı tekrar deneyen ekskavatörün önüne yatan Gönül Hanım’a jandarmanın zor kullanması herkesi ayağa kaldırdı.
Samistal’de halk, 50 gün boyunca direndi.
Direniş haberleri tüm ülkeye yayıldı. Mahkeme Yeşil Yol’un Ausor bölümünün yürütmesini durdurdu. İnsanlar akın akın Samistal’e geldiler. Yeşil Yolcular her gelişlerinde engellendiler.
Direnişin 43. günü
Direnişin 43. gününde, Yeşil Yolcular bu kez gece karanlığında jandarma eşliğinde yaylaya geldiler. Fakat direnişçiler jandarmaya rağmen çalışmaları durdurmayı başardı.
28 Ağustos 2015 sabahı, direnişin 50. gününde Yeşil Yol’cular Samistal’i terk etti.
Ardından başlayan kar yağışı herkesi rahatlattı.
Çocuklara hesap veremeyiz
Danıştay’dan haber geldi. TEMA’nın açtığı davayla Yeşil Yol’u da kapsayan Karadeniz Bölgesi Çevre Düzeni Planı’nın yürütmesi Danıştay tarafından durdurulmuştu. Böylece direnişin, karın durdurduğu Yeşil Yol’a bir darbe de mahkemeden geldi.
Kimse kimseyi kandırmasın. Bölge insanını yeterince üzdüler. Sahil yolu, taşocakları, çarpık yapılaşma, neredeyse her vadiye yapılan HES’lerle. Şimdi de “Yeşil Yol” diye bir projeyle karşı karşıya getirdiler insanları.
Projeler 2013’te ihaleye çıkarıldı. ÇED engeline takılmamak için 20’şer kilometreyi geçmeyen bölümler halinde ihaleye çıkardılar.
Mücadele sürecek
Karadenizin yemyeşil yaylalarını traşlayan bu projeye “Yeşil” adı verilmesi ne ironik. Kimileri turizm gelecek, gelişeceksiniz, para kazanacaksınız diyor. Sanki halk nelerin olacağını bilmiyor. Karadeniz’in kimi bölgelerinin nasıl çöplüğe dönüştürüldüğünü sanki görmüyor.
Yeşil Yol’a karşı açılmış pek çok dava var. Danıştay’ın kararı bölgede büyük sevinç yarattı. Çünkü açılmış tüm davalara örnek oluşturacak.
Yeşil Yol’a karşı mücadele hukuk alanında da sürecek. Yetkililerin şunu bilmesi gerek: Burada yaşayan insanların, doğayı dikkate almayan bir projeye evet demesi mümkün değil. Çünkü o zaman, gelecek kuşaklara bunun hesabını veremezler.