Son nefesini vermek için sergisini bekledi

Ressam Lütfü Günay, son nefesini vermek için sergisinin açılmasını bekledi ve o gün hayatını kaybetti.

A. Celal Binzet

Hangi eğilimde olursa olsun her sanatçının beslendiği kaynaktır doğa. Yaşanan çevrenin izdüşümü belleğin girişik kanallarında birikip arınarak, ayıklanarak kendini açığa vurur. Açığa vuruş ya da dışavurum. Adına imge dediğimiz büyülü biçimlerin ortaya çıkışı kolay değil. 

Yeni yolları denemek, kapalı kapıları zorlamak için uzun gözlem ve araştırmalara gereksinim duyulması zorunlu. Lütfü Günay’ın (d. 1924) Sevgi Sanat Galerisi’nde açılacak desen sergisini hazırlık aşamasında gezerken bir yandan da sanat kavramının tamamlayıcısı olan “sanatçı” tanımlaması üzerine sorgulamaya çağırıyor izleyenleri. Güzel Sanatlar Akademisi Zeki Kocamemi Atölyesi’nde 1944-49 yılları arasında gördüğü eğitimini “Yüksek Resim Bölümü”nde tamamlar. Atılımcı ve yenilikçi düşünceye sahip oluşu ülkemizdeki sanat alanında bir ilke imza atmasını sağlamıştır. 

Arkadaşı Adnan Çoker ile ilk soyut resim sergisini 1953 yılında açtılar. O günden beri sanatçının yol haritası iki yoldan ilerleyecektir. Bir yandan soyut anlayış geleneğini sürdürürken öte yandan tutkuyla bağlandığı doğa görünümleri vazgeçilmezi olur. 

Başta memleketi ÇanakkaleKilitbahir olmak üzere yaşadığı coğrafya tuvalinden eksilmez. Bilinen bir gerçekliği anımsamak gerek. Her sanatçı için ilk ve tek başvuru kaynağı olan doğanın gözlenmesiyle yola çıkılır. Ve bu yolculuk sanatın her evresi için mutlaka geçerlidir. Günay’ın desen sergisinde onun yaşamda yolculuğuna tanıklık ediliyor. Yarım yüzyıl gerilerden başlayarak gezilen kentler, görülen doğa parçaları anlık izlenimlerle kayıt altına alınmış. Doğası gereği hızla alınmış izlenimlerin ayıklanmış görüntüleri sanat yapıtını kurgularken izlenmesi gereken yöntemi göstermesi açısından birer ders niteliğinde. Kullanılan malzeme çeşitliliği yanında çoğu küçük ölçekli kâğıtlardaki çizimleri usta bir sanatçının yıllarıyla yoğrulmuş birikimlerini barındırıyor. Hemen ekleyelim ki sanatta ölçek konusu değil nitelik sorunu vardır. 

Sanatın ne olduğu konusunda düşünmek isteyenlerin buradaki desenlerle sanatçının tuvalleri arasındaki yolun nelere karşı aşıldığını görmesi bakımından iyi bir fırsat. Ne yazık ki sanatçımızı uzun süreden beri çektiği rahatsızlığı sonunda 11 Kasım gecesi yitirdik. 

Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltraşlar Derneği’nin 1970 yılında kurucu üyelerinden olan Lütfü Günay’ın ertesi günü açılacak desen sergisini göremeden aramızdan ayrılışı sanatımız adına büyük bir eksiklik olduğu kadar acı bir rastlantı da. O artık bıkmadan betimlediği doğasına kavuştu.