Sömürgeden bağımsızlığa

Cumhuriyet, sanayileşmeyle ekonomide devrime imza attı.

Emre Deveci

 

Cumhuriyet’in ilanının 95. yılında Türkiye, bir kez daha sanayide ve tarımda dışa bağımlılıkla ve yüksek dış borcu nedeniyle ekonomik krizle karşı karşıya.

Osmanlı hanedanı, 1854-1914 yılları arasında 222.7 milyon Osmanlı Altın Lirası’na denk gelen ve çoğu Fransız Frangı cinsinden olan dış borç almıştı. 1881’de kurulan Düyun-u Umumiye ile yabancılar ülkenin gelirlerinin üçte birine el koymuştu. 1535’te başlayan ve giderek artan kapitülasyonlarla ülke yarı-sömürge haline gelmişti. Ekonomik gelişme çok yavaştı. İngiliz iktisatçı Angus Maddison’un hesaplamasına göre, 1500’te 3 milyar 780 milyon dolara denk düşen Osmanlı’nın ekonomik büyüklüğü, 1923’e gelindiğinde 9 milyar 882 milyon dolara ulaşabilmişti.  
Tekstil ürünlerinde iç tüketiminin yüzde 90’ı ithal iplik ve kumaşlardan sağlanıyordu. İstanbul, hububat tüketimini büyük ölçüde Avrupa ve Amerika kaynaklı unlardan sağlıyordu. 1915’te tüm Osmanlı’daki sınai işletmelerin sayısı sadece 255’ti.

1924’te yayımlanan ‘Modern Türkiye’ başlıklı kitabında E. G. Mears “Yabancı sermayenin etki alanının Osmanlı İmparatorluğu’ndan daha geniş olduğu bağımsız bir devlet herhalde yoktur” diyordu. Mustafa Kemal de Nutuk’ta şöyle demişti: “Devlet borçların faizlerini bile ödeyemeyecek duruma gelmiş, dünyanın gözünde iflas etmiş sayılmıştı.”

101 milyon lira Osmanlı borcu

Düyun-u Umumiye ile kapitülasyonlar, Cumhuriyet ile birlikte kaldırıldı ve ekonomik bağımsızlık yoluna girildi. Cumhuriyet, 1954’e kadar Osmanlı borçlarını ödedi. 1929-1949 yılları arasında Türkiye, 100 milyon 895 bin lira Osmanlı borcu ödedi. 1940’ta gelindiğinde iç ve dış tüm olumsuz şartlara rağmen 29 milyar 855 milyon dolarlık ekonomik büyüklüğe ulaşıldı. 400 yılda ekonomi yüzde 161 büyürken, 17 yıldaki büyüme yüzde 202 oldu. Kişi başına gelir aynı dönemde 712 dolardan bin 625 dolara ulaştı. 1923-1929 yılları arasında lira cinsinden yıllık ortalama milli gelir büyümesi yüzde 9.4, 1930-1939 arasında bu oran yüzde 6 oldu.

1926’da yabancı gemilere tanınan ayrıcalıklar kaldırıldı ve Anadolu Demiryolu Şirketi ile Haydarpaşa Limanı millileştirildi. 1931’de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kuruldu.
Demir ve çelik sanayiinin kurulmasına ilişkin kanun ile birlikte Kayseri Uçak ve Motor Fabrikası açıldı. Menderes döneminde kapatılana kadar bu fabrikada 112 savaş uçağı üretildi.
Sovyetler Birliği’nin desteğiyle 1934-1938 Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı hayata geçirildi ve devletçilik modeliyle dokuma, maden işleme, kâğıt, kimya ve toprak sanayilerinde büyük tesisler kurulmaya başlandı.

AKP döneminde ise Cumhuriyet dönemi mirası özelleştirme yoluyla ve çoğunluk yabancı firmalara ucuza satıldı. Türkiye tarihinde yapılan toplam 69.9 milyar dolarlık özelleştirmenin 61.7 milyar doları AKP döneminde gerçekleşti. Fabrikalarını satan Türkiye, dış borca ve inşaata dayalı büyüme modeliyle krize sürüklendi.