Soma davasında WhatsApp krizi

Soma'da 301 madencinin yaşamını yitirdiği katliamla ilgili olarak devam eden mahkemenin bugünkü duruşmasına WhatsApp tartışması damgasını vurdu.

DHA / İHA

Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 6'sı tutuklu 46 sanıklı davanın, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesine, SEGBİS sistemindeki arızanın giderilmesiyle 1 hafta aradan sonra devam edildi.

Duruşmaya bilirkişi heyetinde bulunan Mehmet Maden'in raporlarına yönelik eleştirinin yanı sıra, Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı'nın WhatsApp grubu kurduğu ve buradan haberleşildiği bilgisini vermesi damga vurdu. Sanık avukatları bu gerekçeyle reddi hakim isteminde bulundu. Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı ise, kimseden belge saklamadıklarını, süreci açık bir şekilde yürüttüklerini söyledi.

Soma'da 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen faciada, 301 madencinin yaşamını yitirmesi ardından başlatılan adli soruşturmada, haklarında, 'Olası kastla öldürme', 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma', 'Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçlarından 301 kez, 2 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan toplam 46 sanığın yargılanmasına, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden başlandı. Duruşma öncesinde, Gar önünden yargılamanın yapılacağı kültür merkezinin yakınına kadar STK üyeleriyle yürüyen Somalı işçilerin aileleri, davanın sonuna kadar takipçisi olacaklarını söyledi.

Geçen pazartesi SEGBİS'deki arıza nedeniyle yarım kalan duruşmaya, kaldığı yerden devam edildi. Yoklamayla başlayan duruşmada, mahkemenin üye hakimlerden Esra Dokur, mahkemeye sunulan belgeleri okudu. Okunan belgeler arasında bilirkişi heyetinde, hukuk bilirkişisi olarak bulunan Mehmet Maden'in çekilme dilekçeleri de yer aldı. Mehmet Maden dilekçelerinde, 21 Kasım 2016 tarihinde ek rapora ilişkin görevlendirmenin kapsamının belli olmadığı ve görevlendirme kapsamının hakimin değerlendirme yetkisi kapsamında olduğu için bilirkişilik görevinden çekildiğini, ancak mahkemenin bu nedenleri ek rapor yapabileceğini söyleyip talebini reddettiğini anlattı. Bilirkişi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Maden ayrıca, dilekçesinde, gönderdiği dilekçe ve belgelerin mahkeme Başkanı Aytaç Ballı tarafından, mahkeme üye hakimleri ve bilirkişi heyetini içine alacak şekilde kurduğu WhatsApp grubunda yayımlandığını da açıkladı.

"ANAYASAYI İHLAL"

Mağdur ailelerin avukatları sanık avukatlarının, haksız suçlamada bulunduğunu ifade etti. Ailelerin avukatları adına söz alan Can Atalay, dosyaya müdahale edilmek istendiğini ayrıca bazı internet sitelerinde ve gazetelerde çıkan haberlere göre, Adalet Bakanlığı'nın mahkeme heyeti hakkında ocaktaki sabotaj iddialarını araştırmadıkları gerekçesiyle inceleme başlatılmasının da, anayasayı ihlal olduğunu söyledi.

Avukat Seçil Ege Değerli de, sanık avukatlarının reddi hakim girişiminin dosyayı manipüle etmeye dönük adil yargılamayı etkilemeye dönük olduğunu söyledi.

Söz alan duruşma savcısı Şükrü Akyıl da, sanık avukatlarının reddi hakim talebinde bulunmasının davayı uzatmaya yönelik olduğunu ve reddedilmesini istedi.

SANIK AVUKATLARINDAN 'WHATSAPP' İTİRAZI

Mahkeme Başkanı'nın taleplerini sorduğu tutuklu sanıklardan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, mahkeme başkanının bilirkişilerle görüşmediğini söylemesine rağmen böyle bir gelişmenin ortaya çıkmasını eleştirdi, adil yargılama istediklerini söyledi.

Sanık avukatlarından Faruk Çalışkan, WhatsApp grubunun ne zaman kurulduğunu, mahkeme üyelerinden birisinin neden bulunmadığını sordu. Can Gürkan'ın Avukatı Kadir Çekin de, Mahkeme heyeti için redd-i hakim isteminde bulunduklarını yineledi.

Ek bilirkişi raporunun bir imza eksik şekilde yayımlanamayacağını da savunan Kadir Çekin, "Bilirkişi raporları üyelerden birisinin imzası eksik olduğu zaman yayımlanamaz. Ancak mahkeme bunu dikkate almadı ve ek bilirkişi raporunu yayımladı. Bu bir skandaldır. Heyetin reddi içini yeterli bir gerekçedir. Mahkeme ayrıca dosyadan belge gizlemiştir. Faksla gelen belgeyi kabul etmesine rağmen, kargoyla geleni kabul etmemiştir. Heyet tarafsızlığın çok ilerisine geçti. Alınan kararların WhatsApp üzerinden diğer üyelere paylaşılması, görevi ihmal suçudur" dedi.

ELEŞTİRİLERİ MAHKEME BAŞKANI YANITLADI

Sanık ve sanık avukatlarından gelen eleştirilere zaman zaman araya girip yanıtlar veren Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı da, grupta üye hakimlerden birisinin HSYK tarafından Asliye Ceza Hakimi olmasından dolayı, bulunmadığını açıkladı. Grubu kurmada gizli bir amaçları olmadığını, bilirkişi heyetiyle de kendisine verilen yetkiler kapsamında görüştüğünü ifade eden Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, şöyle dedi:

"Gizli bir yazışmamız, sakladığımız bir durum yok. Mahkemeye böyle haksız ithamlarda bulunmayın. Gelen belgeyi gizleme durumu olamaz. Yeri geldiği zaman gelen belgelere ne işlemlerini yapıldığı ortaya çıkacaktır. Belgelere gerekli yerlere gönderildi. Bizi itham için erken davranıyorsunuz."
Sanık avukatlarının duruşmada ayrımcılık yaptığına yönelik eleştiriler üzerine ise Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, "Kelimelerimizi de cımbızla çekmeye başladınız. Mahkeme neyin ne olduğunun çok iyi farkında. Mesleğe dün başlamadık. Biz de işimizi biliriz. Mahkemenin kendisini savunma durumu yoktur. Yanlış bilgilerle hareket etmeyin" dedi. Duruşmaya reddi hakim taleplerinin değerlendirilmesi için ara verildi.

DAVANIN GEÇMİŞİ

Manisa'nın Soma İlçesi'nde 13 Mayıs 2014'teki maden kazasında, 301 madenci hayatını kaybetti. Faciadan sonra başlatılan adli süreçte, aralarında Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru ile İşletme Müdürü Akın Çelik'in de aralarında bulunduğu 8 kişi tutuklandı. Facianın yıldönümüne iki ay kala 2 Mart 2015 tarihinde iddianame Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. İddianamede, tutuklu 8 kişi için, 'olası kastla öldürme' suçundan 301 kez 20-25 yıl, 'neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçundan 162 kez 2-6 yıl hapis cezası istedi. Tutuksuz 38 zanlı için de, 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma' suçundan 2-15 yıl hapisle cezalandırılmaları istendi. Ancak bu kişilerden, 25'inin cezalarının, kusur durumundan dolayı 3'te 1 oranında artırılması talep edildi. Geçen yıl 25 Aralık'taki duruşmada da tutuklu sanıklardan maden mühendisleri Hilmi Kazık ve Yasin Kurnaz, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

DAVANIN SANIKLARI

Cezalandırılmaları istenen sanıklardan tutuklu olan ilk 6 kişi: Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, Maden Mühendisi, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı, İşletme Müdürü Akın Çelik, maden mühendisi Ertan Ersoy ve emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik. Tutuksuz yargılanan 40 sanık ise maden mühendisleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Yalçın Erdoğan, Harun Güneş, Fuat Ünal Aydın, emniyet teknikerleri Ergün Yılmaz, Coşkun Derici, Necati Karadeniz ve Harun Yılmaz, Erdem Cambaz, Serkan Kocaman, Soner Günay, Ümit Şahin, Nazmicem Nesemioğulları, Hüseyin Alkan, Adem Ormanoğlu, Burhan Karabaş, Sertaç Büyükgüney, Nimetullah Uğurlu, Efkan Kurt, Mehmet Bayri, Sertan Günay, Batuhan Ünlüyol, Ozan Sezer, Erdoğan Cinoğlu, Halil Sarı, Serhat Dinç, Saltuk Alp Demir, Uğur Karabulut, Serdar Günay, Mehmet Uçgun, Ömer Değirmenci, Fahri Pançar, Olcay Erşin, Mehmet Avcı, Halil Burhan, Hüseyin Ergin, Hilmi Karakoç, Mehmet Erez ve Caner Uysal'dan oluşuyor.

DAVA ÖNCESİ YÜRÜYÜŞ

Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Soma davasının 13. duruşması 09.30'da başladı. 12 Aralık'ta SEGBİS'teki arıza nedeniyle ertelenen davanın 13. duruşması öncesi yaşamını yitiren madencilerin aileleri yakınları ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin de katıldığı topluluk istasyon önünden hareket ederek, Şehit Murat Öztürk Caddesi üzerinden mahkeme önüne kadar yürüyüş gerçekleştirdi. Yapılan yürüyüşe katılan topluluk, üzerinde şehit madenci ailelerinin isimlerinin yazıldığı pankartlarla birlikte sloganlar atarak yürüyüşü tamamladı.


Yürüyüşün ardından şehit madenci aileleri adına bir açıklama yapan Sosyal Haklar Derneği Başkanı ve madenci ailelerinin avukatlarından Can Atalay, “Çok zor günlerden geçiyor bu ülke. Ancak biz bu ülkenin aydınlığa çıkması için bu davayı takip ediyoruz. Bu ülke eğer kan gölü olmayacaksa ekmeğini kazanırken bir anda ölen 301 insanın hesabını sorulması ile aydınlığa çıkacaktır. Bugün iki tane gelişme var, bir tanesi bilirkişinin bizim anlayamadığımız bir manasızlığı anlayacağız. İkincisi ise Habertürk’te mahkemeye müdahale edildiğine ilişkin bir haber var. Süren bir yargılama ile ilgili Adalet Bakanlığı bir soruşturma açamaz. Anayasaya aykırıdır böyle bir durum. Açmamış olması gerekir. Ama şimdi gerçek meseleyi anlamaya çalışacağız” dedi.

Basın açıklamasının ardından davayı izlemek isteyen aileler polis kontrolü eşliğinde duruşma salonuna giriş yaptı.