Şöhret bir meslek değildir
Psikoterapist Çağatay Öztürk oyunculara kariyer planlaması ve şöhret yönetimi danışmanlığı veriyor. Öztürk’e göre arızaları avantaja çevirmek gerekiyor.
Sinem DönmezPsikoterapist Çağatay Öztürk, İngiltere’de staj yaptığı dönemde tecrübe ettiği kariyer ve şöhret yönetimini Türkiye’ye döndükten sonra ünlülerle burada da devam ettiriyor. Tümay Özokur ajansı oyuncularına iki yıldır şöhret yönetimi ve kariyer planlama danışmanlığının yanında psikoterapi de yapıyor. Öztürk, oyunculuğun yanında "arıza"yla birlikte geldiğini ve şöhretin yönetilmezse son derece yıkıcı olabileceğini söylüyor.
Çağatay Öztürk, Tümay Özkokur’la bir araya gelmeden önce de şov dünyasından birçok isimle çalışıyormuş. Şimdi, Tümay Özokur ajansı benzer bir işi kurumsal olarak yürütüyor. Ayda iki kez düzenli biçimde ajansa gidip oyuncularla görüşüyor ancak birebir sürekli temasta olduğu isimler de var. Yetenekli olmasına karşın kariyerini yönetemeyen, medyayla sürekli sorun yaşayan isimlerin artık sadece işleriyle anıldıklarını, oyunculuklarıyla var olduklarını söylüyor.
Öztürk şöhrete canlı bir organizma muamelesi yapmak gerektiğinin altını çiziyor ve günümüzde herkesin şöhret olabildiğini ancak önemli olanın o şöhreti kalıcı kılmak ve itibarlı şöhret olmak olduğunu söylüyor. Öztürk’e göre bizde şöhret meslek olarak algılanıyor: “Siz bir şeyi iyi, ayrıcalıklı, farklı yapıyorsunuzdur, onun üzerinden bir şöhret yakalarsınız. Ancak şöhret bir çiçek gibi, ilişkiler gibi canlı. Ona bakmak, korumak lazım.”
OYUNCU KENDİNİ ROLÜYLE TEDAVİ EDER
Kariyer yönetimi genellikle iletişimciler tarafından yapılır. Bunu bir psikoterapistin yapmasının getirisi ise Öztürk’ün söylediğine göre farklı. Çalıştığı oyuncuların kendisine mesleğinden ötürü daha rahat açıldıklarını, özel hayatlarına dair en önemli kararlarını bile kendisine danışarak aldıklarını anlatıyor. “Sır tutmamız, etik davranmamız, olaylara yaklaşım biçimimiz onlar açısından daha çok saygı görüyor. Çocuk yapmaktan tutun da birlikte olacağı insanı seçmeye kadar size çok rahat danışıyorlar.” Öztürk oyunculuğun diğer mesleklerden farklı yanını şöyle açıklıyor: “Bugün davranış bozukluğu sergileyen politikacılar da var ama ünlü bir politikacı özel yaşamında suistimale uğradığı bir şeyi karakteristik bir şekilde ele alıp, kendisini sağaltacak bir rolde oynamıyor. Oyuncu bunu yapıyor. Örneğin üvey babası tarafından tacize uğrayan bir oyuncu, bunu rol olarak oynayabiliyor. Oyunculuğu onu tedavi eden bir sistem haline de dönüştürebilirsiniz, o onu yok da edebilir. Diyelim bir sahne var ve oyuncu o rolü oynamak istemiyor. Benim görevim onun bunu niye yapmadığını bulmak.”
FASULYE AYIKLASA SEZEN AKSU OLAMAZDI
“Oyuncu olmak için önce yeteri kadar deli olmak gerekiyor” diyor Öztürk. Bir oyuncunun davranış bozukluğuyla ilgili şikayet edenlerin, onun oyunculuğunu bozmaya çalıştıklarını söylüyor. Çünkü Öztürk’e göre arızaları olmayan bir insanın yaratıcı olması beklenemez: “Bizim işimiz o arızaları onlar için avantaja çevirmek. Sezen Aksu evde fasulye ayıklayan bir Ayşe Hanım olsaydı o şarkıları yazabilir miydi? Oyuncu için de aynı şey geçerli. Ben bir oyuncuyla tanıştığımda önce arızasını keşfetmeye çalışıyorum. Bana oyuncular, 'Ben dengesiz miyim?' diye sordukları zaman 'Kendi ruhunuzla mesleğinize katkıda bulunacak şeyleri yok etmek yerine onunla yaşayacak hale getirmemiz önemli' diye cevap veriyorum.”
Öykü Çelik
İşimle alakalı çok faydalı oldu
Yurtdışında da çok uzun zamandır bu sistemle çalışıldığını bildiğim için çok merak ettiğim bir konuydu. Psikoterapinin işimle alakalı birçok faydasını gördüm. Mesleki stratejiler oluşturmak anlamında bakış açısı edindim. Görevimi yapayım, iyi oynayayım, işim bitsin olarak değil de oyunculuğun bir yaşam şekli olduğunu anladım. Ve bunu en faydalı şekilde nasıl yönlendirebileceğimi, kendi kontrolüm altında nasıl tutabileceğimi öğrendim. Hatta bunu yapabilme şansım olduğunu keşfettim.
Mert Yavuzcan
Yönlendirilmeye ihtiyaç duyuyoruz
Psikoterapinin hem bana oyuncu olarak hem de karakterimi daha gerçek kılmak için çok faydası oldu. Bizi biz yapan, karakterimizi yapılandıran iyi ya da kötü o kadar çok paradigma var ki. İşte psikoterapi burada devreye giriyor. Kendime ya da çevreme karşı davranışların sebebinin bilinçli ya da bilinçsiz nedenlerinin farkındalığını sağlıyor. Daha sağlıklı bir birey olmama yardımcı oluyor. Bu farkındalık yarattığım katmanlı karakterleri de etkiliyor. Şöhret dediğimiz şey mesleğin bir parçası. Yeri gelir inanılmaz popüler bir işte olursun ve bir anda herkes seni tanır ama o iş bittiğinde unutulursun. Profesyonel bir oyuncu bu tip durumlarla nasıl başa çıkacağını bilmek zorunda. Çünkü yeri geldiğinde hem medyatik hem de toplumsal bir baskı altındaymış hissini yaşıyoruz ve yönlendirilmeye ihtiyaç duyuyoruz.