‘Sizin dağ gibi gaddarlığınız’
Sir Ian McKellen tiyatro yaşamını anlattığı bir söyleşi için izleyici karşısındaydı. McKellen gecede, Shakespeare’in göçmenler hakkındaki bir tiradını da okudu.
Emrah Kolukısa36. İstanbul Film Festivali’nden Onur Ödülü alan Sir Ian McKellen kolay kolay hafızalardan silinmeyecek bir akşam yaşattı İstanbullulara. British Council ve İstanbul Tiyatro Festivali işbirliğiyle Zorlu PSM’de düzenlenen bir söyleşi için sahneye çıkan ve yönetmen Serdar Biliş’in sorularını yanıtlayan McKellen yaklaşık 1.5 saat boyunca hayatının ve kariyerinin önemli köşetaşlarını anlattı, eğlenceli dedikodular paylaştı ve hatta Shakespeare’den pasajlar okuyarak muhteşem performanslar sundu. Henüz 3 yaşında ilk kez gittiği tiyatrodan çok etkilendiğini ve o zamandan aklına tiyatroyu koyduğunu söyleyen Ian McKellen hiç drama okuluna gitmediğini ve kendini Londra’nın dışında bir kentte deyim yerindeyse bodoslama sahneye atarak bir sezon boyunca 20’den fazla oyunda rol aldığını anlattı. İlk kez sahneye çıktığı oyunda takacağı yüzüğü ararken antre kaçırdığını da anlatan usta aktör “Sahneye çıktığımda diğer oyuncular kulise giriyordu. Sahneyi bensiz oynamışlardı” dedi ve ardından tiyatronun deneyimli oyuncularından birinin kendisine söylediği şu sözleri aktardı: “Beni yanına oturttu ve ‘Bak Ian, bir oyuncu kariyerinde sadece bir kez antre kaçırır. Ne şanslısın ki sen sıranı henüz kariyerinin başında savdın’”.
‘Shakespeare bizi tanır’
Shakespeare’in önemi hakkında konuşurken “Karakter fikrini yaratmış kişidir Shakespeare ve yazdığı her rol gerçektir, hepimizi tanır o. Muazzam olan da şu ki, onun insan ruhu üzerinde yaptığı analizler hâlâ geçerli ve yerinde. 450 yıl önce yaşadı ama bizim çağdaşımız gibi. Yani hepimiz Shakespeare’iz aslında”. Konu Shakespeare’e gelmişken en sevdiği Hamlet tiradının hangisi olduğu da soruldu kendisine ve Ian McKellen hiç sektirmeden gecenin ilk performansı verdi ve “Şimdi yalnızım / Ahh, ben ne adi, ne mayası bozuk bir köleyim” diye başlayan bölümü ezberden okudu.
Dedikodular, dedikodular...
Biraz da dedikodu... Rol aldığı ilk Shakespeare piyesi olan “Kuru Gürültü”nün yönetmeni Franco Zefirelli için “İlk gece bana makyaj yaparken ‘Ah Ian, bu geceyi nerede geçireceğimi bilmiyorum’ demişti. O yönetmenden ziyade bir tasarımcıydı ve mizanseni çok iyi bilirdi ama oyuncu yönetmek konusunda çok başarılı değildi. Bana söylediği tek şey ‘Sahneye çık ve izleyiciyi kendine âşık et’ olmuştu” diyen Ian McKellen eski arkadaşı Dame Judi Dench’i de anmadan geçmedi. “Judi provaya başlamadan oyunu okumaz. Bir keresinde Brecht’in ‘Cesaret Ana’ oyununu provalar sırasında ilk kez okumuş ve yönetmene gidip ‘Bu güzel bir rol demiştin bana’ diye çıkışmıştı” diyerek onun nasıl çalıştığını anlatan McKellen şöyle devam etti: “Ama öyle bir oyuncudur ki üç günde rolü anlar, ezberler ve provalarda sıkılır. Biz kendi rollerimizle boğuşurken o bir tepeye çıkmıştır adeta ama ona ayak uydurabilirseniz sizi de yanına çeker. İşte o zaman başka bir problemle karşılaşırsınız, tüm izleyiciler ona bayılır. Herkes sadece onu seyreder ve o da bunu çok güzel bir şekilde kullanır, haklı olarak.”
Shakespeare’den göçmenler tiradı
Sir Ian McKellen geceyi Shakespeare’in Thomas More oyunu için yazdığı tiratla sonlandırdı. Bu tirat, zamanında Kraliçe tarafından yasaklanan “The Book of Thomas More” oyun için yazılmıştı ve More’un yabancı düşmanlığı yapan, göçmenleri ülke dışına atmak isteyenlere karşı geliştirdiği bir savunmaydı. Bu bölümde ilk kez ayağa kalkan ve yabancı düşmanlığının asırlar öncesinde bile ne kadar yakıcı bir mesele olduğunu kanıtlayan muazzam tiradı okuyan McKellen tüm salon tarafından ayakta alkışlandı elbette. Ağır adımlarla istemeye istemeye Zorlu PSM’den çıkarken hâlâ onun sözleri yankılanıyordu kulaklarımda: “But chartered unto them, what would you think / To be thus used? this is the strangers case; And this your mountainish inhumanity. - Ya bu öfkeye siz maruz kalsaydınız, yabancıların karşılaştığı bu işte: Sizin dağ gibi gaddarlığınız.”
İSTANBUL FİLM FESTİVALİ’NDE BUGÜN -“Austerlitz” (Sergei Loznitsa) - 11.00 / Beyoğlu Beyoğlu -“Ghost in the Shell” (Mamoru Oshii) - 13.30 / Kadıköy Rexx -“Ornitolog” (J. Pedro Rodrigues) - 16.00 / Nişantaşı City’s -“Deha” (Marc Webb) - 21.30 / Levent Kanyon - Kadıköy Rexx -“Orhan Pamuk’a Söylemeyin...” (Rıza Sönmez) - 21.30 / Beyoğlu Beyoğlu Kate Blanchett’ten karakter eskizleri Julian Rosefeldt’in Altın Lale için yarışan filmi “Manifesto” aslında geçen yıl bir video art yerleştirmesi olarak büyük sükse yapmıştı. Kate Blanchett’in 13 farklı karakteri canlandırdığı ve Komünist Manifesto’dan Dogme 95’e dek tarihte yer etmiş çeşitli manifestoları okuduğu film hem Blanchett’in oyunculuğu hem de deneysel karakteriyle öne çıkıyor. “Manifesto” (19.00 - Nişantaşı City’s) |