Siyah Giyme Toz Olur

"Siyah Giyen Adamlar 3" (Men in Black 3), dünyaya kalmaya, konaklamaya veya olay çıkartmaya gelen kimi iyi, kimi zeki, kimi de harbiden deli uzaylıları ve onlardan sorumlu, özel yetenekli, altın yürekli ve siyah takım elbiseli yeryüzü ajanlarını anlatan 15 yıllık absürt serinin üçüncü ve son filmi, özetle...

cumhuriyet.com.tr

Siyah Giyen Adamlar 3, hakkını teslim etmek gerekirse en az 1997'de kotarılan ilk yapım kadar etkileyici, 2002'de çekilen ikinci filmden ise fersah fersah iyi.... Üç boyutlu, ilk iki filmden daha derinlikli, keyifli ve seyri zevkli bir film bu, kaçırmamalı...

Adams Ailesi filmleriyle kara mizah ve absürt işinin hakkını veren Barry Sonnenfeld, Siyah Giyen Adamlar serisinin üçüncü filmine de imzasını atıyor. Lowell Cunningham'ın Malibu Comic çizgi romanından uyarlanan filmin senaryosunu Etan Cohen kaleme aldı. Siyah Giyen Adamlad 3'ün başrollerini Will Smith, Tommy Lee Jones, Josh Brolin, Jemaine Clement, Michael Stuhlbarg ve Emma Thompson sırtladı. Komik adam Will Smith, son yıllarda dramda da rüştünü ispatladı, ancak hakkını teslim edelim, o hala Tom Cruise ile birlikte aksiyon sinemasının en aranan ismi. Josh Brolin kötü oynamamaya yemin etmiş sanki, vasat bir performans ona göre değil. Tommy Lee Jones, kurt bir aktör, ilk filmden bu yana yaşlandı ancak hareketsiz ve mimiksiz dahi bir filmi çekip çevirebilir. Emma Thompson da keza öyle...

Siyah Giyen Adamlar sayesinde, Sylvester Stallone, Michael Jackson, Elvis Presley ve daha pek çok yıldızın, ya uzaylı ya da ajan olduklarını öğrenmiştik. Son filmde anlıyoruz ki; pop art akımının başlatan, hepimizin gelecekte 15 dakikalığına meşhur olacağını müjdeleyen Andy Warhol, can sıkıntısından keçileri kaçırmakta olan bir uzaylı ajanıymış, efsanevi Rolling Stone grubunun solisti Mick Jagger'ın durumu ise daha vahim, o bir uzaylı, amacı ise dünyadaki kadınları yemek! İşte Siyah Giyen Adamlar 3, dünyayı istila eden uzaylıları anlatan filmlerle, tüm ünlülerle, insanların kainat hakkındaki fikirleriyle, evrenin sırları sayıklamasıyla dalgasını geçen, görseli güçlü, sabun köpüğünden hallice bir eğlence, en nihayetinde...

Uzaylıların niyeyse hep ABD'yi mesken eylediği, Amerikalılar'ın gezegenimizi heyecan olsun diye elbette son dakikada kurtardığı, riskleri sıfıra indirip, tehditleri savuşturduğu filmlerle alay etse dahi, yine de aynı derede yıkanıyor. insanlığın geleceğini karartan biricik şeyin uzaylılar değil Amerikalılar'ın ta kendisi olduğunu acemice saklamak, tuhaf, saçma ve artık baygınlık verecek kadar tekrara düşmek demek.