Şişli HAYIR Meclisi: Bir arada olmak kazandı
Şişli Hayır Meclisi’nden Emekçi Hareket Partili Nehir Sevim, 16 Nisan'da referandumda İstanbul'da büyük oranda "Hayır" çıkmasının nedenlerinden biri birinin "Hayır Meclislerinin olduğunu söyledi.
Zehra Özdilek16 Nisan referandumunda İstanbul’da hayır çıkmasının en önemli nedenlerinden birinin Hayır Meclisleri olduğunu belirten, Şişli Hayır Meclisi’nden Emekçi Hareket Partili Nehir Sevim, “Hayır Meclisleri hedefledikleri kararsız seçmenlere ulaşarak başarılı oldu” dedi. Göksel Kılınç ise “Kazandık. Bunu gerçekten söylemek lazım. Bütün devletin hilesine, hurdasına rağmen biz müthiş bir başarı elde ettik” diye konuştu. 16 Nisan anayasa değişikliği referandumu öncesi başkanlık sistemine hayır diyen çok sayıda demokratik kitle örgütü, sivil toplum kuruluşu, siyasi parti temsilcileri ve yurttaşlar bir araya gelerek Hayır Meclisleri’ni kurdu. İstanbul başta olmak üzere Ankara, Bursa, Artvin gibi çeşitli illerde çalışmalar yapan Hayır Meclisleri, çalışmalarına devam ediyor. Hayır’ın başarısını anlatan Şişli Hayır Meclisi’nden EHP’li Nehir Sevim (26), bağımsız birey Göksel Kılınç (33), Komşu Kapısı Derneği’nden Tolga Bektaş (42) ve Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi’nden (SYKP) Mehmet Saltoğlu (58) Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayarak şunları söyledi:
- Şişli Hayır Meclisi olarak referandumdan önce nasıl bir çalışma yürüttünüz?
Nehir Sevim: Hayır Meclisi olarak toplandıktan sonra ilçede bir değerlendirme yaptık. Genel kanı anketlerlen gelen verilerle birlikte “AKP’ye oy vermiş veya muhafazakâr olarak kendini tanımlayan bu referandumda da ‘evet’ demeye gönlü el vermeyen bir kitle var” yönündeydi. Kararsızlara yönelik çalışma yapılmasına karar verdik. Mahallelere gittik, bildiri dağıttık, stand açtık. Sürecin başlangıcında umutsuz ‘Hayırcılar’ denilen aslında ‘Hayır’ oyu kullanacak ama ‘Hayır’ çıkacağını düşünmeyen ‘Hayırcılar’ da vardı. Onları da bir tür motive etmeyi de hedeflemiş olduk. Hayır Meclisi’ne parti, dernek fark etmeksizin ‘Hayır’ demeyi düşünen herkes katılabiliyor.
Göksel Kılınç: Hem yereldeki daha küçük meclisleri işler hale getirmeye çalıştık, hem merkezi çalışmanın daha bölümlü organize bir araya gelmesi için çalıştık. Her hafta düzenli toplantılar yaptık. Kullanacağımız malzemeler, dil, propaganda faaliyetlerimizin hepsi tek tek yoğuruldu.
‘Kararsız seçmenlere ulaşıldı’
-Referandum sonucunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
N. Sevim: İstanbul’da ‘Hayır’ çıkmasının en önemli nedenlerinden biri Hayır Meclisleri. Hayır Meclisleri hedefledikleri kararsız seçmenlere ulaşarak başarılı oldu. Tabii diğer büyük şehirlerde de ‘Hayır’ın çıkması şunu gösteriyor; metropollerde insanlar kutuplaşma tuzağına düşmüyorlar. Yüksek oranda Evet çıkan yerler ise eşit kapsamda çalışmanın yürütülemediği yerler.
G. Kılınç: Kazandık. Bütün devletin hilesine, hurdasına karşın müthiş bir başarı elde ettik. Bu başarının getirisi olarak bize bir gösterge sunamadılar. Mesela yüzde 54, yüzde 46 gibi bir gösterge sunamadılar. Aslında o kadar sıkışmış hile var ki arada 2 buçuk milyon sonradan eklenen mühürsüz oylar bile bu beklenmedik durumun verdiği aciliyet aslında önümüze konulan oylar...
-Bundan sonra Hayır Meclisleri olarak planlarınız nedir?
N. Sevim: Hayır Meclisleri bu işi devam ettirecek. YSK’nin kararıyla ‘Hayır’ kazanmış olsaydı bile Türkiye’nin demokrasi mücadelesi devam ediyor. Hayır Meclisleri bunu böyle değerlendirip bunların öznesi olmaya devam edecek.
G. Kılınç: Şahsi kanaatim meclislerin işleyişi hâlâ eskisi gibi devam ediyor. Belli bir örgütlülük düzeyi yakalayamadık. Disipline edilmiş, daha düzenli işleyen, belli mekanizmaları olan bir işleyişten ziyade, daha bağımsız katılımın kâh arttığı, kâh azaldığı rüzgâra göre eğilim gösteren bir durum da şu anda. Bence bunu daha büyük, daha sıkı bir yapılanmaya doğru götürmek gerek.
‘Mücadeleyi bırakmıyoruz’
-M. Saltoğlu: Toplumun çok farklı kesimlerinden ‘Hayır’ diyenlerin hepsini bir arada tutabilecek bir yaklaşımla işe başlandı. Sonuçlardan çok yürütülen ‘Hayır’ çalışmasının ülkede yarattığı etki açısından baktığımızda ‘Hayır’ kazandı diyoruz. İkincisi de YSK’nin yapmış olduğu yolsuzluklar ve hırsızlıklar üzerinden gerçekten ispat edilmiş ve bilinen, üzerine de gidilmeyen çok fazla kullanılmış geçersiz sayılması gereken mühürsüz oylar var. Bu oylarla birlikte ‘Evet’ kazanmış oldu. O açıdan da ‘Hayır kazandı’ diyoruz ve mücadeleyi bırakmıyoruz. Türkiye’de diktatörlüğe karşı, savaşa karşı ‘bejin na’ diyenlerle Cumhuriyet elden gidiyor diyen Mustafa Kemal’in askerleri bir araya gelip kampanya yürütebildiler bu ülkede bunun altını çizmek lazım, çok önemli.
T. Bektaş: Esasında hepimizin ayrı vizyonları vardı, kampanya sürecinde bu vizyon bir iki cümlede ortaklaşıldı fakat ama işleyiş itibarıyla hepimizin hanesine olumlu yazılanlar farklı olabilir. Ben örgütlenmeye, bir arada olmaya dair bir kazanımın olduğunu düşünüyorum