Sisli bir yoldur mevsimlik hayatlar

Doğup büyüdükleri topraklardan ekmek parası için kopan mevsimlik tarım işçilerinin yeni topraklardaki hayatları da bir o kadar zor. En büyük iki sorun temiz su ve barınma. Türkiye’de sayıları bir milyonu aşan mevsimlik işçilerin cephesinde değişen bir şey yok.

MEHMET KIZMAZ

Kimi zaman okul çağına bile gelmeyen çocuklarıyla kurdukları çadırları yağış nedeniyle sular altında kalır, kimi zaman yemeklerini dışarıda kurdukları ocakta pişirir, duş ve diğer ihtiyaçlarını yine açık alanda karşılamaya çalışırlar. Günde 12 ile 14 saat güneşin altında kesintisiz çalışarak 40 ile 70 TL arasında yevmiye alırlar. Doğu ve Güneydoğu’nun birçok kentinden yola çıkarlar ama çoğunluğu Şanlurfa’dan. Okulların kapanmasıyla çapada, üzüm, domates, kayısı, pancar, fındık tarlalarında çalışmak için Adana, Konya, Bursa, Ankara, Manisa, Malatya, Çankırı ve Karadeniz kentleri başta olmak üzere yurdun dört bir yanına dağılırlar. Sonbahara doğru evlerine dönüş yaparlar. Evet, genellikle bozuk, eski model kamyon ve traktör kasalarında taşınan işçilerin ölümünü “trafik kazası” diye duyurulan haberlerde okuruz. İşte kamyon kasalarındaki mevsimlik işçilerin hayatları.



Sürekli boyun eğmek...
Batman’dan Bursa’nın bir köyüne incir toplamaya giden Ferit Alan (23), sabah 05.00’te başlayıp akşam 21.00-22.00’ye kadar yani günde 14-15 saat çalıştıklarını söylüyor. Bir incir için defalarca ağaca çıkartılıp indirildiğini belirten Alan, “Patronun eşiyle arası bozulur, stresini işçi üzerinden çıkarır. Bize bir köle gözüyle baktıklarını hissettiriyorlar. Yabancı bir yerde olduğun için de çekiniyorsun. Böyle olunca sürekli boyun eğmek zorunda kalıyorsun” diyor.

Mola diye bir şey yok...
Alan, çalışma koşullarına dair şunları söylüyor:
“Mola diye bir şey yok. Sadece öğle yemeğini yiyip kalkıyoruz. Bizim kaldığımız ev biraz daha iyi olsa da çevremizdeki diğer çalışanların kaldığı yer, terk edilmiş bir ev, çardak ya da bir harabe ev. Çalışıyorsun ama bir ihtiyacın olduğunda ancak zorla biraz para alıyorsun. Çalışma alanında en çok ezilen kadınlar oluyor. Daha önceki yıllarda da gördüğüm bir başka sorun daha var, misal patronun oğlunun vs. cinsel istismarı, tehdidi...
Bu tip sorunlar yüzünden, ‘bir daha gelmem, lanet olsun’ diyorsun ama başka çalışma alanları olmadığı için tekrar gelmek zorunda kalıyorsun.”

REVA GÖRMEK...
Yosunlu su içmek...

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi 2017’de İktisat Bölümü’nden 2017’de mezun olan A.H., (26) mevsimlik işçi. Fındık toplamak için dört yıl boyunca Ordu’nun yolunu tutmasını ve yaşadıklarını anlatıyor:
“Sonu Karadeniz’in ovaları gibi sisli olan bir yoldur mevsimlik hayatlar. Kimi zaman Karadeniz’in sağanağına rağmen bir çadırda, kimi zaman ise su akıttığı için tavanını naylonla kapattığımız bir ‘ev’de kalıyorduk. Mevsimlik göçün, içinde göç vardır aslında. Yine bir gün, tarlasındaki fındıkları toplamak için bizi almaya gelen tarla sahibinin getirdiği kamyona eşyalarımızı yerleştirerek yeni bir hayata doğru yola çıktık. Kırmızı kamyonun önünde durduğu ve tarla sahibinin yerleşmemizi istediği ‘ev’ ahırdan kötü durumdaydı. Benim gibi 13-14 yaşlarındaki çocukların ve anneleriyle gelen çok daha küçük çocukların da olduğu o kamyondaki insanlara o ‘ev’ reva görülmüştü. Birçok mevsimlik işte olduğu gibi fındık toplamada da var dayı başı sistemi. Çalışılmadan günlük her işçinin mesaisinden bir miktar para kesmek. Çoğu yaz aylarında geçen mevsimlik hayatların koşullarında su en büyük sorun. Bazen su hiç bulunmazken bazen de sıcak, ya da yosunlu su içmek kalıyor geriye...”


'ÇALIŞAN BİZİZ AMA...'
Lojistik mezunu Abdulsamet Kurt ise (25) Malatya’nın Doğanşehir ilçesinde kayısı topluyor. Günde 13-14 saat çalıştığını anlatan Kurt, “70 TL’ye çalışıyoruz. Yemek vs. gıdanın tümünü kendimiz götürüyoruz. Barınma koşulları çok kötü. Çok zor koşullar altında çalışıyoruz. Memlekette iş yok, ne yapabiliriz ki! Çalışan biziz ama hor görülende yine biziz. Bakış açıları kötü çalışanlara karşı” diyor. 


13 YAŞINDA
R.K.,13 yaşında. Yedinci sınıfı bittiren R.K., Malatya’da kayısı topluyor. Birçok yaşıtı gibi R.K., de önümüzdeki yılın okul harçlığını çıkarmak için başlamış mevsimlik hayatına.14 saat çalıştığı için çok yorulduğunu belirten R.K., okulunu özlediğini söylüyor.

<haber-dikey:1508278>